AHLAK AİLE ADALET

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Türkiye, korkunç bir çürümeyi konuşuyor.
Ahlak, adalet ve ailede çürümeyi.
Küçük Narin ve Narinler, bu çürümüş, bu kokuşmuş tablayı çok daha görünür kıldı.
Oysa biz; ahlaktan, sağlam aile yapısından, Anadolu irfanından bahsediyorduk.
Ne çok şey kaybetmişiz?
Biz; parayı, haksız kazancı, birden fazla maaş alan siyasetçileri, hırsızları, katilleri, kadın cinayetlerini, kısa yoldan zengin olanları, sosyete düğünlerini, lüks arabaları, baronları… konuşurken meğer ne çok şey elimizden kayıp gitmiş!

TOPLUMSAL ÇÜRÜMEYİ NASIL DURDURACAĞIZ
Bu toplumsal çürümüşlük, toplumu kasıp kavuran pahalılıktan, ağır ekonomik krizden bin beter bir krizmiş!
Elbette bu toplumsal çürüme, bir anda önümüze düşmüş bir felaket değil!
Bu, yılların birikimi, yılların ihmali!
Bilmem ki biz, bu zihniyetle, bu toplumsal kokuşmuşluğu nasıl durduracağız

ASKIDA AHLAK
Fakir, aç insanlar için askıda ekmek uygulamasını biliyoruz ama bu ülkede “askıda ekmek” yetmez!
Askıda ahlak, askıda edep, askıda namus, askıda vicdan, askıda adalet olsun ki eksiği olanlar alıp kullansın!
Türkiye, haftalardır ahlak yoksunu bir ailenin fecaatini, minicik bir çocuğun ahlaksızca, canice katledilişini konuşuyor.
Sadece konuşuyor

KÖYDE CAMİ, KURAN KURSU ve İMAM DA VAR
Camisi, imamı, kuran kursu, okulu, öğretmeni, muhtarı olan küçük bir köyde yaşanan hiçbir ahlak ve din kuralına uymayan sapıklıklarla dolu bir cinayeti konuşuyoruz. Narin cinayeti.
Cinayetin sebebinin “Türk halkının kaldıramayacağı bir olay” olduğu söyleniyor.
Bunu söyleyenler, Türk halkının kaldırma gücünü bilmiyor galiba

ADALET ve AHLAK, TOPLUMLARIN OLMAZSA OLMAZI
Türkiye’de aile yapısının ve toplumun ne hale geldiğini anlamak için tek başına Narin olayı yeter de artar bile!
Demek ki neymiş, adalet yoksa, eğitim sistemi çökmüşse, halk fakirleşmişse, sorunları çözmek yerine gece gündüz din istismarı yapılmışsa o toplumda her türlü rezillik kaçınılmazdır.
Anlaşılan, ahlakın çürümesi hiçbir çürümeye benzemiyor, o bir çürümeyi görsün!

ŞİMDİ NE OLACAK?
Toplum, titreyip kendine mi gelecek?
Siyasiler bir araya gelip acil çözüm peşinde mi koşacak?
Ya da hiçbir şey mi olmayacak?

AHLAK BİTERSE…
Napolyon’a ait olduğu söylenen bir anekdotu hatırlayalım:
Savaşın kaybedildiğini öğrenen Napolyon, komutanları toplar ve sorar: “Söyleyin bakalım bu savaşı neden kaybettik?”
Korkudan, tir tir titreyen general, “Bunun birkaç nedeni var!” der ve saymaya başlar: “Bir, barut bitti!..”  Napolyon, “Tamam, gerisini saymana gerek yok!” diyerek generalin konuşmasını hiddetle keser.
Bizde de ahlak bitti galiba, gerisini saymaya gerek var mı?
Ahlakı tüketmiş bir halk, hangi din maskesini takarsa taksın sonu hüsrandır bu oyunun!

İNSANLAR ERDEM ve AHLAK KURALIYLA YÖNETİLMELİ
“İnsanları yasa ve ceza ile yönetirseniz, onlar bir daha yanlış yapmayacaklar, ancak şeref ve utanma duygularına da sahip olmayacaklardır. İnsanları erdemle ve ahlak kuralları ile yönetirseniz, o zaman onlar hem utanma duygusuna sahip olacaklar hem de doğruyu yapmaya çalışacaklardır” (Konfüçyüs)

RÜZGÂR EKEN FIRTINA BİÇER
Bu ülkenin en önemli, en öncelikli gündemi, topluma bir karabasan gibi çöken ahlaksızlıktır.
Ne yazık ki ahlaksızlığını, dindarlık(!) maskesiyle örtmeye çalışan çok insan, çok aile var!
Din istismarının politika haline geldiği, iktidarda kalmak için dinin, ahlakın istismar edildiği bir ülkede bugün yaşananlara şaşmamak lazım. Değil mi ki rüzgâr eken, fırtına biçer

ÇÖZÜM
İktidar, merkezi ve yerel yöneticiler, bilim insanları, eğitimciler, din adamları, tek tek biz yurttaşlar; onur, vicdan, merhamet, erdem ve adaletin donatacağı bir ahlak anlayışına sahip çıkmazsak bu derin çürüme girdabı hepimizi yutar!
Unutmayalım, pek çok din vardır fakat ahlak tektir!