ÇAR İVAN VE PRENSES MARİA (GOŞENEY) EVLİLİĞİNE DAYALI OLARAK RUS-ÇERKES İLİŞKİLERİ

NATHO Kadir 

Çerkesler, Kaf-Dav 2009

1550’li yıllarda Osmanlı’nın genişlemeci politikası sayesinde himaye ettiği Kırım Hanlığının, Çerkesya’ya yönelik yağmacı saldırıları giderek yoğunlaşmıştır. Kırım Tatarları önlerine çıkan her köyü yakıp yıkmakta, esir aldıkları insanları ise gemilerle Osmanlı topraklarına köle olarak göndermektedir.

Kırım Hanlarının kendi çıkarttıkları fermanlarda belirttikleri üzere islamiyeti kan ve barut ile getirme ve Osmanlı hakimiyet alanını genişletme politikası karşısında, eski inanışlarını ve kültürlerini sürdürmeye çalışan Adıgeler var güçleriyle mücadele etmişler, özellikle Doğu Çerkesya yoğun Tatar saldırılarına maruz kalmıştır. İşte böyle böyle bir dönemde Adıgeler, Kırım ve Osmanlı’ya karşı ittifak kurma amacıyla komşularıyla ilişkiler kurma yoluna gittiler ve Adıge Prens ve Prensesleri komşu ülkelerin yöneticileri, asilzadeleri ile evlendirilmeye başladı.

1551’de Kanuni’nin emriyle Kırım Hani Sahip Giray, Hatıkoy Prensi Janbek’in oğulları Aleguko ve Antanuko’nun Azak kıyılarındaki Tatar bozgunculara saldırmalarını gerekçe göstererek Batı Çerkesya’ya saldırı düzenler. Adıgeler, çetin bir direniş gösterseler de yenilirler. Prens Antanuko esir düşer.

Çerkesler, bu büyük yıkıcı saldırının ardından Kırım hanlığına tak başlarına karşı koyamayacaklarını anlayınca çözümü kuzeydeki Rus Çarlığı ile diplomatik ilişkiler geliştirmekte bulurlar. Rus tahtında ise Korkunç İvan adıyla bilinen Çar İvan Vasiliyeviç Grozni oturmaktadır.

Bu sebeple 1551 yılında Abaza Prens Ezbozluko Alkılış ile Adıge Prensler Kanuko Maşuk ve Kanuko Tanaşuk’un önderlik ettiği 200 atlının Çar’a elçi olarak gönderilmesiyle birlikte Çerkes-Rus ilişkilerinde yeni bir dönem başlar. Prens elçiler, Çerkesya’yı Türklere karşı himaye altına ve destek olması karşılığında hizmet edeceklerini Çar’a bildirirler.

Çerkeslerin, Moskova’ya elçi gönderdikleri haberini alan Kırım Hanı Devlet Giray, Çerkesleri cezalandırmak maksadıyla 1553-1554 yılları arasında Çerkesya’ya yıkıcı saldırılar düzenleyerek pek çok köyü yakıp yıkar ve elde ettiği ganimetlerle birlikte Kırım’a geri döner.

Bu saldırılar üzerine Çar İvan, ünlü diplomatlarından Andrei Şepotiyev’i Çerkeslere elçi olarak gönderir. Andrei, 1555 yılına kadar Adıge topraklarında kalır. Andrei daha sonra Ağustos 1555’te Jane Prensi Sibeyko Kanşav oğlu Kudakek ve ağabeyi Atsemguk’un yanı sıra Abaza prens Ezbozluko Tutaruko nun önderliğinde 150 kişilik bir heyeti de yanına alarak Moskova’ya geri döner. Elçiler, Çar İvan’ın karşısına geldiklerinde tüm Çerkesya adına burada bulunduklarını bildirerek, Türklere karşı yardım isterler. Karşılığında da yaşamları boyunca Çar’a hizmet edeceklerine söz verirler.

Çar İvan, elçilere büyük bir ilgi gösterir. Prens Tutaruk ve Kudakek vaftiz edilir ve sırasıyla İvan ve Aleksandr isimlerini alırlar. Ancak Rus hükümeti, Osmanlı İmparatorluğu ile olan barışın bozulmasını istemediklerinden, Çerkesleri sadece Kırım Hanlığına karşı koruyabileceklerini ifade ederler.Bunun sonrasında da Prens Sibeyko ile Çar İvan arasında bir anlaşma yapılır.

1555 yılında Kabardey Rus hakimiyeti altına girer. 1556 yılında Çar İvan, Kırım Tatarlarıyla savaşmak üzere Rusya’ya gelen Ukrayna-Polonya Prensi Dymitro Wisniowiecki’yi kabardey topraklarına vali olarak atar. Prens Dymitro ve Kazak Ordusu, Kabardey topraklarına konuşlanır. Prens Dymitro, adil yönetimi sonucu Adıgelerin güvenini ve saygısını kazanır ve bazı Adıge Prenslerini kendi safına çeker.

1556’da Çar İvan, doğudaki Astrahan Hanlığını ilhak eder ve böylece Çerkesler ile Ruslar sınır komşusu olur.

1557 yılında Kırım Hanı Devlet Giray, 60 bin kişilik bir ordu ile Çerkesya’ya saldırır. Çar İvan, 13 bin kişilik ordusuyla desteğe gelir ve Han’ın ordusunu geriden kuşatarak Tula yakınlarında bozguna uğratır ve Tatarlar, Ruslar ve Çerkesler tarafından geri püskürtülür. Bunun üzerine Kabardey Prens Temruk İdar, 1557 yılında üçüncü bir elçi grubunu Moskova’ya gönderir. Kabardey Adıgeleri Prenslerinin himaye altına alınması şartıyla Rus vatandaşlığını kabul ederler.

