NART’IN ÇIĞLIĞI

YEMUZ Nevzat Tarakçı
24.03.2018

Nart, yüreği sevgi dolu bir gençtir.

Yakışıklıdır, yüreklidir.

Evlilik çağındadır.

Kültürüyle iç içe büyümüştür.

Duyarlıdır.

Ana dilini çok iyi konuşmakta, olabildiğince kültürünü yaşamaktadır.

Kararlıdır.

 

Anne baba, biricik evlatlarının evlenip güzel bir aile kurması konusunda ısrarcıdır.

Her geçen gün baskılar artar.

Oysa Nart, çok iyi bilmektedir ki evlilik zor zanaattır.

Daha kötüsü, kocaman diplomasına rağmen sıkıntılı bir işte çalışmaktadır.

İşinde zahmet çoktur, ücret azdır.

Hayat pahalıdır.

Ailenin imkânları sınırlı, kendisi gururludur.

 

Yani Nart, huzursuzdur, mutsuzdur.

Uykuları kaçmaktadır.

 

Sıkıldıkça, bunaldıkça imdadına yetişir akordeon.

Çalar, dinler; biraz olsun rahatlar.

Enerjisi, az da olsa artar.

 

Hem kültürel duyarlılık gereği hem de “Umudum tazelensin, moralim düzelsin!” düşüncesiyle derneğin her etkinliğine katılır.

Koşar, koşturur.

Coşar, coşturur.

Güzellikleri alkışlar, alkışlanır.

 

Sadece müzikte mi danslarda da harikadır!

“Kâfe”si bir başkadır.

Ayrıca kusur yoktur saygısında; edebinde, sevgisinde…

O, böyle görmüştür ailesinde.

 

Sabırlıdır, kültürlüdür.

İyi-kötü bir iş sahibidir.

Yaşı da gelmiş, geçmektedir.

Artık evlenmelidir!

 

Ama nasıl?

Ama kimle?

Evlilik zor zanaat, dedik ya?

Kalmasa keşke bu yolda yaya!

 

Güzel kızlar da vardır çevresinde.

Bir gayret, bir gayret daha…

Ama olmaz!

İstediğini bulamaz!

Kendisini “Setenay” lara beğendiremez.

Yani bu işin sırrına eremez!

 

Artık iyice halsizdir, ümitsizdir, moralsizdir.

Çevresindeki kızlar da bir bir yabancılarla evlenmiştir.

Kendisi orta yerde kalmıştır.

 

Kimse duymaz bu çığlığı.

Herkes işinde gücündedir.

Nart’ın saçları ağarmıştır.

Baba ölmüş, anne hastalanmıştır.

Geçim yükü iyice artmıştır.

 

Yiğit delikanlı yorgundur.

Ek işlerle ancak geçim sağlayabilmektedir.

Gün geçtikçe evlilik “hayal” olmaktadır.

 

Nart, solgundur, bitkindir.

Annesini de kaybetmiştir.

 

Artık yapayalnızdır.

Sorgular geçmişini.

Sorgular kendisini.

Sorgular…

 

Sorular, sorular…

Cevabı olmayan sorular.

 

Bu noktadan sonra Nart iyice bunalmıştır.

Acımasızlık olabildiğince artmıştır.

Diploma işe yaramamış, saygı ve sevgi karşılık bulmamıştır.

Evlenememiş bir yuva kuramamıştır.

“Ah keşke!” dediği kızlar, ne yazık ki imkânı olan yabancılarla evlidir.

 

“Bu düzen neden böyle!” der.

Memleketi derk eder, gider!

 

Duymamıştır kimse bu çığlığı.

“Dernek” duymamıştır.

“Thamade” duymamıştır.

“Setenay” duysa da aldırmamıştır.

 

Ama duyanlar duymuştur.

Onlar da şöyle demiştir.

“Sikoş, bu Nart, nasıl Adige’ymiş?”

“Wualihi yazık, hem de çok yazık!”

“Bir Adige ile evlenememiş!”

“Baksana, memleketi terk etmiş!”

 

Zaman geçmiş Nart unutulmuştur.

Bir yabancıyla evlenip susmuştur.

Sonra kaybolmuştur!