Berlin Çerkes Kültür Derneği Yönetim Kurulu
Değerli arkadaşlar,
Aşağıdaki metin Berlin Çerkes Kültür Derneği’nin son günlerdeki tartışmalarda “AP’deki Çerkes Günü” olarak geçen projeye girişi ve de sonrasında gelişen olaylarla ilgili izlenim ve de tecrübelerinin özeti
olarak kaleme alınmıştır.
1) Berlin Derneği’nden H. Akın’a davet
Berlin Derneği H. Akın’ı tanışma ve de çektiği önceden bilinen dokümanter filmi ile ilgili olası projelerin tartışılması için davet etmiştir. İlk toplantı/buluşmada filmin H. Akın tarafından aslında tatil için gittiği Adigey’de oradaki mercilerin isteği ve de Adigey Hükümeti’nin de lojistik desteğiyle filmin gayri profesyonel olarak çekildiği aktarılmıştır.
2) Berlin’de film gösterimi için ilk adım
Berlin Derneği, Berlin’de Adigey’i tanıtma günü yapmak görüşünü toplantıda gündeme getirmiştir. Bunun üzerine bir taslak görüşmesi hazırlanmıştır:
a) Hedef-amaç nedir?
b) Adigey’in olmazsa olmazlar kimler (sorumlular, yazar)?
c) Araçlar
d) Basın, TV ilişkileri ve onların tespiti
e) Hangi organizasyonlarla ilişki kurulacak, yer, para vs.
f) Rusya Kültür Ateşeliği’nden çeşitli yardım ve desteklerin istenmesi gibi konular günlerce tartışılarak, görevlendirilenler tespitlere başlarlar.
Son olarak; Berlin’de başarı ile neticelendirilecek bir ponjenin Avrupa’daki diğer derneklerde de uygulanması durumunda her türlü desteğin ve tecrübe paylaşımının yapılacağı görüsüne de varılmıştır.
Gün tespitinde Mart-Nisan ayları H. Akın ısrar etmesine rağmen Eylül 2006 karara bağlanmıştır. Adigeyle ilişkilerin kurulmasında Dr. Özbek’in görevi üstlenmesi rica edilmiştir. Çalışmaların ilk ayağında filmin seslendirilmesi H. Akın’ın da onayıyla Berlin’de Berlin Derneği’nin de katkılarıyla tamamlanmıştır. Bunun yanında birçok materyal Almanca’ya çevrilmiş, film gösterimi ile ilgili plaket ve de basın dosyası da Berlin Derneği tarafından hazırlanmıştır.
Berlin’de bu çalışmalar yürütülürken H. Akın bize C. Öner’in bu filmin 200 bin USD değerinde olduğunu belirttiğini aktarmıştır. Bu ve bunun yanında bazı gelişmeler bazı soruları beraberinde getirmiştir:
Acaba söz konusu film planlanarak çekilip bir şekilde Avrupa’ya pazarlanması mı istenmekte idi? İsviçre’nin Adigey ile olan ilişkileri arkasına saklanılmış mıydı? Adigey’in olanaklarını kullanması, İsviçre bayraklarının hediye verilmesi gibi bir takım görüntülerin çekimi önceden şahsi çıkarlarına yönelik iki taraflı kurguya mı dayanıyordu?
3. Berlin’den Brüksel’e (Neler oluyor?)
Bizler hala Berlin’de bir gün yapma hazırlığında iken H. Akın tarafından Brüksel AP’de gündem tarihi belirenmiş bir takvim bizler ulaşmıştır. AP Berlin Derneği’nin programında yoktu. Fakat olası faydalarını da göz önüne alarak Brüksel’deki olaya Almanya’daki derneklerin ve de Berlin Derneği’nin
Kafkasya ve Türkiye arasında bir köprü olarak katkı sağlayabileceğini belirtildi.
4. Tutarsızlıklar ve Ankara’nın konumu
Daha önce de belirtildiği gibi Dr. B. Özbek Adigeyle olan ilişkilerin sağlanması için öngörülen kişi idi. Ancak H. Akın tarafından Kaf-Fed’ in (Ankara) Adigey ile ilişkileri sağlamak istediği (ki, Ankara havada kaptı ifadesi H. Akın’ındır) belirtildi. Görevi olmadığı halde H. Akın telefonla N. Hatam dahil tüm sorumlular ile görüştüğünü ve Ankara’nın her şeye hazır olduğunu defalarca bize iletmiştir. Berlin Derneği imkanları dahilinde yardımcı olunacağını, aynı zamanda Ankara Kaf-Fed. Avrupa’daki kurum ve kuruluşlar tarafından tanınmasına da vesile olacağı Berlin Derneği tarafından ifade edilmiştir. O sıralarda H. Akın tarafından Dr. B. Özbek hakkında maalesef bazı hakaretleri de şaşkınlıkla dinlemek durumunda kalınmıştır. Oysa o ana kadar H. Akın’ın Dr. B. Özbek’le ilgili çok iyi ilişkiler içinde olduğu tekrarlanıyordu. Hatta; H. Akın, İsviçre’de bulunan Dr. B. Özbek ile görüştükleri esnada Dr. B. Özbek aracılığıyla C. Özdemir ile ilk telefon görüşmesini yaptığı bilinmektedir (Oysa bundan H. Akın bize bahsetmediği gibi tanımadığını da söylemiştir). Bu arada, H. Akın, C. Özdemir ile ilk kez Berlin de yüz yüze görüşmüştür.
