TLETSERUK Nahit Serbes
01.02.2010
Lefkoşa’da beni gezdiren Kıbrıslı arkadaşım Sadık beye, “Kıbrıs’ta ne kadar Çerkes var acaba” diye sorduğumda, ”1960’lı yıllarda Makarios’un gizli planı gereği Çerkeslerin ve Türklerin, toprakları büyük paralar karşılığı satın alınarak, Avustralya ve İngiltere’ye göç ettirildiler. Ancak bugün bile Kıbrıs’ın en zengin iş adamı olan Günay bey Çerkes’tir” yanıtını verdi. Bu kez adresini bulup, oğlum Enderle beraber Günay Çerkez beyin ofisine gittim. Aslında ben Günay beyle bundan iki yıl kadar önce bir vesile ile telefonla konuşmuştum, kendisi de beni Kıbrıs’a davet etmişti ama işin doğrusu böyle zengin bir iş adamı ile karşılaşacağımı hiç beklemiyordum.
Ofisine gidip de sekreterine Günay bey ile görüşmek istediğimi söyleyince, “sizi bekliyorlar mı efendim” dedi. Randevusuz geldiğimizi söyledim. Sekreter hanım benim adımı, soyadımı not etti. Belki hatırlamaz diye Türkiye’den geldiğimi ve Çerkes olduğumu da ayrıca nota ilave ettirdim. Günay bey notu alınca odasından çıkıp hemen yanımıza geldi. Beni ve oğlum Ender’i kırk yıllık bir dost gibi kucaklayarak karşıladı ve ofisine davet etti. İyi eğitimli ve zarif bir kişi olduğu her hareketinden belli oluyordu. Benim asıl hayret ettiğim şey, Türkiye bürokrasisinde önde gelen ne kadar Çerkes varsa hemen hepsini tanıyor olmasıydı. Günay beyin hem soyadının Çerkez, hem de Kıbrıs Ticaret Odası Başkanı ve Kıbrıs’ın önde gelen iş adamı olmasından ötürü Kıbrıs’a giden Çerkes asıllı iş adamı, bürokrat ve generallerin hemen hepsinin dikkatini çekiyor ve bu şekilde tanışıyorlardı.
Günay bey anlatıyor
Dr. Günay, benim gözümde gerçekten tam bir Çerkes, paradan ve zenginlikten konuşmayı görgüsüzlük sayıyor ama KKTC’nin turizm başkenti Girne yakınlarında uluslararası standartlarda 3 bin 300 metrekare kapalı alana sahip 800 dönümlük arazi üzerindeki Golf Tesisi ve Kuzey Kıbrıs’ın Turkcell’i ona ait. Öte yandan inşaat, turizm, sağlık alanlarında faaliyet gösteren tam 15 şirketin sahibi. Ayrıca Forbes dergisinin yazdığına göre üslendiği işlerin hacmi bir milyar Dolar civarında.
Günay bey zenginler dergisine de kapak olmuş
Dr. Günay Çerkez’in anlattığına göre: 1888 yılında Novorosiski limanından Abzegh gruplarıyla ayrılan iki gemiden biri olan, Avusturya Lıoyd’s şirketine ait Sphinx adlı birinci gemi, Kıbrıs açıklarında yanmış, bu kazadan kurtulabilenler Magosa’ya çıkarılarak Kıbrıs’ın Evdim bölgesinde iskân edilmişler. Bu bölge, hâlen İngiliz üssü olarak kullanılan Agrotur çevresindeki bir göletin yakınlarında bulunuyor. Söz konusu bölge, Kıbrıs haritalarında 1960 yıllarına kadar “Çerkes Çiftliği” olarak geçiyormuş. 1963 olaylarından sonra Kıbrıs haritasından “Çerkes Çiftliği” adı çıkarılmış, ancak daha eski haritalarda varmış. Yine Kıbrıs’ın Baf bölgesinde eski bir Çerkes Mezarlığı da bulunuyormuş.
Günay beyle bu konuşmamızdan sonra merak edip araştırdım. Aslında Çerkeslerin Kıbrıs’a gelip yerleşmeleri çok daha eskilere dayanıyor. Ta 1570 yılında Osmanlı’nın, Kıbrıs’ı fethinden sonra Kafkasya’dan çok sayıda Çerkes getirilip Limasol kasabasının Asomado (Gözügüzel) köyüne yerleştirilmişler. Hükümet, bu Çerkeslere ev ve cami de yapmış. Ancak bölge baştanbaşa bataklık olduğundan, uzun süre sıtmaya göğüs geren Çerkesler, en sonunda bu yeri bırakarak dağılmışlar. (*)
Bunların yanı sıra 24 Nisan 1877 de başlayan Balkan Savaşı sıralarında Kafkasya’dan 3 bin Çerkes güç kullanarak Kıbrıs’a zorla çıkmış. Fakat Osmanlı hükümeti, Kıbrıs Rumlarının karşı çıkışıyla bunları adadan geri çekmiş. (**)
Bugün, asimile olanlar ve göç edenlerin dışında, Kıbrıs’ta Çerkes dilini konuşamayan fakat Çerkeslerin Abzegh boyundan olduklarını bilen çok sayıda Çerkes yaşıyor.
(*) Dağarcık, Kutlu Adalı, 1’inci baskı, s. 288.
(**) Dünden Bugüne Kıbrıs Tarihinde İlginç Olaylar, 1. Kitap, s. 57