Doç. Dr. ENGANOY Erol Yıldır
04.03.2006
Kuleyi aramak, gerçekte kendini aramaktır.
Hiç kimseyle paylaşamadığımız bir yalnızlıkla çevrelenmişken, ömrümüzün geri kalanında yapmamız gereken yegane ve asli bir görev gibi kuleyi aramak bize bazen beyhude bir çaba gibi gelebilir. Tüm çabalarda da böyle değil midir? Şevkle yaparken işimizi, ya da bir eser ortaya çıkarırken, birden bire zihnimizde beliren “o işi” neden yaptığımızı düşündüren bir şüphe, bir anda yapacağımız ve yapmakta olduğumuz tüm çalışmalara da engel olur. Bir köşede sinsice durarak gevşememizi bekleyen potansiyel tembelliğimizi kırarak, bazen kendi motivasyonumuzu son bir çabayla oluşturarak yaptığımız nice çalışmalar, bu uğursuz şüphe yüzünden kim bilir kaç kez ortada kalmıştır.
Kuleyi aramak, bir insanın ancak kendi başına, çevresi ne kadar kalabalık da olsa sadece kendisinin yapabileceği bir iştir. Bu aramada yanında sevenleri de olsa, onlardan karşılıksız destekler de alsa sonuçta yapılan arama bireysel bir çaba olarak sadece yapan kişinin çabası doğrultusunda gelişecektir.
İnsan, garip bir yaratıktır aslında. Yaşamı, kıyısından tehlike ve acılardan uzak sakin bir patikadan yürüyerek geçip gitmek varken, en zorlu dik yokuşlarla dolu engebeli dağ yollarına vurarak, kendini kedere ve hüzne boğarak geçirmeyi yeğler genellikle. Zor olanın daha tatlı gelmesi mi? Kolay elde edilenin kıymetsizliği mi? Onu bu tercihe iter bilinmez. Ama yaşananlar geride kalıp, hatalar ve yanlışlar ancak yüksek bir kuleden bakıldığında görülebilecek berraklıkta fark edildiğinde ortaya çıkan sonuç, hep pişmanlık ve “keşke” lerle doludur. Yaşamı, yine kendimiz zorlaştırırız. Karşımıza çıkan birçok zorluğun oluşum nedeni yine kendimizden kaynaklanır. Bu nedenler, çoğu kez yanılsamalarla dolu özgür ve cüzi irademizle yaptığımız seçimlerde gizlidir. Özgür irademiz, bazen özgürlüğümüzün katili olarak prangalı bir mahküme çevirir bizleri.
Kuleyi aramak, yoğun, kişisel ve özel bir çaba gerektirse de insana kazandırdığı yaşamı yeniden gözden geçirme fırsatlarıyla dolu olması açısından, hata ve yanlışlardan dönebilme güdülerini de geliştirir. Bu ise, her zaman rastlanılmayan büyük bir nimettir.
Kuleyi arama, -adı yeni konulan- kadim bir insani uğraşıdır.
İnsanın en büyük yanılgılarından birisi duyumsadıkları kimi yeni bilgileri sanki sadece kendilerine has “özel bir düşünce” gibi algılamalarıdır. İnsanın yüz binlerce yıllık geçmişinde o özel düşüncelerin, farklı zaman ve zeminlerde de dillendirilmiş olabileceğini hiç akıllarına getirmezler. Böylece çoğu kez bu nesnel gerçeğin yerine, kendi ilgi alanlarının doğurduğu ve sadece kendilerince fark edildiğine inandıkları, kimi kez dar ve bağnaz kalıplara sıkışmış, özel fikirlerini putlaştırarak adeta iman ederler.
Kuleyi arama sürecinde arayıcı, farklı kişilerde karşılaştığı kendininkilere benzer fikirleri görerek, düşünme yetisinin her insanda bulunduğunu hatırlar.
Bu hatırlama, kule arayıcılarının kendi akıllarıyla elde ettikleri her türlü bilgiyi septik temellere oturtmalarına da vesile olur. Kule arayıcılarının tüm deneyim ve sonuçları “nihai bir gerçek” değil, sadece rastlantısal gelişmelere bağlı olarak olgunlaşmış tecrübe çıkışlı tavsiyelere dönüşür.
Kule yi arama sürecinde başkalarına ait kimi tecrübeler, yaşamın getirdiği kimi zorlukların aşılmasında veya düşünce bulanıklığına düşüldüğünde özel bir yapıya bürünerek çok büyük yararlar da sağlayabilir. Böylece kule arayıcıları birbirlerine elde ettikleri bilgileri, bulguları ve özel sonuçları vererek kendi yollarında yürümeye devam ederler.
(Bu bağlamda, elimize ulaşan bazı bulguları konuya eklemek yerinde bir davranış olacaktır.)
“KULE ARAYICILARINA NOTLAR-1”
Kule arayıcılarına önemli not;
Sevgili dostlar, biliyoruz kolay bir çaba değil yaptığınız. Ancak her şeye başlamadan evvel kavram kargaşasın düşmemek için kendinize şu soruları sormanızda büyük fayda vardır; Gerçekten emin misiniz? Yapmak istediğiniz işin farkında mısınız?
En azından katlandıklarınıza değmeyeceğini acı bir tecrübe olarak görebileceğiniz olası sonuçlarla karşılaştığınızda düşeceğiniz kimi durumlar hakkında yeterince düşündünüz mü?
