MUTLU MUSUN TÜRKİYE

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Sormak lazım halka “Mutlu musunuz?” diye.
Memnun musunuz ülkenin ekonomisinden, eğitim sisteminden?
Memnun musunuz durmak bilmeyen zam yağmurundan?
Toplumun bilinçli şekilde ayrıştırılmasından, kamplaştırılmasından?
Orantısız gelir dağılımından, çarşı pazarın yangınından, halkın perişanlığından,
Tahammülsüzlüklerden, kabalaşmalardan, ahlaksızlıklardan…
Haksızlıklardan, hukuksuzluklardan…
“Mutlu musunuz?” sorusuna, “Elbette mutluyum, baksana ezanlar okunuyor, bayrak dalgalanıyor, daha ne olsun!” diyenler kadar “Bu ülkede eğitim, ekonomi, demokrasi, hukuk, adalet…  Arap saçına dönmüşken ben nasıl mutlu olayım?” diyenler de var.
Peki, siz hangi cenahtasınız?
Halinizden mutlu musunuz, yoksa burnundan soluyanlardan mısınız?
Keşke hepimiz bir ağızdan “Mutluyuz, daha da mutlu olacağız!” diyebilsek.
Birleşmiş Milletler tarafından 2023’te 137 ülkede yapılan (sağlıklı yaşam beklentisi, kişi başına düşen gelir, sosyal yardım, özgürlük gibi kriterleri esas alan) “Dünya Mutluluk Raporu” na göre Türkiye, 106. sırada. Savaşın yakıp yıktığı Ukrayna, mutluluk sıralamasında 92. sırada.

NE OLDU BU ÜLKEYE?
Mutsuz bir toplum, huzursuz bir halk.
Ne oldu bu ülkeye böyle, bu toplum neden bu kadar telaşlı, bu kadar mutsuz, huzursuz?
Evlerden, sokak ve caddelerden yükselen çığlıklar neyin nesi?
Karnını doyuramayan, ev kirasını ödeyemeyen bir toplumda sanat, edebiyat… nasıl yaşayacak?
Kültür, nasıl gelişecek?
Donanımlı bir nesil nasıl yetişecek?

NEDEN MUTLU DEĞİLİZ?
Peki, neden mutsuz bu ülke insanı?
Evet, aslında cevabı bilinen bir soru bu.
Ülkede her geçen gün hırsızlık, yolsuzluk, ikiyüzlülük, ilkesizlik, ahlaksızlık artıyorsa…
Ülke, adeta suç şebekeleriyle örülü suçlular cennetine dönüyorsa…
Halkta duyarsızlık, umursamazlık had safhada ise bu halk mutsuz olmasın da ne olsun?
Ülkedeki haksızlıkları, zulmü sineye çeken ya da yok sayan azımsanmayacak bir kesim var.
Bunun bir sonucu olarak da toplumsal ve ekonomik çöküşü yaşayan bir halk.
Adaletin olmadığı topraklarda hiçbir iyilik, gelişme ve erdem yaşamaz.” Sözünü gel de hatırlama!
Ne yazık ki ülke her açıdan çölleşiyor…

Ekonomik tablo beklenin de üzerinde ağırlaştı.
Para, pul oldu, halk sefalete mahkûm edildi.
Ülke, son 8- 10 yılda uluslararası tüm verilerde, hukuk endeksinde son sıralarda, dipte…

SİYASAL İSLAM ve MİLLİYETÇİ KESİMİN TÜKENİŞİ
İşbaşındaki siyasal İslâm, inandığını söylediği değerleri temsil edemedi.
Söylemler ve eylemler çok farklılaştı.

Ahlaki değerler hak getire…
Bu durum, inanan kesime çok büyük kayıplar yaşattı.
Hani hep söylenir ya “Temsil, tebliğin önündedir!” diye işte İslâm temsil edilemedi.
Ufuksuz, basiretsiz, eğitimsiz, samimiyetsiz Müslüman ve İslam algısı, Müslüman imajını ve İslâm algısın tarihin en karanlık ve en kötü haline taşıdı.
Milliyetçi kesim de milliyetçiliği asla taşıyamadı, çıkarlarına paravan etti tüm değerleri.

Siyasal İslâm’ın geldiği noktadan çok farklı değil milliyetçi kesimin geldiği nokta.
Milliyetçi kesim de çok şey kaybetti, baksanıza, haksızlık, hukuksuzluk, yolsuzluk, mafyatik ilişkiler, ahlaksızlıklar diz boyu…
Bu durumda bu ülkede gençlerin Müslüman veya milliyetçi olma özentisini, İslâm’a ilgi duymasını bekler misiniz?

HER ŞEYE RAĞMEN MUTLU OLMAK GEREK
Ne yazık ki dünyamızda kötülükler hep var oldu, var olacak.
Etrafımızdaki olayların hepsini kontrol edemeyeceğimize göre her şeye rağmen mutlu olmanın bir yolunu bulmalıyız.
Sahi bu mutluluk yolunu tarif edebilecek olan yok mu?
Tarif edemiyorsanız bari bir konum atın!