KITIJ Cemil Biçer
Hayatın akışı içerisinde bazı “an”lar vardır; unutulmaz, unutulsa bile her hatırlandığında buruk bir tat ile yorgun belleğimizde canlanır.
Herkes meşrebince adlandırır bu anıları; kimi “mesel” der, kimi “kıssa”, kimi “anekdot”, kimileri “ironi”…
Adına ne derseniz deyin, olayın öznesi olan kahramanlara hangi etnik kimliği yüklerseniz yükleyin, olayın özü değişmez: Hayatın diyalektiğinde ibret alınıp ders çıkarılacak yaşam kesitleridir bu olaylar.
Aşağıda okuyacağınız olay, böylesi bir insan öyküsüdür. Yaşanmış mıdır, bilmiyorum; ama yaşanmış olma ihtimali çok yüksek bir “ibretlik” olaydır benim için.
Okuduktan sonra, herkesin feraseti ölçüsünde ders alacağından hiç kuşkum yok.
Ben bu olayı, Kayseri Uzunyayla coğrafyasında “ihtiyar” bir thametemizden dinledim. Olayın kahramanlarından biri “Kabardey”, diğeri ise doğal olarak “Avşar”.
Sarı sıcak bir bozkır sıcağında, atıyla Uzunyayla platosunda yol alan yaşlı bir Kabardey, sıcaktan ve açlıktan bitap düşmüş zavallı bir Avşar delikanlısına rast gelir. Genç Avşar, adım atacak mecali kalmamış bir halde, “Ne olur bir yudum su!” diye yalvarır ihtiyar Kabardey’e.
Yaşlı Çerkes, atından iner; genç Avşar’ı bir çalının gölgesine oturtur, kırbasından su içirir, heybesinden çıkardığı Çerkes peyniri ve tandır ekmeğini yedirir, karnını doyurur.
Yaşlı Kabardey’in bir anlık dalgınlığından faydalanan Avşar delikanlısı, Kabardey’in atına sıçrar ve hızla kaçmaya başlar.
İhtiyar Çerkes, arkasından bağırır: “Bu olayı lütfen kimseye anlatma!”
Avşar genci, atın gemini azıya alır ve geri döner. Şaşkın bir ifadeyle, “Niçin böyle söyledin ki, koca Çerkes?” der.
Yaşlı Kabardey, oturduğu yerden doğrulur ve eliyle uçsuz bucaksız Uzunyayla platosunu göstererek, “Bu olay duyulursa artık hiçbir Çerkes, bu ıssız yaylalarda yardıma muhtaç bir Avşar’a el uzatmaz da onun için,” der.
Avşar, bu kıssadan hissesine düşeni almış mıdır, bilemem. Bunu, o bölgede yaşayan Kabardey dostlar yorumlayacaklardır.
Ama bu yazıyı buraya kadar sabırla okuyan dostlarım, mutlaka hisselerine düşen dersi almışlardır.