ÇETAO Nadir Yağan
Maykop.05.06.2009
Mayıs ayının sonları. Vatana dönen birinci kuşaktan biri olarak vatanda on beşinci baharı da uğurladım. Birçok insanımız buradaki baharı görseydi eminim ki bu güzel mevsimi burada karşılamak isterlerdi. Maykop şehir merkezinden, alışveriş ve sosyal aktivitenin en yoğun olduğu yerlerden çıkıp yanımda Türkiye’den iki arkadaşımla 4 km uzaklıktaki Mafehable’ye geldik. Arkadaşlarım Mafehable’yi görmek, ev ve inşaat maliyetlerini öğrenmek istiyorlar.
Hava bulutlu. Yağmur ha yağdı ha yağacak. Doğa bir güç gösterisine hazırlanıyor gibi.
Yollarında çiçekler açmış dallarında tomurcuklar çoktan patlamış bir Mafehable karşılıyor bizi. Taze çimen ve ağaçların bahşettiği kokular insanı mutlu ediyor. Papatyalar, adını bilmediğimiz kır çiçekleri, yeşilin tonları arasına serpiştirilmiş kırmızı gelincikler gibi evleriyle güzel bir köy oldu Mafehable.
Türkiyeli Adigelerin inşaatlarının bulunduğu bölgeye doğru ilerlerken derin nefeslerle payımıza düşeni içimize çekiyoruz biz de. Doğa, sokakta telâşsız dolaşan insanlara ,kapıların önünde oynayan çocuklara “durun, geçmeden önce bir nefes alın” diyor sanki. Bu güzellik ancak böyle farkedilebilirmiş gibi bir his var içimde.
Çetao Ahmet, Hatuk Mehmet ve Nuri tarafından başlatılmış inşaatları ziyaret ettikten sonra köyün içinde yürüyüş yaparken Bereko Mehmet’le selamlaşıyoruz. Evin önüne dökmek üzere el arabasıyla çakıl taşıyor Mehmet. Eşi Tamara’nın çay, kahve ikramları eşliğinde biraz kapının önünde oturuyor, oynayan çocukları, tek tük gelip geçenleri seyrediyoruz.
Köydeki yaşam hakkında sohbet devam ederken yeni doğmuş köpek yavruları geliyor bazen ayağımızın dibine kadar yalpalaya yalpalaya. Alt alta üst üste oynaşarak arada bir de küçük bir kıyamet kopartıyorlar ki.
– Mafehable Carim Aslan döneminde Kosova’dan dönen Adigeler için kurulmuştu. Yerleştirilen aileler halen burada yaşamlarını sürdürüyorlar. Alıştılar. Bu aileler için gerekli ev,camii,poliklinik inşa edildi ama artık sadece Kosovalılar yaşamıyor. Tüm diasporalıların köyü oldu. Devlet burada yerleşmek isteyen diasporalı Adigelere sadece evrak masraflarını kendileri karşılamaları koşuluyla arsa veriyordu. Halen de veriyor, yalnız üç yıl içinde temel atma zorunluluğu var. Bu imkandan yararlanarak ben, İrfan ve Çetao Ahmet Kosovalıların ardından kendi imkanlarımızla köyde ev yaptık. Halen inşaatı devam etmekte olan iki arkadaşımız daha var.
Köyümüz resmi statüsünü de geçtiğimiz yıl kazandı.Bir okula açacak kadar okul çağında çocuk bulunmadığı için henüz bir okulumuz yok. Neyse ki Maykop uzak değil. Öğrenim çağındaki çocukları her gün dolmuş, otobüs ya da kendi imkanlarımızla Maykop’a taşıyoruz..
Mafehable’de Kosovalı, Türkiyeli Adigelerin bir arada yaşaması bana anlamlı geliyor. Onlar da bizim gibi dışardan geldikleri için ortak yönlerimiz çok, diyor Mehmet.
Arsayı aldıktan sonraki işlemleri, ev maliyetlerini soruyorum. Bu sefer evini yeni bitirmekte olan Çetao Ahmet yanıtlıyor:
– Çok net rakamlar vermek oldukça zor. Nasıl bir ev yapmak istediğine bağlı biraz da. Şimdi inşaat maliyetleri düştü. Tek katlı 100 metrekarelik bir ev bugünkü koşullarda 30 bin dolara tamamlanabilir, diyor .
Köy muhtarı Abdullah’tan da Mafehable’de arsa almak için Adige olmanın yeterli olduğunu, Türkiyeli 100 hemsehrimizin daha başvuruda bulunduğunu, halen başvuruların kabul edildiğini öğreniyoruz.
Hal böyle olunca şunları söylemek geliyor içimden:
Ey büyüklerinden memleket hasretini miras alan Adigeler,
Geçmişiyle, ülkesiyle bağ kurabilmenin yollarını arayanlar,
İçinde sürekli ne zaman biteceği bilinmeyen bir geçicilik ve göçebelik duygusu taşıyanlar,
Ruhen ve bedenen bölünmüş, bedeni diasporadayken ruhu ülkesinde olanlar,
Sürgünün sürüp gitmeyeceği umuduyla yaşayanlar,
145 yıl önce yüz binleri aşkın Adige’nin kendi coğrafyasını terk etmesine neden olan bu kahredici süreci tamir ve telafi edecek, talihimizi değiştirecek somut çözümler arayanlar,
Kaderimizi yorumlamaktan çok değiştirmek isteyenler,
Ölümcül bir sürgünü tersine çevirmek isteyenler,
Geçmişe ağlayarak vakit kaybetmek yerine gelecekte yaşanmak ve tüm halka yaygınlaştırılmak istenen yeni yaşam seçeneğini kendi kişiliğinde somutlaştırmak isteyenler,
Bilgi, maddi-manevi birikim ve deneyimlerini kolektif bir anlayışla zaman geçirmeden halkının ve ülkesinin gelecekteki yararına sunmak isteyenler,
Adige halkının toprakları üzerinde yeniden çoğalıp yükselerek hem vatanına hem ulusal varlığına sahip çıkma ülküsünü taşıyanlar,
“Hayati sonsuz, fırsatları sayısız sanıp kendimizi hep ileride bir gün karşılaşacağımızı sandığımız bir başkasına, bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor” demiş şair. İşte her geçen yıl ev sayısı biraz daha artan Mafehablemiz büyüyor, büyüdükçe gelişiyor, geliştikçe güzelleşiyor. İmkanları olan yeni yerleşimcilerini bekliyor. Karşımıza bugün çıkmış fırsatları yolumuzun dışına sürmeyelim. Bir gün geri dönüp onu deliler gibi arayabiliriz.
Adigeler olarak 145 yıl önce yaşadığımızı bir sorun ve de çözmek istediği bir sorun olarak görenler varsa içimizde; bir sorunu çözmenin yolu, sorunu ortadan kaldıracak tarzda yaşamaktır.