YORGUN YÜREKLERİN BAYRAMI

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Acıların, bitmeyen sancıların, haksızlıkların hayatı kuşattığı bir ülkede yaşıyoruz.
Derin yoksulluk, büyük tedirginlik içinde hayallerin, umutların ötelendiği bir bayram.
Halk, ekonomik ve psikolojik olarak yorulmuş, yıpranmış durumda.
Ama bayram, sevinç ve huzur günü değil mi?
O halde her şeye rağmen sevinç, mutluluk ve huzur dolu bir bayram yaşamak gerekmez mi?
Neşenin, sevincin… tüm güzelliklerin dile geldiği bir bayram.
Fakat ne yazık ki gerçek güzelliklerin, iç huzurun ertelendiği bir bayram daha yaşıyoruz.

Mutluluk bedel istiyor.
Evet, bayram alışverişi yapamayan babaların bayramı.
Çocuğuna bayramlık alamayan annelerin bayramı.
İş bulamayan, atanamayanların bayramı.
Hastaların, mahkumların, sahipsizlerin, şehit annelerinin bayramı…
Ötekileştirmenin, dışlamanın, haksızlık ve hukuksuzluğun altın çağını yaşadığı bir bayram…

Torununa bayram harçlığı veremeyecek büyük baba ve büyük annelerin hüznünü; çocuğuna bayramlık alamayan anne babanın kahredici halini resmeden bayram.

Depremde evi yıkılmış, yakınlarını kaybetmiş, kaç bayramı çadırda, konteynerde yaşamak zorunda kalan ailelerin buruk bayramı.
Hayallerin, umutların askıya alındığı, ötelendiği bayram…
Yol parası bulamadığı için köyüne, evine gidemeyen, eşiyle çocuklarıyla, anne babasıyla bayramlaşamayan, gelecekten ümidi kalmamış, hayalleri tükenmiş on binlerin acısını hissettiğin bayram ne kadar bayram olabilir ki?

Ama bayram, paylaşmaktır mutluluktur.
Bu ülkede uzun zamandır öznesi insan, nesnesi öfke, nefret ve çıkar ilişkisi olan acı hayat hikayeleri yaşanıyor.
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar, işsizlik…
Açlık sınırında yaşayan milyonlarca insanın feryadı,
Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik…
Cezaevlerinden yükselen yürek yakan çığlıklar,
Büyük umutsuzluklar, derin çaresizlikler, tarifsiz hüzünler

Ama bugün bayram…

İşsizlik ve yoksulluk gibi çaresizliklerin yanında, içine gömüldüğümüz kanaatsizlik, hırs, hız, stres, kaygı… bayramı hissetmeyi, bayram coşkusu yaşamayı unutturuveriyor bize.
Gündelik hayatın yoğun temposunda yalnızlaştık, bunaldık, daraldık, içimize kapandık.
Kendimize, ailemize, eş ve dosta zaman ayıramaz hale geldik.
Yorgunuz, telaşlıyız, alabildiğine asabiyiz.
Bir o kadar da gerginiz ama bak bugün bayram!

Hani bayram duyarlılıktı, mutluluktu?
Hani bayram, kısacık bir mesaj, ufacık bir hediye, bir kucak sevgiydi?
Hani bayram, sıcacık bir gülümseme, hasret dolu bir kucaklaşmaydı?
Hani bayram, coşkuydu, duyarlılıktı, sevinç ve mutluluktu?

Bu bayram güzelliklere vesile olsun!
Her şeye rağmen umuyor ve diliyorum ki bu bayram duyarlılığımız artsın!
Bu bayram, kardeşçe kucaklaşmanın, sıcak selamlaşmanın zamanı olsun!
Bu bayram, kurumaya yüz tutmuş ruhlarımıza, neşe ve mutluluk dolu güzellikler üflesin.
Bu bayram; barış ortamında sevgiyle yüreklerimizi birleştirsin, kardeşliğimizi pekiştirsin.
Bu bayram, çocukların sevinçle coştuğu, yaralı gönüllerinyorgun yüreklerin onarıldığı mutlu anlarla dolsun.
Bu bayram, toplumumuzun içine düştüğü büyük sıkıntılardan bir an önce kurtulmasına vesile olsun!

Bu bayram, çocukların sevinçle coştuğu, yaralı gönüllerin, yorgun yüreklerin onarıldığı mutlu anlarla dolsun.
Başta inanç değerlerimiz olmak üzere tüm kutsalların siyasete ve menfaate alet edildiği günümüzde kaybettiğimiz bu insanlık değerlerinin yüreklerimizde yeniden yeşermesi umuduyla…
 
Yalnızlaşan, ayrışan, sevgi, barış, adalet ve huzurdan uzaklaşan günümüz insanının bayram vesilesiyle yeniden huzura kavuşması, taşlaşmış yüreklere güzellikler getirmesi temennisiyle sevgili dostların bayramını en içten duygularımla kutluyorum.…

İyi bayramlar!

