BU DERNEĞİMİZ SİYASETİ BÖYLE OKUMUŞ

YEMUZ Nevzat Tarakçı
06.03.2015

Yıl 2011, aylardan haziran.

Milletvekili seçimi kapıda.

Ortam, oldukça hareketli, hararetli.

Anadolu’da bir derneğimiz, hummalı çalışma içinde.

Yoksa bu dernek, emsal derneklerden farklı mı bakıyor siyasete?

“Siyasetsiz olmaz!” diyor.

“Çerkes toplumu siyasetten korkarak daha fazla yaşayamaz!” diyor.

Dernek yönetimi, “Her kültür gibi Çerkes kültürü de devlet desteği olmadan yaşayamaz!” diyerek işe koyuluyor.

“TOPLUMUMUZUN SİYASETE BAKIŞI NASIL OLMALI?” KONULU İSTİŞARE TOPLANTISI

Dernek yöneticileri, “Siyaset, bizi böler, bu iş bize göre değil!” şeklinde zihinlere kazınan söylemlere takılmadan uyum içinde “Toplumumuzun siyasete bakışı nasıl olmalı?” konusunda ortak akla başvurma kararı alıyor.

İlk iş olarak, ilin merkez ve ilçelerindeki her mahalleye, her köye ulaşılıyor, konu hakkında taban bilgilendiriliyor.

Başta muhtarlar ve ihtiyar heyetleri olmak üzere, yaşlılar, gençler, bayanlar… söz sahibi pek çok kişi “Yaklaşan Seçim ve Çerkesler” konulu geniş bir istişare toplantısına çağrılıyor.

Saatler süren beyin fırtınasında “Madem güç siyasette, iktidarda, o halde biz de kültürümüzü yaşatabilmek için ‘en güçlü iktidar adayı partiyle’ sıkı işbirliği içinde olalım. Bu noktada toplumumuzun ve kültürümüzün menfaatini kollayalım!” görüşü netleşiyor.

 

PARTİLERİN DERNEK ZİYARETİ

Seçime az kaldı.

Siyasi partiler, STK gezilerinde.

Bir telaştır sürüp gidiyor.

Ve iktidar partisi, eski bakanı, milletvekilleri, belediye başkanı, il başkanı, ilçe başkanları, kadın kolları ve gençlik kolları başkanları, milletvekili adayları ile birlikte kalabalık bir heyet derneği ziyaret ediyor.

Dernek yönetimi, oturma planı, konuşma sırası, ekrana yansıtılacak görüntüler, toplantıda siyasilere verilecek mesajlar… konusunda titiz bir çalışma ortaya koyuyor.

İki saate yakın süren görüşmede, program sunucusu ve dernek başkanı misafirleri derneğin çalışmaları hakkında bilgilendiriyor.

Yok olma tehlikesi yaşayan Çerkes kültürünün yaşatılabilmesi için devlet desteğinin önemi vurgulanıyor.

Ayrıca, Çerkeslerin ana dili eğitiminin mutlaka devlet desteğiyle yapılması gerektiği hakikati dernek yönetimi tarafında kapsamlı bir çalışmayla ekrana yansıtılıyor.

Ev sahibi konuşmacılar, siyasilerle şu ifadeleri paylaşıyor:

Türkiye’de yaşayan Çerkesler, yeryüzündeki tüm toplumlar gibi, kültürlerini yaşatmak ve kimliklerini korumak istemektedir.

Çerkes toplumunun ve kültürünün Türkiye kültürüne önemli katkıları olmuştur ve bundan sonra da olmaya devam edecektir.

Kimliği ve kültürü korunan, Kafkasya ile ilişkilerini devam ettirebilen Çerkes halkının varlığının, Türkiye’nin ekonomik, toplumsal ve siyasi gelişimine önemli katkıları olacağı açıktır.

Ancak Çerkes toplumunun, kimlik ve kültürünün korunması boyutunda çözüm bekleyen çok ciddi sorunları vardır.

 

DEVLET, “ETNİK KÜLTÜREL ÇALIŞMALAR”A MUTLAKA DESTEK VERMELİ

Ayrıca Türkiye Çerkesleri, kimlik ve kültürlerinin yaşatılmasının demokrasi ve insan haklarının bir gereği ve bunun sağlanmasının da devletin vatandaşlarına karşı bir sorumluluğu olduğuna inanmaktadır.

Açıkçası, toplumumuz, “Çerkes oyunları, Çerkes kızları, Çerkes tavuğu…” boyutuyla tanınmaktan oldukça rahatsızdır.

Bu yüzden toplumumuz, insan temel hak ve özgürlükleri esas alan, evrensel normlara uygun, sivil, çağdaş bir anayasanın hazırlanacağı, yurttaşların dillerini, dinlerini ve kültürlerini istedikleri gibi yaşamalarını engelleyen tüm yasakların kaldırılacağı ümidiyle gelişmeleri dikkatle takip etmektedir.

Ayrıca toplumumuz, devletin, yurttaşların dillerini ve kültürlerini korumaları için sadece izin veren değil, destekleyen bir konumda olması gerektiğine inanmaktadır.

Türkiye Çerkesleri kimlik ve kültürlerinin yaşatılabilmesi için Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm siyasi yapılanmalardan, demokratik taleplerinin karşılanmasını beklemektedir.

 

SİYASİLERE KÜLTÜREL BRİFİNG

Dernek salonundaki toplantı, “siyasilere kültürel brifing” havasıyla devam eder.

Başta eski bakan, vekiller olmak üzere konuşmacılar, Çerkes toplumu ve Çerkes kültürü hakkında oldukça sıcak, anlamlı, alkışa değer ifadeler kullanır.

Her bir konuşmacı “Çerkeslerin oldukça zarif ve modern bir toplum olduğunu, bu zenginliğin korunması gerektiğini vurgular.

Program, ikramlar ve çay sohbetiyle sona erer.

Dernek yönetimi ve üyeleri, bu bilinç, bu duyarlılık ve bu stratejiyi diğer partilerin dernek ziyareti programlarında da coşkuyla uygular.

Artık bu ilde, yöneticisi ve üyesiyle tek yürek olmuş, her partinin ziyaretinde coşkuyla salonları doldurmuş, siyasilere duyarlılıklarını haykırmış, ilin, güçlü, itibar sahibi bir STK’si vardı. O STK, o ilin “Kafkas Kültür Derneği’ idi.

Güzel olan, seçim sonrasında siyasilerle diyalog ve işbirliği artarak devam etmiş, toplumun menfaatleri korunmuştur.

Bugün, bu derneğimizin ve derneğimizin bağlı olduğu KAFFED’in 2015 Haziran seçimleri için bir seçim stratejisi var mı, bilmiyorum.

Bildiğim şey, seçimler gelir geçer ancak toplumları stratejiler yaşatır!

Unutmayalım, toplumumuzun kültürüyle yaşamaktan başka seçim sansı yok!