”DEMOKRATİK YENİDEN YAPILANMA SÜRECİNE AKTİF KATILIM ÇAĞRISI” ÜZERİNE

L’IŞE Cahit

Demokratik yeniden yapılanma sürecinin, sadece belirli bir etnik grubun sİmza kampanyasıyla ilgili metni şöyle:

DEMOKRATİK YENİDEN YAPILANMA SÜRECİNE AKTİF KATILIM ÇAĞRISI

Tarihimizle yüzleşmek ve kendimizle barışmak için;

Kendimizi anlatmak ve diğerlerini anlamak için; siyasi ve kültürel hakları konusuna indirgeyen algıdan kurtarılıp, tutarlı argümanları ile olması gereken boyutuna çekilmesi için;

Süreci adeta bir mevzi kazanma veya kaybetmeme savaşına dönüştürmeden, ülkemiz ve halkımız için bir yenilenme ve yeniden yapılanma fırsatı yaratmak için;

Çocuklarımıza, kendilerini daha güvende hissedecekleri, daha mutlu yaşayabilecekleri ve sömürünün, çatışmanın, güvensizliğin değil; ikramın, barışın, eşitliğin, sevginin egemen olduğu bir ülke ve bir dünya bırakmak için;

Süreçten kapabileceklerimizi değil, sürece katabileceklerimizi konuşmak ve aramak için;

Biz aşağıda imzası bulunan farklı dünya görüşlerine sahip Çerkesler;

Yüzlerce yıllık geçmişinde farklı etnik yapılarla iç içe yaşaması sebebiyle kimliklere saygıyı içselleştiren,

Çok farklı inançların harmanlandığı coğrafyası sebebiyle inanç ve ifade özgürlüğünden yana olan tavrını kolektif hafızasına kodlamış olan,

Bireysel özgürlüğü yaşamının önemli şartı sayarak, tercih hakkına saygıyı kültürünün en önemli ögesi haline getiren Çerkesleri ve tüm örgütlü yapılarımızı, duyarlı fertleriyle Demokratik Yeniden Yapılanma sürecine daha aktif katkı yapmak üzere “Biz de Varız” demeye davet ediyoruz.

Bu sürecin ülke ve toplum lehine sonuçlanması için çalışmak, tüm toplum kesimleriyle birlikte elbette ki biz Çerkeslerin de görevidir.

Demokratik Yeniden Yapılanma’ya evet, ayrıcalık ve halklar hiyerarşisine hayır diyoruz.

Yok sayarak var olunamaz!

Özgür ve demokratik bir toplum için Çerkesler hazırdır!

Yea Marje!

DEMOKRASİ İÇİN ÇERKES GİRİŞİMİ

Grup Sözcüleri: Yalçın Karadaş – Hulusi Üstün

İmzamı atmadan önce metni satır satır irdeledim ve aşağıdaki yorumumu sunuyorum.

Tarihimizle yüzleşmemi gerektirecek neyim olabilir ki? Ayrıca kendimle de son derece barışığım. Kendimi de yıllardır anlatıyor, diğerlerini de yıllardır anlıyorum. Sürecin sadece belirli bir etnik guruba yönelik uygulanacağına inanıyorum

Çocuklarımıza, kendilerini daha güvenli hissedecekleri, daha mutlu yaşayabilecekleri ve sömürünün, çatışmanın, güvensizliğin değil; ikramın, barışın, eşitliğin, sevginin egemen olduğu bir ülke ve bir dünya bırakırken o çocuklarımızın kendi ana dillerini kullanarak, toplumsal değerlerini yaşamalarını istiyorum. Sizinde belirttiğiniz gibi süreçten kapabileceklerimizle değil taleplerimizi açıkça dile getirip elde etmekten yanayım. (Burada yaşadığımız sürece.) Bu anlamda sunulan metin herhangi bir STK’nun taleplerinden öte gelmedi bana. Oysa bu konuda Hatko Schamis’in köşesinde yazdığı aşağıdaki yazısı talepler konusunda o kadar net ki. Bir daha okumakta yarar var sanıyorum

Bugünün en acil taleplerini bulmak ve bunları dile getirmek o kadar da zor değil. Bugün her Çerkes ortaya çıkıp:

A- Her Çerkes kökenli TC vatandaşı kendi ulusal kimliğini yaşama ve yaşatma hakkına sahiptir. Bu anlamda;

