KAF-FED ve YENİ YÖNETİM

YEMUZ Nevzat Tarakçı
17.11.2013

KAFFED genel kurulu yakın.

Umulur ki yeni yönetim, Çerkeslik davasına gönül vermiş yürekli insanların kültürel sorunlarını bir bir nasıl çözdüğünün güzel örneklerini göstersin.

Diliyoruz ki yönetim daha fazla diplomasi ve daha sıcak uzlaştırıcı tavırlarla yeni ufuklara yelken açsın.

Hiç şüphesiz STK yöneticiliği çok zor bir görevdir.

Bu meşakkatli görev, kültürüyle yoğrulmuş, toplumunu anlayabilmiş, ezberini bozabilmiş, samimi kılavuzlarla çalışan, ufku, üslubu ve hoşgörüsü olan insanların işidir.

Farkındayız, yeni yönetim, her dönem olduğu gibi ne yazık ki yine dağ gibi kültürel ve ekonomik sorunlarla boğuşmak zorunda.

Kim ne derse desin, bu toplumun peş peşe sıralanan ve âciliyeti olan sorunları var.

Diğer taraftan Türkiye’de insan temel hak ve özgürlükler alanında hatırı sayılır gelişmeler yaşanıyor.

Hal böyleyken, seçilmişlerimiz, üst kurul temsilcilerimiz, bilgi, birikim ve basiretlerini kullanarak bu gelişmelerden toplumunu ne kadar yararlandırabiliyor? Sorusu cevap bekliyor

Gençlik, gereği kadar önemseniyor mu?

Daha sağlıklı bir iletişim dili ve daha düzgün bir üslup kullanılamaz mı?

Sorularının cevabı hararetle tartışılabilir.

Şüphesiz bugüne kadar yapılan samimi çalışmaları takdir etmek durumundayız.

KAFFED’in bugüne gelmesinde emeği geçen başta kurucu başkan Sayın

Muhittin ÜNAL olmak üzere bütün genel başkanları katkılarından dolayı kutluyor, sağlık ve mutluluklar diliyorum.

Oluşacak yeni yönetimin yolu ve bahtı açık olsun.

Yönetim, yeter ki samimiyetle toplumunun desteğini talep etsin.

Umuyorum ki yeni yönetim oluşurken:

Bilgi, birikim, değer…gibi hususlar göz ardı edilmesin.

Sübjektif değerlendirmelere fırsat vermeden nitelikli kişilere sorumluluk verilsin.

Toplumla barışık bir dil ve üslup kullanılsın.

Gençlik, varsa yoksa gençlik, gençliğimiz çok daha fazla önemsensin.

Kadirşinaslık beklentisine karşılık bulamayan kişilerin küskünlüğünün söz konusu olduğu bir ortam oluşturulmasın.

Malumdur, her toplum, fıtratına, tabiatına, tarih içinde şekillenmiş karakterine uygun bir yer edinme refleksi içinde hareket eder.

Ne yazık ki bugüne kadar bu hakikat gereği gibi anlaşılamadığı içindir ki

Türkiye’de insan temel hak ve özgürlükler noktasındaki bu sorun, bir ateş topu haline gelmiştir.

Yeni yönetim bu bağlamda:

Daha güçlü diplomasi uygulamalı,

Dışarda ve içerde daha sıcak tavırlar içinde olmalı.

Asla yakın çevre ablukası oluşturmamalı.

Amaca ulaşmak için mevcut iktidarla (aynı düşünceleri paylaşmıyor olsa bile) daha fazla görüşmeli, dağ gibi kültürel sorunları çok daha iyi anlatmalı, ortak çözümler üretilmeli, daha fazla bilgi alışverişinde bulunmalı.

Umuyoruz ve diliyoruz ki yeni yönetim, Çerkeslik davasına gönül vermiş insanların sorunları bir bir nasıl çözdüğünün güzel örneklerini göstersin.

Önümüzde en ümitsizlerimizi bile ümitlendirebilecek yeni fırsatların doğması ve bu fırsatların toplumumuza güzellikler getirmesi temennisiyle.