AYRILIK YARI ÖLMEKMİŞ

KITIJ Cemil Biçer

Kimi diyor, ayrılık yarı ölmektir, kimi diyor ayrılık “mutlak vuslatın giriş kapısıdır”. Bana sormayın, ben gam ehliyim, objektif olamam bu soruyu cevaplarken… Ama benim yerime Karacaoğlan cevaplamış bu sorunun cevabını, gözüm kapalı imzamı atarım altına.

Seyyah oldum gezdim gurbet elleri
Kar etti canıma yeter ayrılık
Anlatayım başa gelen halleri
Ölümden çok çektim beter ayrılık.

Gurbet eli bizim için yapmışlar
Çatısını çok muntazam çatmışlar
Ölüm ile ayrılığı tartmışlar
Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık

Karacaoğlan der ki telkin verince
Ötüşür bülbüller gonca gülünce
Ben orada, yar burada böyle kalınca
İster ölüm olsun ister ayrılık.

Şiir yazmaya meraklıysan eğer, bu coğrafyanın gelmiş geçmiş tüm ozanlarının, şairlerinin tüm külliyatını ezbere bileceksin, azizim. Kolay değil öyle söğüt gölgesinde yellenip şiir yazmak. Şairler yaşadıkları dönemin sinir uçlarıdır, acıya şerbetli olacaksın, sırılsıklam aşklar yaşayacaksın, terk edilişlerin acısını bütün hücrelerinde hissedeceksin. Zindanlara atılacaksın, recm edecekler seni, dimdik ayakta kalıp dostun fırlattığı kızıl gülle yaralanacaksın. Daüssıla özlemiyle pişeceksin.

“Dumanlı dağların ağlar, gözümde tüttükçe,
Olur mehâsin-i gurbet de başka işkence
Bizim diyar-ı tahassürden etmemiş mi güzer?
Acêb yine neden lâ-kayd eser nesîm-i seher….

diyerek ağlayacaksın, sabah rüzgarları alıp vatana götürecek gözyaşlarını. Entel kafelerde postmodern şiir karalamaya benzemez bu işler, yahut pazar yerinde 3. sınıf muhammes gazeller okumaya. Şiir yazmak yürek işidir.