1) İsteyen her Çerkes ulusal isim ve soy ismini hiçbir zorlukla karşılaşmadan ve ek bir masraf yapmaksızın alabilmelidir.
2) İsteyen her Çerkes nüfus cüzdanında milleti hanesine “Çerkes” yazdırabilmelidir.
3) Çerkeslerin kurdukları, çoğunluk olarak yaşadıkları yerleşim birimleri kendi ulusal isimlerini alabilmelidir.
4) Çerkeslerin kendi ulusal kimlikleri ile kültürel, sosyal, ekonomik ve siyasi örgütlenmeler kurmalarına izin verilmelidir.
5) Çerkeslerin bu örgütlenmeleri aracılığıyla başka ülkelerde yaşayan Çerkeslerle, onların örgütlenmeleriyle direk ilişki kurma; yardımlaşma ve dayanışmaları mümkün olabilmelidir.
6) Ders kitaplarında ve basın yayın organlarında Çerkeslere hakaret anlamında sözlere yer verilmemelidir. Varolanlar kaldırılmalıdır.

B- Vatandaşlarının kültürel, sosyal ve siyasal ihtiyaçlarını karşılamak her medeni ve demokratik devletin görevidir. Bu nedenle;

1) Çerkeslerin varlıklarını devam ettirmesi için ihtiyaç hissettikleri kurum ve kuruluşlara maddi ve manevi destek verilmelidir.
2) Bu kurumlar için gerekli eleman yetiştirilmesi devletin görevi olmalıdır. Bu çerçevede:

• Çerkes Enstitüleri kurulmalıdır.
• Üniversitelerde Çerkes Dili ve Edebiyatı Bölümleri açılmalıdır.
• Pilot okullar seçilerek buralarda Çerkes dili zorunlu olmalıdır.
• Buna ek olarak belli bir sayıda talep olan okullarda Çerkes dili seçmeli ders olarak öğretilmelidir.
• Çerkesce radyo ve televizyon yayınları olmalıdır.
• Çerkesce yayınlanacak gazete ve dergilerin altyapılarını kurmak için gerekli maddi destek sağlanmalıdır.

C- Çerkeslerin anavatanlarıyla ilişki kurmaları, ticaret yapmaları, seyahat etmeleri haklarıdır. Aynı şekilde dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın her Çerkes’in Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan akrabalarını veya tanıdıklarını özgürce ziyaret etme hakkı vardır. Bu nedenle;

• Çerkeslerin TC vatandaşlığını kaybetmeksizin anavatanlarındaki cumhuriyetlerden birinin vatandaşlığını alma; yani “çifte vatandaş” olma hakları tanınmalıdır.
• Anavatanımızdaki cumhuriyetlere ve bu cumhuriyetlerden Türkiye’ye yapılan turistik ve ticari seyahatlerde vize zorunluluğu olmamalıdır,
• Çerkeslerin anavatandaki cumhuriyetlerden veya diaspora ülkelerinden herhangi birinde yatırım yapma önünde herhangi bir engel olmamalıdır. Ticari mevzuat buna uygun olarak yeniden düzenlenmelidir.
• Anavatandaki cumhuriyetlerimiz ile diaspora ülkeleri karşılıklı olarak sınırsız sayıda Çerkes işçi ve eleman talebi ve değişimi yapabilmelidir.
• Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan Çerkeslerin sorunları ile ilgili olarak Çerkeslerin kurumları ve gerektiğinde anavatanımızdaki ilgili cumhuriyetler muhatap alınmalıdır.
• Türkiye Cumhuriyeti uluslararası ilişkilerinde Çerkes kökenli vatandaşlarının çıkarlarını da gözetmeli, haklarını savunmalıdır.
• Yine uluslararası ilişkilerinde Çerkeslerin anavatanda ve diğer diaspora ülkelerinde yaşayan Çerkeslerle ilişkilerini, çıkarlarını hesaba katmalı ve bunlara zarar verecek tutumlardan kaçınmalıdır.
(…)

Bir halkın kendiyle ilgili talepleri olacaksa en azından yukarıdaki maddelerden pek çoğu sıralanmalıydı.

Metni imzalamaya gelince, elbette imzalayacağım ama sadece herhangi bir STK’nun demokratik talebine katılır gibi.

Sonuç olarak Necdet beye hak vermemek mümkün mü?

“Şuije psi değexhuağa? Ağzınız suyla mı dolu?”