EV

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Dün, “virüs salgını” vardı çıkamadık evden, evde kaldık, hayatı eve sığdırmaya çalıştık.
Bugün, sokaklar, parklar, alanlar, yüreği kanayan, umudu tükenen, artık bir evi olmayan yaralı yüreklerle dolu…
Bu çaresizlerin çoğunun, sığınabileceği bir evi bile yok artık.
Evi sağlam kalanlar da korkudan giremiyor yuvalarına.
Dün, eve hapsedildiğimizde sokakları, parkları, alanları ne kadar da özlemiştik.
Bugün, soğuk sokaklar, karanlık, ürpertici alanlar, harabeye dönmüş hayalet misali caddelerde barınmak zorunda kalan depremzedeler için “ev” çok derin anlamlar ifade ediyor, evler özlemle anılıyor.
Meğer ev, huzurun, mutluluğun mekânıymış.
Evsiz olmaz, yuvasız yaşanmazmış

TARİH VE KÜLTÜRÜMÜZÜN ANITI KÖY EVLERİ HARABEYE DÖNDÜ
Bir kez daha derinden anladık ki ev, sihirli bir sözcükmüş.
Ya köylerimizdeki evler?
Ya tarihimizin, kültürümüzün yuvası mekanlarımız?
Ne yazık ki işte bu hatıralarla dolu evlerimiz şimdi yok artık, “Elveda!” demeden terk etti bizi.
Düğünlerle coşan, davetlerle dolup taşan evlerimiz…
Ana dilin konuşulduğu, nice Adıge masalının anlatıldığı, huzur içinde nice psıhalıvenin yenildiği, nice semaverin mutluluk kattığı sevinçleri, acıları ve unutulmaz anılarıyla köy evlerimiz…
Sahiplerinin güler yüzü, tarihe mal olan misafirperverlikleriyle bir başka derinlik kazanan, şirin balkonları, sakin avlularıyla arı duru, acı tatlı anılarla dolu yuvalarımız…
Çok çocuksu anılar yaşadı bu evler… Oyunlar, eğlenceler, kavgalar…
Coşkulu gençlerin hatıraları… Sohbetler, düğünler, kaşenler…
Ya yetişkinlerin hayat mücadelesi, imeceler, mutluluklar, yorgunluklar

SAYGI SİZE
Büyük emeklerle bu mekanları inşa edenler, evlerimizin içine tarih ve kültürel bilinci dokuyanlar, sevgiyle hoşgörüyle insanî, ahlâkî ve kültürel değerleri yuvalarımıza sığdıranlar, saygı ve özlemle anılıyorsunuz, binler selam, binler saygı size!

HER EVDE HERKESİN EMEĞİ VAR
Köy halkının, yardımlaşma, dayanışma ruhuyla bir araya gelip oluşturduğu dünyanın en samimi, en anlamlı imecesi ile yapılan köy evlerimiz.
Köylerimizdeki bu eski yapılar, genellikle birinci katı taş, ikinci katı kerpiçten oluşan yuvalar, sadece ev değil tarihin, kültürün mekanları.
O eski evlerin, o anılarla dolu yuvaların her taşında, her kerpicinde, her karesinde nice anılar gizli.
Bu samimi sıcak yapılar, köy halkının toplumsal birliktelik ve uyum şuuruyla inşa ettiği adeta birer küçük müzedir, müzeydi

EVİNİZİ KÖY HALKI YAPIYOR
Düşünün, evlendiniz yuva kurdunuz, yeni bir eve ihtiyacınız var.
Köy halkı, yaşlısından gencine, kadınından erkeğine herkes seferber oluyor ve size sıcacık bir yuva kurma telaşına düğüyor.
Birinci kat için taşa ihtiyaç var.
Hemen koşuveriyor köy halkı.
O gün köydeki tüm kağnılar taş taşıyor evin yapılacağı alana.
Dağ gibi yığılıyor taşlar.
Ve birinci kat tamamlanıyor.
İkinci kat için kerpiç lazım.
Yine köy halkının gayretiyle kerpiçler hazırlanıyor ve mekâna taşınıyor, işte bak ikinci kat tamamlanıyor.
Bir başka gün çatı çakılıyor.
Sırada, evin sıvanması vardır.
İşte genç kızların, yağız delikanlıların günüdür o gün.
Gün boyu şakalaşmalar, oyunlar eşliğinde evin içi dışı, her tarafı toprakla sıvanıyor.
Çerkes köylerinde imece bir başkaydı.
Köydeki yaşlıların hazır bulunduğu, kağnısı olan olmayan herkesin taş ve kerpiç taşımak için koştuğu, delikanlıların hizmet için coştuğu, genç kızların sofra hizmetiyle yarıştığı muazzam bir yardımlaşma örneğidir imece.
Her programdan sonra yemek ve düğün asla ihmal edilmez, programlar neşeyle, eğlenceyle taçlandırılırdı.
İşte bu güzel birlikteliklerin, bu muazzam yardımlaşmanın ürünü, bu hatıralarla dolu deprem bölgedeki mekânlar, hiç hesapta yokken bir anda enkaza döndü.
Yıkılan, toprağa gömülen sadece taş temeller, kerpiç duvarlar değil, tüm hatıralar yok olup gitti/gidiyor.

ANILARI BİRLİKTE YAŞATACAĞIZ
Bu halk, zora alışkındır, bu halk, küllerinden doğmayı bilen bir halktır.
İnanıyorum ki halkımız, yöre halkının bu hatıralarla dolu eserlerinin yok olup gitmesine asla izin vermeyecektir.
Bu kadirşinas insanlar, mutlaka bir yolunu bulacak, yine dayanışacak, yine ortak aklı kullanacak, yine zoru başaracak, anılar yeni mekanlarında sonsuza kadar yaşayacaktır.