YEMUZ Nevzat Tarakçı
19.12.2015
Bir bakın şu Türkiye’nin ve komşularının haline.
Yalnızlaşan, ayrışan, sevgi, barış, adalet ve huzurdan uzaklaşan, yobazlaşan, bir coğrafya.
Bu diyarlarda bölünme ve mezhepçilik had safhada.
Diz boyu huzursuzluk, bir o kadar mutsuzluk!
Mutsuzluk ve huzursuzluktan Çerkesler de ziyadesiyle nasibini almış durumda.
Nasıl almasın ki bu coğrafyada ölüm kol geziyor.
Kan kokuyor her taraf.
Huzur eriyip yok olurken öfke katlanıyor.
Nefret, altın çağını yaşıyor.
Ölümler sıradanlaşıyor!
NEREDESİN EY BARIŞ?
Biz, farklılıklara tahammül ederek birlikte yaşama bilincine ne zaman sahip olacağız?
Ne sihirli bir kelimeymiş meğerse barış!
Sen neymişsin be adalet!
Sen neymişsin be hukuk!
Neredesin ey paylaşarak birlikte yaşama sanatı?
ABARTIYOR MUYUZ ACABA?
Ne dersiniz, abartıyor muyuz yoksa?
“Bu yukarıda sayılan olumsuzluklar huzursuz olmanın gerekçesi olamaz!” mı demek lazım?
Her şeye rağmen mutluluğumuzu arttıramaz mıyız?
Hep pozitif olmak mümkün değil mi?
Bu coğrafyanın insanı mutlu olmayı hak etmiyor mu?
Yoksulluk, eğitimsizlik, kan, zulüm, ölüm… kader mi olmalı?
MUTLULUK
Mutluluk nedir?
Mutlu insan kimdir?
İsteyen herkes mutlu olabilir mi?
Nasıl mutlu olabiliriz?
Mutluluk nerede?
NEREDESİN MUTLULUK?
Bir gün melekler, mutluluğu saklamaya karar vermişler.
”İnsanlar mutluluğun kıymetini bilmiyor, saklayalım da mutluluğu bulmakta zorlansınlar.
Zor buldukları için belki kıymetini bilirler.” diyerek başlamışlar tartışmaya.
Tartışma büyümüş.
Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü.
Kimisi, “Everest’in tepesine saklayalım.” demiş.
Kimisi, “Atlas Okyanusu’nun dibine” demiş.
Taç Mahal‘in kubbesi,
Mekke sokakları,
İtalyan sofrası,
Bir hastanenin yeni doğan odası,
Dondurma külahı,
Lale bahçesi…
Pek çok yer düşünmüşler ama hiçbiri yeterince zor gelmemiş.
Derken meleklerden biri “İÇLERİNE SAKLAYALIM” demiş.
“Kimsenin aklına gelmez içine bakmak.”
İşte o gün bu gündür mutluluk insanın kendi içinde saklıymış.
Kıssa işte!
Belki de anlayana da hisse!
BİR TEMENNİ
Yalnızlaşan,
Ayrışan,
Sevgi,
Barış,
Adalet ve huzurdan uzaklaşan, gün geçtikçe yobazlaşan günümüz insanının yeniden huzur ve mutluluğa kavuşması temennisiyle.