Nart Akhoumsatch
İran’ın yapması gerekenler…
Belki artık çok geç ama her şeyden önce dinci yönetim, halkıyla var olan çatışmacı ve düşmanca tutumuna son vermeli…
Bunun için ülke yöneticileri kendi kişisel inanç ve yaşam tarzlarını devlet gücünü kullanarak, aynı inancı paylaşmayan milyonlarca insana dayatmaktan vazgeçmelidirler…
Zira bu değerler insanlığın ortak değerleri değildir…
İran halkı 1979 yılından beri bir gün olsun mutlu olamadı…
Çatışma, savaş, gerilim, kin, nefret, düşmanlık duygularıyla geçen tam bir 45 yıl…
Özgürce yaşama vurulan darbeler, yoksulluk, gelir dağılımı eşitsizliği, sosyal yaşamın sınırlandırılması vs. gibi İran aydın ve medeni halkının hiç de hak etmediği bir yaşam tarzına duçar edilmesi neden?
Niçin devrim yapıldı, devrimin amacı neydi?
İçkiyi yasaklamak ve kadınların başını kapatmak için mi bu mümtaz halkın milyonlarcası yaşamını yitirdi ve sakat kaldı?
Düşünün! Bir kimsenin dini gereği düşmanlık yapmak zorunda hissettiği bir başka inanca (Yahudilik) devletin resmî politikası hâline getirip düşmanlık yapması ve takipçilerini de bu histerik amacına ortak etmesi kabul edilebilir mi bir şey mi?
Bugün İran halkının yaşadığı felaketlerin altında yatan sebep de tam da budur…
Bir ülke düşünün ki, dış politikası bütünüyle başka bir ülkeyi yok etme temeli üzerine inşa edilsin ve bunu kendisine varlık sebebi yapsın…
İsrail’i haritadan sileceğiz diyorlar…
Bu, asla mümkün olmayacak bir şey ve hiç de gerçekçi bir hedef değil…
Fakat buna rağmen İran dinci yönetimi, bu amaç doğrultusunda örgütlediği ve İsrail’e karşı savaşan proxy güçlerine şimdiye kadar 100 milyarlarca dolar finansman desteğinde bulundu…
İran halkının ihtiyacı olan ve refahı için harcanması gereken bu paralar, sonu olmayan ve hiçbir zaman da gerçekleşmesi mümkün olmayacak amaçlar için heba edildi…
Sonuç olarak;
bu yanlış tutumun, 45 yıldır İran halkına savaş, kaos, ölüm ve yoksulluktan başka bir getirisi olmadı…
Batılılar da karşıt İslamcı (IŞİD, El Kaide vs.) gibi barbarları yaratarak korkunç cinayetlere imza attılar ve insanlık suçları işlediler…
Eğer İran ve vekil güçleri, İsrail’e karşı ölümcül düşmanlık yapmamış olsalardı, bugün Vahhabilik, Selefilik gibi sapkın dinci anlayışlar belki de sadece tarih kitaplarında kalacaktı…
İran, Batılılarla masa başında nükleer sorununa çözüm aramalıdır…
Bütün halkını kucaklayacak, evrensel insani değerleri temel alan demokratik bir cumhuriyet rejimine geçiş yapmalıdır…
Bunun için halkın iradesine başvurmalı ve referanduma gitmelidir…
Yönetim, halka bu şansı tanımalıdır…
Hiçbir devlet baskı, zorbalık ve halkı terörize ederek ebedi yönetilemez…
Ne yazık ki hiçbir zaman İsrail ile barışık yaşamayı düşünmediniz…
İyi komşuluk ilişkileri kurmak hiç aklınıza bile gelmedi…
İsrail’e hiç şans tanımadınız ve bütün ilişkilerinizi düşmanlık üzerine temellendirdiniz…
Çünkü aklınız hâlâ “Hayber”de…
İsrail orada var artık…
Bu gerçeği kabul edin!!
Eğer onu yok etmek isterseniz, İsrail’in de kendisini savunma hakkı olduğunu unutmamalısınız…
Empati yapın biraz!
Sizi birileri haritadan silmek isterse sizin tepkiniz ne olur?
İran, İsrail’e karşı şartlandırılmış düşmanlığı terk edip, rejimini demokratikleştirmelidir…
Batıya karşı Rusya ve Çin tarzı bir muhalefeti benimsemesi bence İran’ın seçeceği önündeki en ideal dış politika tarzı olmalıdır…
Bu, aynı zamanda Ortadoğu’da Batılı emperyalizmin, vekil güçleri, İslamcı sapkınların ve dinci terörizmin sonu da olacaktır…
İran’ın, fiilî savaş temelinde İsrail’e karşı bir düşmanlığı olmadığında, Batı’nın beslemesi İslamcı teröristlerin varlığı da anlamsız olacaktır…
Ve yarattıkları İslamcı teröristleri kendileri tasfiye edecektir…
Suriye’deki Vahhabi çağdışı dinci terörist yönetimin var edilmesi de İran’ın, İsrail düşmanlığına karşı bir tampon görevi görmesi içindir…
İran, İsrail için tehlike olmaktan çıkarsa Colani gibi terörist dinci yaratıkların, Batılılar nazarında hiçbir değeri olmayacak ve elimine edilecektir…
İran;
90 milyonluk nüfusuyla, jeopolitik konumu, askerî kapasitesi, tarihi, yeraltı ve yerüstü zenginliği ile çok önemli bir ülkedir…
Bu sebeptendir ki, İran’da muhtemel bir rejim değişikliği, bütün Ortadoğu’da çok köklü değişikliklere yol açacaktır…
İran rejim yetkilileri halkın iradesine saygı duymalılar…
Halkın devlete güveni kalmadı…
Umutlarını da yitirmiş durumdalar…
Son genel seçimlerde %41 katılım olmuştur…
Bu durumda, rejimin halk nazarında bir meşruluğu da kalmamıştır…
Halkın isteği, demokratik bir cumhuriyettir…
Özgür halklar olarak yaşamaktır…
İran aydın halkı, demokrasiyi ve çağdaş bir yaşamı hak ediyor…
1400 yıl önceki Arap kabile toplumlarının yaşam tarzı olan şeriat düzenini değil…