SANAT ve EDEBİYATA ANLAMLI DOKUNUŞ

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Kalemini, fırçasını, tuvalini, iğnesi ve ipliğini, toplumu ve kültürü için kullanan duyarlı, özverili güzel insanlar teşekkürün büyüğünü hak ediyor.
Yetenekleriyle birlikte aklını, yüreğini, ruhunu toplumu için seferber etmek, bu uğurda beyin yakmak, erdem değil de nedir?
Sanat dünyamızın nadide insanlarının aynı idealde buluşup duygu ve düşüncelerini paylaşması, ortak programlarla istenilen sinerjiyi oluşturması, kültürümüzün yaşatılması, kimliğimizin korunması için olmazsa olmazımızdır.
İşte geçen gün KAFFED tam da bunu yaptı.

KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT EMEKÇİLERİ BULUŞTU
KAFFED, geçen gün onlarca kültür, sanat ve edebiyat gönüllüsü ve emekçisini buluşturdu.
Çevrimiçi yapılan program, zengin içerikliydi, anlamlıydı, ümit vericiydi.
KAFFED’e övgüsü kadar yergisi de olan bu anlamlı istişare toplantısı, kanaatimce çok geç kalmış bir programdı.
Olsun, zararın neresinden dönülürse kârdır!
Programda, KAFFED ve Çerkes sanat/ edebiyat dünyasının zayıf ve güçlü yönler, olumsuzluklar, engeller, her şeye rağmen yapılan anlamlı çalışmalar, yapılamayanlar, gölgede kalan emekler, yeterli ilgiyi görmeyen eserler dile geldi, program, ilgiyle takip edildi, kayda değer öneriler getirildi.

ELEŞTİRİYE AÇIK OLMAK
Programda, KAFFED yönetiminin, özellikle genel sekreterin, KAFFED ile ilgili eleştirilere samimiyet ve hoşgörüyle yaklaşması hatta yapıcı eleştirilere çok ihtiyaç duyulduğu vurgusu, kayda değer bir özellik olarak kayda geçti.
Program, bize bir kez daha “İlgisiz de olsa, sahipsiz de kalsa ortada değerlendirilmesi gereken çok güçlü bir sanat ve edebiyat ruhu var!” hakikatini haykırdı.
Bu ruha sahip çıkmak, bu ruhu beslemek, bu ruhu ete kemiğe büründürmek için herkes elini taşın altına koymalı.

SANATSIZ, EDEBİYATSIZ OLMAZ!
Değil mi ki sanat ve edebiyat, toplumsal ve kültürel değerlerin, millî kimliğin temsil edilmesinde, gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli bir araçtır.
Değil mi ki tarih bilincini, kültürel değerleri, milli kimliği sanat ve edebiyatsız gelecek kuşaklara aktarmak mümkün değil.
Sanat ve edebiyat neyse toplum da odur, sanat ve edebiyat toplumun aynasıdır.
Yaşar Kemal’in ifadesiyle “Bozulmuş bir edebiyat, sağlıksız bir toplumun ürünüdür. Bir toplum, bütünüyle edebiyatına yansır. Edebiyat, en etkili sanat olduğuna göre toplumdaki bozulmalara, yabancılaşmalara karşı da savaşım vermeli.”
Bizim unutmamamız gereken bir başka gerçek de bu savaşçıları unutmamak olmalı.
Değil mi ki “Marifet, iltifata tabidir!”

ÇERKES TOPLUMUNDA SANATÇI OLMAK
Hani hep söyleriz ya “Çerkes olmak zordur, biz Çerkesler zor insanlarız.”
Bu cümleden hemen sonra insanın aklına şu düşünce geliveriyor. Peki hem Çerkes olmak hem de sanatçı olmak nasıl bir duygu?
Keşke siz de programda olsaydınız, sorunun cevabı oldukça rahatlatırdı sizi.

İYİ Kİ VARSINIZ!
“Bir ülkede edebiyat ve sanattan çok siyaset konuşuluyorsa, o ülke üçüncü sınıf bir ülkedir.” gerçeğini biliyor, bu gerçeğin ağır faturasını da ödüyoruz ama sanat ve edebiyatı beslemekten başka çıkar yolun olmadığını da biliyoruz.
Kültürel birikimini, düşünce, duygu ve hayallerin, estetik bir zevk içinde toplumu ve kültürü için aktaran toplumumuzun yüz akı değerli sanatçılar, iyi ki varsınız!
Programın mimarlarını, değerli katılımcıları, çalışmalarıyla “Bu dil unutulmayacak, bu kültür yok olmayacak!” çığlığının gerçek sahiplerini yürekten kutluyorum!

TEMENNİ
Sanat ve edebiyata gerekli önemi veren, kültür ve kimliğiyle barışık yaşayan, okuyan, sorgulayan güzelliklerde buluşan, duyarlı, mutlu, huzurlu bir toplum temennisiyle.
Seminerlerde, konferanslarda, yazarlık atölyelerinde, kitap fuarlarında, sergi salonlarında, drama çalışmalarında, filim setlerinde, tiyatro sahnelerinde buluşmak dileği ile…