Bu soruları vicdanınızda ve yüreğinizde yanıtladıktan sonra “Evet, kuleyi aramaya kararlıyım” diyorsanız evet kararlısınız, o halde sizlere söyleyeceklerimizi ilerde işinize yarayacağını düşünerek bilgi ve algı dağarcığınıza kaydedin.
- Kule aramaya başlamadan önce yapılması gerekenler:
- Bulabildiğiniz ve yayınlanmış her kaynağı okuyarak inceleyin. Kuleleri gördüğünü iddia edenlerle konuşun ve notlar alın. Ama şunu sakın unutmayın “kuleler hakkında sözlü anlatılanlara fazlaca itibar etmeyin, ancak yazılanları dikkate alın. Çünkü, doğru da olsalar kelimeler ancak yazılı hale geldiklerinde kalıcı bir gerçeklik kazanırlar. Sözler ise uçucudur, mesafe aldıkça biçim değiştirebilirler. (Ancak her yazılana da çok dikkat edilmesi gerektiğini, körü körüne inanılmaması gerektiğini unutmamanızı öneririz.)
- Kule arayanlarla mutlaka bir birlik oluşturun. Unutmayın ki kule aramak çok zor bir iştir. Bu nedenle bu yolda en küçük birikimi olan bir kişiye bile gereksinim vardır. Ufak nedenler için kule arayıcıları arasında güçlükle ulaştırılan hassas birliktelikleri bozmayın. Gerçekte kule arayıcılarının her biri kendi arama yolunu ve rotasını çizmiştir. Onları kendi rotanıza göre değiştirmek, değiştiremeyince de eleştirip karalamak yerine oldukları gibi kabul edin. Onları bu halleriyle kabullendiğinizde farklı renkleriyle kuleyi arama yolunda her birinin yerine getirdiği ayrı bir görevi olduğunu şaşırarak ve sevinerek göreceksiniz.
- Bulabildiğiniz tüm görsel belgeleri dikkatlice inceleyin. Kuleler arasındaki yapısal benzerliklere, teknik ayrıntılara çok dikkat edin. Her şeyden önce “Kule”nin ne olduğunu çok iyi kavrayın. Böylece karşınıza çıkacak kimi yapıların kule olmadıklarını ayırt etmiş olursunuz. Örneğin bir kule arayıcısı, günümüzün ilk temel kaynakları arasına giren “web” üzerinden sanal arama motorlarından birisine “Kule”, “Tower” veya “Başnia” gibi bu yapıların farklı dillerdeki adını yazdığında karşısına çıkacak bilgilerin kule yapılarla yüksekliği dışında bir benzerliği olmayan gökdelenler ve kimi yüksek yapılar olduğunu şaşkınlıkla göreceklerdir. Bu noktada şu gerçeği hatırlamakta fayda vardır. Bir konu hakkında ayrıntılı ve derinlemesine bilgi, ancak o konunun uzmanlarında bulunur. Etrafımızı kuşatan evren kadar sınırsız konu hakkında bir o kadar da farklı konuların uzmanları vardır. Unutmayın sizler onların “kule” hakkındaki cehaletlerini teker teker uğraşarak çözemezsiniz. Onları, kuleler hakkındaki kendi bilgi karanlığı ile baş başa bırakarak, sizi kendi arama çabanıza yoğunlaşmanızı öneririz.
- Kuleleri aramak çok özel bir çabadır. Her şeyden önce bu özel çabayı gösterirken kendi özel hayatınızı da ihmal etmemeniz gerekir. Kuleleri öncelikle yakın çevrenizden başlayarak aramanızda fayda vardır. Aynı zamanda kuleyi ararken yakın çevrenizde yaşayanları da ihmal etmemeniz gerekir. Ailenizin ve dostlarınızın da bu aramalara katılımı çok önemlidir (ah keşke mümkün olsa!) Denilebilir ki kule arayıcıları içinde en şanslı olanlar aile desteğini de arkasında hissedenlerdir. En bedbahtları ise, kuleyi ararken yapayalnız olanlardır. Ama ne gariptir ki kuleye kavuşanlar daha çok yalnız olanlardır. Bu ironi onları kulelerine kavuştursa bile ömürlerinin geri kalan yıllarında içlerinde parçalanmış bir yürek, kanayan, onulmaz bir yara olarak hep bekleyecektir.
- Kuleleri diyelim ki buldunuz! Her şeyin bittiğini sanmayın ortaya yeni ve alışılmadık güçlükler çıkacaktır. Bu güçlüklere karşı hazırlanmanız için baştan şu gerçeği kabul edin. Aradığınız kuleler şu anda asla sahipsiz değildir. Onları sahiplenmiş mutlaka birileri vardır. Bu sahipler, yabani bir hayvan veya dağlı bir çoban olabileceği gibi, siz ulaştığınızda ortaya çıkacak gizli bir varis veya yasal resmi bir hami de olabilir. Kuleleri, sadece kendini bekleyen ıssız yapılar olarak hayal edip arayan, bu yanlış kanı yüzünden kulelerine kavuşmanın heyecanı yerine kule koruyucularının varlığı ile yeis içerisinde, kuleyi bulmalarına rağmen kaybedebilirler.