Bayramı yaşayamayanlar
Bayramı hissedemeyenler, bayrama dokunamayanlar,
Bayramın içine giremeyenler, bayrama sevinemeyenler,
Bayram benim neyime, diyenler…

Haksızlık ve zulüm mağdurları, mahkumlar, şehit anneleri, hastalar, yaşlılar, kimsesizler…
Sizin de bayramınız kutlu olsun!
Acıların, bitmeyen sancıların, haksızlıkların hayatı kuşattığı bir ülkede yaşıyoruz.
Derin yoksulluk, büyük tedirginlik içinde hayallerin, umutların ötelendiği bir bayram.
Halk, ekonomik ve psikolojik olarak yorulmuş, yıpranmış durumda.
Ama bayram, sevinç ve huzur günü değil mi?
O halde her şeye rağmen sevinç, mutluluk ve huzur dolu bir bayram yaşamak gerekmez mi?
Neşenin, sevincin… tüm güzelliklerin dile geldiği bir bayram.
Fakat ne yazık ki gerçek güzelliklerin, iç huzurun ertelendiği bir bayram daha yaşıyoruz.

Mutluluk bedel istiyor.
Evet, bayram alışverişi yapamayan babaların bayramı.
Çocuğuna bayramlık alamayan annelerin bayramı.
İş bulamayan, atanamayanların bayramı.
Hastaların, mahkumların, sahipsizlerin, şehit annelerinin bayramı…
Ötekileştirmenin, dışlamanın, haksızlık ve hukuksuzluğun altın çağını yaşadığı bir bayram…
Torununa bayram harçlığı veremeyecek büyük baba ve büyük annelerin hüznünü; çocuğuna bayramlık alamayan anne babanın kahredici halini resmeden bayram.
Depremde evi yıkılmış, yakınlarını kaybetmiş, kaç bayramı çadırda, konteynerde yaşamak zorunda kalan ailelerin buruk bayramı.
Hayallerin, umutların askıya alındığı, ötelendiği bayram…
Yol parası bulamadığı için köyüne, evine gidemeyen, eşiyle çocuklarıyla, anne babasıyla bayramlaşamayan, gelecekten ümidi kalmamış, hayalleri tükenmiş on binlerin acısını hissettiğin bayram ne kadar bayram olabilir ki?

Ama bayram, paylaşmaktır mutluluktur.

Bu ülkede uzun zamandır öznesi insan, nesnesi öfke, nefret ve çıkar ilişkisi olan acı hayat hikayeleri yaşanıyor.
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar, işsizlik…
Açlık sınırında yaşayan milyonlarca insanın feryadı,
Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik…

Cezaevlerinden yükselen yürek yakan çığlıklar,
Büyük umutsuzluklar, derin çaresizlikler, tarifsiz hüzünler

Ama bugün bayram…

İşsizlik ve yoksulluk gibi çaresizliklerin yanında, içine gömüldüğümüz kanaatsizlik, hırs, hız, stres, kaygı… bayramı hissetmeyi, bayram coşkusu yaşamayı unutturuveriyor bize.
Gündelik hayatın yoğun temposunda yalnızlaştık, bunaldık, daraldık, içimize kapandık.
Kendimize, ailemize, eş ve dosta zaman ayıramaz hale geldik.
Yorgunuz, telaşlıyız, alabildiğine asabiyiz.
Bir o kadar da gerginiz ama bak bugün bayram!

Hani bayram duyarlılıktı, mutluluktu?
Hani bayram, kısacık bir mesaj, ufacık bir hediye, bir kucak sevgiydi?
Hani bayram, sıcacık bir gülümseme, hasret dolu bir kucaklaşmaydı?
Hani bayram, coşkuydu, duyarlılıktı, sevinç ve mutluluktu?

Bu bayram güzelliklere vesile olsun!
Her şeye rağmen umuyor ve diliyorum ki bu bayram duyarlılığımız artsın!
Bu bayram, kardeşçe kucaklaşmanın, sıcak selamlaşmanın zamanı olsun!
Bu bayram, kurumaya yüz tutmuş ruhlarımıza, neşe ve mutluluk dolu güzellikler üflesin.
Bu bayram; barış ortamında sevgiyle yüreklerimizi birleştirsin, kardeşliğimizi pekiştirsin.
Bu bayram, çocukların sevinçle coştuğu, yaralı gönüllerinyorgun yüreklerin onarıldığı mutlu anlarla dolsun.
Bu bayram, toplumumuzun içine düştüğü büyük sıkıntılardan bir an önce kurtulmasına vesile olsun!

Bu bayram, çocukların sevinçle coştuğu, yaralı gönüllerin, yorgun yüreklerin onarıldığı mutlu anlarla dolsun.
Başta inanç değerlerimiz olmak üzere tüm kutsalların siyasete ve menfaate alet edildiği günümüzde kaybettiğimiz bu insanlık değerlerinin yüreklerimizde yeniden yeşermesi umuduyla…
Yalnızlaşan, ayrışan, sevgi, barış, adalet ve huzurdan uzaklaşan günümüz insanının bayram vesilesiyle yeniden huzura kavuşması, taşlaşmış yüreklere güzellikler getirmesi temennisiyle sevgili dostların bayramını en içten duygularımla kutluyorum.…
İyi bayramlar!

Bayramı yaşayamayanlar
Bayramı hissedemeyenler, bayrama dokunamayanlar,
Bayramın içine giremeyenler, bayrama sevinemeyenler,
Bayram benim neyime, diyenler…
Haksızlık ve zulüm mağdurları, mahkumlar, şehit anneleri, hastalar, yaşlılar, kimsesizler…
Sizin de bayramınız kutlu olsun!