Davranışlardaki ani değişiklikler olayda tutarsızlıkların olduğu kanaatini uyandırmıştır.
Bu gelişmeler sırasında H. Akın tarafından yollanan son AP programında N. Hatam ile M. Yedic in isimleri bulunması Ankara’nın aslında tamamen her şeyi kabul ettiğini gösteriyordu. Ancak, her şey ayarlandı gibi gözükmesine rağmen Ankara’dan alınan bir telefonla, Ankara’nın olaydan haberdar olmadığı öğrenilmiştir. Bu da gelişen olaylardaki tutarsızlıkların artık iyice tırmandığının son sinyali olmuştur.
5. Brüksel AP’deki toplantı fikri kimin?
Ürdün’deki hemşehrilerimizden ve Yugoslavya’nın dağılmasıyla oradaki Çerkeslerin Adigey’e göç etmesinde payı büyük olanlardan biri asıl düşüncenin sahibidir.
Ortadoğu’daki gelişmelerin neticelerinin o bölgedeki Çerkeslere getireceği olası sorunlara hazır olma öngörü mantığı ile hareketten ortaya konmuş ve dar bir çerçevede tartışılmış, Dr. Ihsan Saleh Şam’da iken onunla da görüşülmüştür. Almanya’da da Dr. Ihsan Saleh ve Dr. B. Özbek arasında tartışılmış ve zamanla C. Özdemir’e de Ürdün ziyaretinde ifade edilmiştir. Düşüncenin çıkış noktası budur. Berlin Derneği bu olayı Ürdün’ de yaşayan bir hemşehrimiz vasıtasıyla öğrenmiştir.
6. Düşünceler, sorular.
Olayların en çirkini Ürdün’deki hemşehrilerimizin görüşünün “hırsızlanması” ve H Akın’ın Küba’da çekmeyi planladığı çekim için hem bazı Çerkesleri hem C. Özdemir’i kullanmaya hem de bütün bunlar aracılığıyla daha sonra ulaşmak istediği kişilere ulaşarak onları kullanma kurgusunun ön plana çıktığıdır.
Başkaların düşünmüş olduğu bir programı, fikri sahiplerine danışmadan “hırsızlayarak” alel acele devreye sokulmak istenmesi affedilir bir olay olamaz. Hiçbir ahlaki yani olduğu da söylenemez. Ar sahibi insanın onaylaması mümkün mü?
Bu çirkin kurgunun bir parçası olmak istenilmediği için Berlin Derneği olaydan soğumuş ve de çekilmiştir
7. Çözüm önerileri, yapılması gerekenler.
Berlin Derneği, AP’da yapılabilecek iyi bir programın/ günün faydalarının olduğuna kesinlikle inanmaktadır. Yalnız, bu aşamada bazı kişiler ister-istemez zan altına sokulmuştur. İsmi, hangi sebeple olursa olsun bu karışık işlere negatif bir şekilde karışan kişilerin AP organizasyonundan
çekilmesi kaçınılmazdır. Eğer ortada kişisel menfaat güdümlü bir amaç yoksa H. Akın bizzat kendisi çekimleri ile birlikte çekilmelidir. En etik anlayış en iyi dürüstlük budur. Avrupa’daki Çerkes halkının üstünden ölü toprağı kaldırmak bu yolla olur.
Bugün varım yarın yokum, diyen H.Akın nelerle oynadığının farkına varamamıştır. Eğer o varamıyorsa Ankara ve Avrupa’daki taraftarları bunun farkına varmalıdırlar. Aksi halde bunun ağır faturası kendilerine aittir.
Berlin de yapılan/üretilen çalışmalardan en ufak bir şeyin kullanılmasına müsaade etmeyeceğimiz gibi yasal hakkımızı da kullanacağımız bu aşamada belirtmemiz gerekir. Bu bağlamda herkese çağrımızı yaparken durdurulmaması halinde Çerkes yayın organları başta olmak üzere Türk yayın organlarına da olayları daha ayrıntılı detayları ile ilan edeceğimizi buradan duyuruyoruz.
Bir halkın adını kullanarak, kimse cebini dolduramaz.
Olaya ilk başlayan Berlin Derneği, ilk vazgeçenlerden ve ilk yazılı metnini yayınlayarak dedikodulara olumsuz tartışmalara meydan vermemek, zor bira araya gelebilen bir halkı birbirine düşürmekten kaçınmak için yazılı olarak sorulara yanıt vermeyi karara bağlamıştır (Berlin’deki toplantının iptalinin de yer aldığı ilk yazılı metinde kontağa geçilmesi için adı verilen H. Akın ve Y. Aslankaya bugün itibariyle düşünüldüğünde Berlin Derneği tarafından verilmiş yanlış referanslar olduğu son günlerdeki gelişmelerden sonra açıklık kazanmıştır). O yazının ardından ne yazık ki, bu güne kadar ne Avrupa’dan ne de Türkiye’den hiç kimse soru sorma ihtiyacı hissetmemiştir.
Bu aşamada Berlin Derneği kısaca da olsa tecrübelerini ve de çözüm önerilerini kağıda döküp insanlarımızla paylaşmayı uygun görmüştür.
Bilgilerinize sunulur.
Berlin Çerkes Kültür Derneği Yönetim Kurulu