AYRILIK

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Çalamadık senle aynı telden sevda şarkısını, diyor ve ilave ediyor şair:
Fazla sevdim seni, bozdun bak kalbimin tartısını,
Ayrılmayı bile beceremedik, düşman olup çıktık…

“Ayrılık” buz gibi soğuk bir sözcük, “birliktelik” sıcacık bir kavram.
Ama ayrılık da var hayatta…
Yeter ki “ayrılık”, “düşmanlık” la sonuçlanmasın!

Ya diğer şairin sözleri:
…. Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
Öyle vahşi bir tat ki dayanılır gibi değil
Çünkü ayrılık da sevdaya dahil
Çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili…

Ayrılmak, ayrılıp düşman kalmak ya da ayrılıp dost kalmak!
Değil mi ki “Gitme kal!” var- yok dinlemez bir çocuk isteğidir.

Ayrılık olmasaydı kavuşmak neye yarardı?
Neye yarardı özlemek?
Aşk, ayrılıksız; sevda, çilesiz olmaz, derler.

Nâzım’sız ayrılık teması işlenebilir mi hiç?
Ayrılık, demir çubuk gibi sallanıyor havada
Çarpıyor yüzüme yüzüme…

Ayrılık, zaman değil, yol değil,
Ayrılık, aramızda bir köprü,
Kıldan ince, kılıçtan keskin.

MAHALLE HUZURSUZ
Mahalle, haftalardır yürümeyen bir evliliği konuşuyor.
Malum, evlilik yürümüyorsa ısrarcı olmanın akılla vicdanla izahı olamaz!

Tahammülü tüketen zorlu süreci bilmeyen tuzu kuruların, ya da ziyadesiyle iyi niyetlilerin, artık yürümeyen, tıkanan evliliğin devamının fazileti konusunda mütemadiyen akıl vermesi, ahkâm kesmesi beyhudedir.

Yaşanmışlıklar nedeniyle zorlu süreç, farklı bir döneme evrilmişse sonuçta yürümeyen bir birliktelik sonlandırılacaksa telaşa, paniğe gerek var mı?Dönüşü olmayan yola girilmişse doğru olan, doğal olanı uygulamak, tarafların medenice, dürüstçe en az zararla ayrılmalarına katkı sağlamak olmalı.
Mahalle, sağduyuyu kuşanarak her iki tarafın yeni bir coşkuyla yoluna devam etmesi için gerekirse kapıları aralamalı.
Umulur ki yeni dönemde her iki taraf da kazançlı çıksın, huzursuzluktan sıkılan mahalle huzura ersin!

Unutmayalım,
Umudu beslemek güçlü ruhların işidir!
Gittiğin yol aydınlıksa Güneşi kendine kılavuz seçtiğin içindir.”
Yüreğini dinle, bak yeni bir umut döndü köşeden!

Mutlu, umutlu yarınlara.