Bu müzakereler sonucunda Rus-Çerkes ilişkileri kısa bir süre için de olsa ilerler. 1556-1557 yılları arasında Rus Ordusu içerisindeki Çerkes kuvveti 5000’e ulaşır. Daha sonra Rusların desteğini alan Prens Sibeyko ve Prens Temruk İdar 1557’de Kırım Hanlığına karşı saldırıya geçerek Karadeniz kıyılarında işgal altında bulunan Çerkeslerin tarihi toprakları Taman ve Temruk şehirlerini geri alırlar.

1558 yılında Prens Salnuk kalıcı hizmet için Moskova’ya gider. Öte yandan Çar ivan’ın, İsveç krallığına savaş ilan etmesiyle birlikte Prens Sibeyko Kanşav ve Prens Kanuko Maşuk komutasındaki bir Adıge süvari ordusu, Rus ordusu ile birlikte Levon savaşına katılır. Çerkesler, Rus kayıtlarına göre, büyük bir cesaret ve başarı örneği göstererek 20 kaleyi ele geçirirler. 1558’ten 1583 yılına kadar Rus ordusunda görev alırlar.

1558 yılında Çar İvan, Kırım hanlığına destekleyen Nogay prensliğine elçi göndererek hiçbir şekilde Adıgelere zarar verilmemesini aksi takdirde Rus Çarlığını karşılarında bulacakları konusunda ultimatom verir.

1559’da Prens Temruk Idar iki oğlunu Moskova’ya gönderir. Oğullarından Sultan, Moskova’da kalır ve hristyan olarak Mihail Çerkasski adını alarak Rus Ordusunun en büyük kumandanlarından biri olur.

ve 1561 yılında Rus Çarlığı ile ilişkileri daha da pekiştirmek için Prens Temruk İdar, kızı Prenses Goşeney’i Çar İvan ile evlendirir. Goşeney kilisede vaftiz edilerek Hristiyan olur ve Maria Temryukovna adını alır.

Bu evliliğin ardından 1560-1561 yılları arasında birleşik Rus ve Çerkes kuvvetleri Kırım’a karşı saldırılar düzenlerler. Kırım Hanlığına karşı yapılan bu saldırılar Osmanlı Devletini telaşa sürükler.

Bu dönemde Çariçe Maria’nın (Esas adıyla Prenses Goşeney) Çar İvan’dan Vasiliy adında bir oğlu olur. Ancak başından beri bu evliliğe karşı çıkan ve Rus olmayan birisinin tahta geçmesini istemeyen Rus boyarları (en yüksek makamdaki Rus yöneticiler), tarafından oğlu ve kendisi 6 Eylül 1569’da zehirlenerek öldürülür. Prenses Goşeney’in ateşler içerisinde çok özlediği annesinin adını Çerkesce sözlerle gece boyunca sayıklayarak ve gün ağırırken can verdiği ileri sürülür.

O sırada Kırım’a karşı seferde haberi alan Çar İvan, ülkesine geri döner. Ülke genelinde zorunlu yas ilan ederek tümüyle siyah giyinilmesini emreder ve her türlü mücevherat taşınmasını ve takılmasını yasaklar. Maria’nın ve oğlunun zehirlenerek öldürüldüğü söylentileri üzerine de ölümlerinden sorumlu tuttuğu birçok kişiyi idam eder.

Bunun ardından Kırım Hanlığı, Çerkes ve Rusların arasındaki ittifakın zamanla sekteye uğrayacağı düşüncesiyle Adıgelerden, Osmanlılarla birlikte Astrahan’a yapılacak sefere katılmalarını ister. Fakat Adıgelerin bu teklifi geri çevirmesi üzerine Kırım Handığı Batı Çerkesya’ya saldırır. Ancak Kırım ordusu, Rus ordusu tarafından geri püskürtülür. Öte yandan Batıdaki Adıgelere yardıma gelen Kabardey Prens Temruk İdar da ordusuyla Tatarlara baskın düzenleyerek birçok ganimet elde eder.

Kırım Hanı Adil Giray intikam almak gerekçesiyle 1571 yılında Çerkesya’ya saldırır. Afips ırmağı kıyılarında Tatarlar ile Adıgeler ve Abazalar arasında gerçekleşen savaşta Prens Temruk İdar aldığı yaralar sonucu ölür. Oğullarından Mamsırıkhu ve Beghlayrıkhu esir düşer.

1577 yılında Kırım Hanı Gazi Giray komutasındaki Tatarlar, Kabardey’e saldırır. Adıgeler savaşı kazanırlar ve Gazi Giray öldürülür.

1582’de entrikalar sonucu kendi oğlunu öldüren Çar Korkunç İvan, 18 Mart 1584’de Bogdan Belsky ile satranç oynarken ölür.

19 Mart 1584’te Çar İvan’ın, Anastasiya Romanovna Zaharina Yurevina ile olan evliliğinden doğan oğlu I. Fyodor tahta geçer. Ocak 1598’te ölümüne kadar İsveç tarafından işgal edilen, Finlandiya kıyılarındaki toprakları geri alır, Sibirya ve Kafkasya üzerinde güçlü bir denetim kurar. Kendisini, İber toprakları, Gürcistan kralları, Kabardey, Kafkaslar ve Dağlı prenslerin hükümdarı ilan eder. Böylece Rus çarlarının başından beri gerçekleştirmek istedikleri yayılmacı politika resmiyet kazanır.