KAFFED/ KAFKAS VAKFI TEŞEKKÜR YEMEĞİ

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Göksun/ Gilahsteney’de güzel şeyler de oluyor.
Geçen gün Göksun’da icra edilen KAFFED ve Kafkas Vakfının organize ettiği “vefa programı” güzelliklerle doluydu.
Deprem sonrası bölgeye koşan, depremzedelere yardım elini uzatan dernek yetkilileri, iş insanları, muhtarlar ve gönüllüler için düzenlenen teşekkür yemeği, umutlarımızı yeşertti.
Gönüllülerin bu örnek davranışını taçlandırmayı amaçlayan bu birliktelik programında plaketler sahiplerini buldu.
KAFFED Genel başkanı ve ekibi, Kafkas Vakfı yönetim kurulu başkanı, dernek başkanları, muhtarlar, gönüllüler ve gençlerin temsilcileri programdaydı.
Programda verilen sıcak mesajlar acıları kısmen de olsa unutturdu.
Anlaşılan o ki kim ne derse desin, bu toplum yeri geldiğinde tek yürek olmayı başarabiliyormuş.
Ancak Göksun’un buna benzer bir programa daha ihtiyacı olduğu kanaatindeyim.
Bölgede yaşananlarla ilgili farklı düşünceye sahip kişilerin bir masada buluşması, konuşması tartışması, ortak aklın gereğini yapması, önyargıları, tek taraflı bakışları değiştirecek, bölgenin huzuruna büyük katkı sağlayacaktır.

DUYGU DOLU SICACIK BİR PROGRAMDI
Program, gürül gürül, canlı, etkili, zengin katılımlı bir ortamda gerçekleşti.
Davetlilere harika bir ev sahipliği yapan “Taşkonak Restoran” yetkili ve çalışanlarını yürekten kutluyorum.
İş insanlarımız, kurum yöneticilerimiz, dernek başkanlarımız, muhtarlarımız ve gönüllüler ve gençlerin temsilcileri vefa programında duygu ve düşüncelerini ifade etti.
Bir kez daha gördük ki acılar paylaşıldıkça azalır, sevinçler, mutluluklar paylaşıldıkça çoğalırmış.

KİMİ ENKAZIN ALTINDA KİMİ YATAK KIYAFETİYLE SOKAKTA
Çığlık çığlığa büyük bir felaket yaşadık.
Yıkılan, yok olan sadece sıcacık yuvalarımız evlerimiz, işyerlerimiz değildi, canlarımızı kaybettik, her şeyimizi, daha da önemlisi umudumuzu yitirdik.
Gecenin ayazında, o koyu karanlığında kalakaldık yapayalnız.
Kelimenin tam anlamıyla kıyameti yaşadık, tüyler ürperten can pazarlığı yaşadık.
Enkaz yığınları, “Bizi kurtarın, kimse yok mu?” inlemeleri…
Hasta, yaşlı ve bebeklerin yürek yakan manzaraları… Tarifi imkânsız bir çaresizlikti bu!
Bir dakikada viraneye dönen bölgede yarımız enkazın altında, yarımız yatak kıyafetiyle sokaklarda kalakaldık.
Yiyecek bir lokma ekmek, içecek bir damla su yoktu.
Kışın ortasında, buz gibi havada giyecek yok, ısınma imkânı yok, ümit yok

BU FEDAKÂR İNSANLAR KİMLERDİ?
Böylesine büyük bir felakette herkes can derdine düşmüşken tam anlamıyla bir can pazarı yaşanırken birileri canını dişine takarak deprem bölgesine koştu, depremzedelerin halini, hatırını sordu, sıcacık yardım elini uzattı, kardeşçe kucakladı onları.
Devletten önce kardeşlerinin yarasını sarmaya yetişen bu fedakâr insanlar kimlerdi?
Kimlerdi bu kışın ayazında, yazın kavurucu sıcağında, gece demeden gündüz demeden bölgenin imdadına yetişen bu duyarlı, bu fedakâr insanlar?
İşte o fedakâr insanlar bu programda, bu salondaydı.
Yürekten alkışı hak eden güzel insanlar, ne mutlu size!
İyi ki varsınız, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

TAKDİR SİZE TEŞEKKÜR SİZE
En olumsuz şartlarda çok büyük işler başarmanın, çaresiz insanların yüreğine dokunmanın hazzı bir başka olsa gerek.
Sizler, bu hazzı doya doya yaşayın, siz bu güzelliği hak ettiniz.
Hep sağlık ve huzur içinde olun!
Bir daha bu tür felaketlerin yaşanmaması temennisiyle kaybettiğimiz canları bir kez daha rahmetle, özlemle anıyorum.
Bu güzelliklerin dinamosu olan değerli yöneticileri yürekten alkışlıyorum.
İyi ki varsınız!