YEMUZ Nevzat Tarakçı
Çerkesler kıskanç, bencil bir halk mı?
Biraz kibirli biraz gururlu ama alımlı, çalımlı, güzel bir toplum mu?
Çok egolu olduğumuz, çok övündüğümüz, çok kırılgan, alıngan olduğumuz doğru mu?
Ya çok iyi oynadığımız?
Ya güzelliklerimiz; sosyalliğimiz, saygımız, temizliğimiz, misafirperverliğimiz…
Sahi biz nasıl bir halkız?
Eminim çoğunuz, “Hatasız kul olmaz, biz çok fazla güzellikleri olan güzel, kıskanılan bir halkız!” diyecektir.
Belki de şunu da ilave eden olacaktır.
Ah keşke bir de birlikte olmayı, birlikte hareket etmeyi bir öğrenebilsek.
Burada, Puşkin’e ait olduğu söylenen “Çerkesler, tavır itibariyle demokrat fakat kalpleri aristokrattır!”
Sözü de unutulmamalı!
“KEŞKE ÇERKES OLMASAM” MI “İYİ Kİ ÇERKESİM!” Mİ?
Sorularla Çerkes toplumunun kalbine, beynine bir yolculuğa ne dersiniz?
Bu sayede herkesin zihnindeki “Çerkes kavramı” biraz daha belirginleşmiş olur.
Kimileri “İyi ki Çerkesim!” derken kimileri de…
Her neyse gelsin sorular.
Evet, sorular, sorular…
“ÇERKES” KAVRAMI SİZDE NEYİ ÇAĞRIŞTIRIYOR?
“Çerkes” denildiğinde akla gelen ilk “kavram” nedir sizce?
Çerkes düğünü mü?
Çerkes kızı mı?
Çerkes tavuğu mu?
Yoksa Çerkes peyniri mi?
Hatırlatırım, Çerkes misafirperverliği de var.
Ya temizlik ya sosyallik?
Çalışkanlık, tembellik…
Dedikodu, benlik…
Umursamazlık, vurdumduymazlık…
ÇERKESLER AYDIN BİR HALK MI?
Çerkes halkının sanat ve edebiyatla samimiyeti ne kadar?
Sanatla bütünleşmiş okuyan bir toplum mu?
Tarihini, kültürünü… merak edip araştıran bir halk mı?
Neyi okuyor, ne kadar okuyor?
Kitapları, gazete ve dergileri kaç satıyor?
Çerkes gençleri okumanın neresinde?
SİYASET
Toplumun siyasetle ilişkisi ne kadar?
Sosyal, kültürel ve ekonomik sorunları çözmenin bir yolunun da siyasetten geçtiğine inanan bir toplum mu?
Siyasete mi inanmıyor?
Siyasetin yalanından, samimiyetsizliğinden, vefasızlığından mı kaçıyor?
Yoksa toplumda “Siyaset bizi böler, bizi parçalar!” anlayışı mı hâkim?
YA TİCARET?
Ticarete ilgisi nasıl bu toplumun?
Ticaretin neresinde Çerkesler?
ÇERKESLER DEMOKRAT MI?
Çerkeslerin özgürlüklerle samimiyeti ne kadar?
Baskı, şiddet zemin buluyor mu toplumda?
Yoksa özgürlüklerine düşkün, demokrat bir halk mı?
KÜLTÜREL DUYARLILIK
Toplum, kültürüne duyarlı mı?
Yetişkinler ve gençler arasında kültürel akış sürüyor mu?
Kültür iletişiminde yetişkinler, yöneticiler model olabiliyor mu?
ÇERKES TOPLUMUNDA TEŞKİLATLANMA NASIL?
Çerkes toplumu, örgütlü, organize bir toplum mu?
Teşkilatlanmada hangi seviyede?
DERNEKLER VE ÜST KURUMLAR NE HALDE?
Dernekler, vakıflar, üst kurumlar üzerine düşen görevi yapıyor mu?
Toplum, dernekleri ve üst kurumları yeteri kadar tanıyor mu?
Bu kurumlar toplumu gereği gibi yönlendirebiliyor mu?
Derneklerin ve üst kurumların bir yaptırım gücü var mı?
ÇERKESLER, ALIMLI ve ÇALIMLI BİR TOPLUM MU?
Çerkesler, sosyal hayatta çok mu etkili?
Biz, son derce sosyal, bir o kadar uysal mıyız?
Mesela görünür olan, göz dolduran yeterli sanatçımız var mı?
Çok mu eleştirel bakan bir halk?
Kibirli, gururlu bir toplum mu?
Çerkesler zengin bir yemek kültürüne mi sahip?
Tarihi bilinci yerinde mi?
Kadın erkek ilişkisi nasıl?
Adige toplumda kızlara verilen değer çok mı fazla?
Ya yaşlılar, yaşlılara saygı hangi boyutta?
Toplumun misafirperverliği nasıl?
SIRA CEVAPLARDA
Cevaplar için kopya isteyenler,
1864 ve sonrasına,
Düğünlere, cenazelere, siyasete, ticarete…
Aile, komşuluk ve misafirlik ilişkilerine,
Kılık kıyafet ve yeme içme kültürüne şöyle bir baksın!
Acaba cevap bulan sorulardan sonra dudaklardan hangi söz dökülür?
“İyi ki Çerkes’im!” mi yoksa “Ben neden Çerkesim?” mi?
KÜLTÜR DEĞERLERİ ALEV ALMIŞ YANIYORKEN…
Birileri de şöyle mi der acaba?
Toplum ve kültür adına ters giden pek çok şey varken,
Etraf, yangın yerine dönmüş, kültür değerleri alev almış yanıyorken Allah aşkına siz neyle meşgulsünüz?
Hâlâ mı üç maymunlar?
Ne yazık ki dağ gibi birikmiş sorunları olan bir toplumuz.
Bizim, duyarlı Çerkes aydınına ihtiyacımız var…
Toplumunun uyanık belleği olan, halkını değiştirme, dönüştürme, doğru olanın öncülüğünü yapma düşüncesinde olan Çerkes entelektüellerine.
Bu noktada birisi kalkıp şunu da diyebilir: Kardeşim, bizde herkes entelektüel!
ENTELEKTÜELİMİZ YOKSA GENÇLERİMİZ KAYIPSA…
Dilimize pelesenk ettiğimiz “gençlik!” nerede, nerede bu gençler?
Derneklerimizde olmadığı, yollarımızın kesişmediği kesin!
Peki gençlik olmadan nasıl olacak?
Napolyon’un bilinen anekdotu, Savaşın kaybedildiğini öğrenen İmparator, komutanları toplar ve sorar; “Söyleyin bakalım savaşı neden kaybettik?” Korkudan tir tir titreyen general, birkaç nedeni var, der ve saymaya başlarlar: “Bir, barut bitti.” Napolyon, “Tamam, gerisini saymana gerek yok.” diyerek generalin konuşmasını keser…
Biz de galiba gençliği bitirdik!
Kültürel aşınmayı dert edinen, çözümün parçası olabilmek için tüm fedakârlıklara katlanan duyarlı güzel insanların sayısının artması temennisiyle.