14 MAYIS 2023 SEÇİMLERİ, ÇDP VE ÇERKESLER…

Bugün Özgür Çerkes Sitesinden çok ilginç bir yazıyı değerlendirelim…

14 MAYIS 2023 SEÇİMLERİ, ÇDP VE ÇERKESLER…

Yazının paylaşım tarihi: 15.04.2023

Okunma sayısı 157

Önce tanımayanlar izlemeyenler için yazarı tanıyalım. Bilgiler adı geçen siteden:

“2014 yılında kurulan Çoğulcu Demokrasi Partisi’nin kurucu üyesi oldu ve Genel Başkan yardımcılığı görevini üstlendi. 7 Haziran 2015 parlamento seçimlerinde parti başkanının ve bazı kurucuların -partilerin seçime katılabilmesi için il ve ilçe bazında yasaların öngördüğü düzeyde teşkilatlanmasını gerçekleştirememesi sebebiyle- istifa etmesi üzerine Genel Başkanlık görevini üstlendi (…../……/2015). Bu görevini 31 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen partinin 1. Olağan Genel Kurulu’na kadar sürdürdü. “Partiye yeni bir vizyon ve hareket kazandıracağına inandığı arkadaşlarının olduğunu” gerekçe göstererek yeni dönemde Genel Başkanlığa adaylığını koymadı.

Halen partinin Merkez Yürütme Kurulu üyesidir.”

Yazara ilişkin yukarıdaki bilgilerden ve bugüne kadar karşı çıkılmadıklarına, yazı da hala erişilebilir olduğuna göre, Çerkes Halkları İnsiyatifi ve ÇDP yetkililerinin de yazıdaki görüşleri paylaştıkları düşünülebilir. Bu da birçok soruyu da gündeme getiriyor.

Yazara göre Çerkesler “Kuzey Kafkasya’nın otokton halkıdır. Kendi istekleri ile Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına dahil olmuşlardır.”  Yine yazara göre “1646 yılında Kafkasya’ya uğrayan ünlü gezgin Evliya Çelebi’nin, Çerkesler hakkındaki izlenimleri  özetle şöyledir:

“…Kaf dağlarını aşıp da ovaya inildiğinde, bedenen kavi, fikren zayıf, çok misafirperver bir halkla karşılaşılır, bunlar Çerkeslerdir. Burada her tepenin arkasında ayrı bir devlet vardır, dillerinin öğrenilmesi çok zordur…”

Sonraki satırlar da yazarımızın, Evliya Çelebi’nin Çerkeslerin “fikren zayıf” oldukları tespitinin kanıtı sanki:

“Çakma  tarihçi Murat Bardakçı’ya göre Çerkesler, Osmanlı topraklarına sığınmış Rus kılıç artıklarıdır! Ancak bu çakma tarihçi, Moğol istilasından kaçan Kayı boyunun imparatorluk halini alması ile Çerkeslerin Osmanlı tebaasına kendi iradeleri ile geçtikleri,  sığınmacı olarak gelmedikleri, dahil oldukları ülkenin sınırları içinde yer değiştirdikleri gerçeğini bilerek gözden kaçırmaktadır. Nitekim, Çerkeslerin bir kısmının yerleştirildiği Balkan topraklarının o zamanlar Osmanlı toprağı olduğu dikkate alındığında, oraya gönderilenlerin de sığınmacı değil, zorunlu göçmen olduğu anlaşılır. Osmanlı gerekli müzahereti göstermiş ve iskanlarına izin vererek imkanlar nispetinde gerekli kolaylıkları sağlamıştır.”

Neymiş;

-Çerkesler Osmanlı tebaası olmayı ta Kayı Bey döneminde kendi iradeleri ile kabullenmiş.

-Anavatanın %90’lara varan oranda boşaltılması da sadece ve sadece dahil oldukları ülkede bir yer değişikliği imiş.

– Çerkeslerin bir kısmının yerleştirildiği Balkan topraklarının o zamanlar Osmanlı toprağı olduğu dikkate alındığında, oraya gönderilenlerin de sığınmacı değil, zorunlu göçmen olduğu anlaşılmalı imiş.

Yazarımıza göre demek ki neymiş;

– Çerkesleri süren devlet Çarlık Rusya’sı değil Osmanlı devleti imiş.

– Nedeni de Osmanlı topraklarının bir bölümünü işgal etmek isteyen Çarlık Rusya’sına karşı savundukları olmalı.

Pes doğrusu. Bu kadarını “ruhlarını Ruslara satmış olanlar” bile yazmamıştı bugüne kadar. Demek ki bir “devşirmenin” Osmanlı bağlılığı “ruhunu satmış birinin” Ruslara bağlılığından çok daha ileri imiş.

Başka ne yapmış yazarımız, okuduğumuz alıntıda söylemediğini de söyletmiş Evliya Çelebi’ye. Kavi yani güçlüye “güzelliği” de eklemiş; “Çerkeslerin göç ettikleri Orta Doğu ve Anadolu topraklarında iklim değişiklikleri, sürekli harpler, yeterli beslenememe… gibi nedenlerle, Evliya Çelebi’nin bahsettiği bedeni kaviliklerinin ve güzelliklerinin kaybolduğu bir gerçektir.”

Yazarımız Çerkeslerin güzelliklerine öğünülecek (!) bir de kanıt getirmiş: (…ki 15 gün önce yayınlanan Fatih Altaylı’nın “teke tek” programında, yaşayan en yaşlı şehzade Osman Osmanoğlu’nun da belirttiği gibi bedeni güzellikleri dolayısıyla sarayın % 80 civarında sakininin Çerkesler olması bir hakikattir) 

Sayın Saadet ÇDP’nin başarısızlığını da ve başarısızlığa mahkum olduğunu da çok güzel açıklamış bu yazsında. Biz bu konu ve bu yazıya sessiz kalan yol arkadaşlarının çelişkilerini bir başka yazıya bırakalım.

Ancak bu arada genç arkadaşlarımız için anahtar sözcük “tebaa”nın TDK’na göre anlamını da verelim:

Tebaa Ne Demek, Tdk Sözlük Anlamı Nedir? Osmanlı’da Tebaa Kime Denir? – En Son Haberler – Milliyet

Osmanlı’da Tebaa Kime Denir?

Osmanlı’da tebaa tabi olanlar anlamında kullanılmıştır. Bu kelimenin alanlara göre kullanımları:

– Sosyal bilimler terimi olarak, devletin egemenliğine bağlı olan.
– Hukuk terimi olarak tebaa, bir devletin hükmü altında bulunan kişiler.
– Tarih terimi olarak tebaa, yönetim altında bulunan insanlar.
– Felsefe ve Sosyoloji terimi olarak tebaa, uyruk.
– Osmanlı Türkçesinde uyruk, vatandaş.
– İnkılâp Tarihi olarak tebaa, devletin hükmü altında bulunan halk.