YEMUZ Nevzat Tarakçı
Kendisini iyi yetiştirmiş, dil bilen, halkımızı ve dünyayı iyi tanıyan, örgütlenme konusunu önemseyen, duyarlı donanımlı bir gençle sohbetteyiz.
Konu: Çerkes halkının dünü, bugünü, yarını.
Sağlıklı bir örgütlenme olmadan bu kültür davası amacına ulaşmaz, noktasında mutabık kalıyoruz.
Ben, derneklerimizin bu hantal yapısıyla bir yere varamayacağımızı söylüyorum.
Genç, ilginç bir benzetmeyle “Derneklerimiz günümüz mahalle aralarındaki bakkallara benziyor hocam, oysa biz derneklerimizi AVM sanıyoruz!”
“Derneklerimiz mahalle bakkalı olarak kaldı. Bakkallar, market zincirine, devasa AVM’ye dönüşürken biz, mahalle bakkalında mesut, mutluyuz!”
“Helva ekmek, bisküvi, lokum satmaya çalışıyor, gaz ve gaz lambası şişesi bulundurma gayretindeyiz!”
“Bazı bakkal yöneticileri, dünün, merkez mahallesi olan buraların, bugünün derin varoşu olduğunun bilincinde değil! Onlar, bisküvi ve lokum almaya gelen mahalle sakinleri ile koyu sohbette… Market ve AVM olmak mı, niçin?”
“Bakkal yöneticilerimiz, bakkalın önündeki taburede radyo dinlerken hiçbir ekonomist ve üretici firmayı beğenmeme tavrı içinde dünya ekonomisine yön verme cüretinde.”
“Ya bakkal olarak kalmak, loş bakkalda bisküvi, lokum, helva ekmek satmak ya da bir AVM olup dünyayla buluşmak, kimin umurunda?” Demiş ve beni iyiden iyiye sarsmıştı.
Bilmem ki siz ne dersiniz, derneklerimizin çağa uyamadığı, uyuştuğu, hantallaştığı, kendi derdiyle uğraştığı tezine katılır mısınız?
Elbette kendisini aşan, market olma yolunda mesafe kat eden birkaç etkili derneğimiz konunun dışındadır.
UZADIK MI KISALDIK MI?
Dün mahalle bakkalları, halkın her ihtiyacını gören oldukça işlek mekânlardı.
Zaman geçti, şartlar değişti mahalle bakkalları kocaman marketlere, devasa AVM’lere dönüştü.
Zamana adım uyduramayan, büyüyemeyen, ekonomik güce ulaşamayan bazı bakkallar hâlâ mahalle bakkalı olarak helva ekmek, bisküvi lokum, domates marul satmaya devam ediyor.
İşte bizim derneklerimizin genel hali de bu.
Daha da kötüsü, bu durumu bir kader sanmak.
Geleceği okuyamayan, çağa uyamayan, kendini yenileme gayretini gösteremeyen bu dernek yapısıyla gençler derneğe ilgi duyar mı, kültür korunabilir mi, bilen varsa anlamayanlara anlatsın!
DEMEK Kİ BAKKALIN DERDİ PARA KAZANMAK DEĞİL
Nedendir bilinmez, market, süper market olmak, AVM olmak gibi bir derdi olmadı bakkallarımızın!
Öyle ya, amaç para kazanmak değilse bakkal kapısını açık tutmaksa, günde selam veren üç beş yaşlı müşteriyle loş bakkalın önünde taburede radyo dinlerken helva ekmek yemek, tütün sarmak, çay içmekse yaşasın bakkallar, kahrolsun market ve AVM’ler!”
BİZİM GÜCÜMÜZ BU KADAR DEĞİL!
Korkarım ki “Biz, derneklerimizde kendi imkanlarımızla kültürümüzü yaşatmaya çalışıyoruz!” ezberi yok oluşumuz olacak!”
Herkes duysun, bu kadar değil bizim imkanlarımız!
Biz, kendi kendimizi kandırıyoruz!
Yeryüzünde hiçbir millet böylesi cılız bir gayretle küllerinden doğmamıştır.
Bizim, samimiyetimizle yüzleşmemiz lazım!
GALİBA BİZ TERCİHİMİZİ YAPTIK
Sonunda biz tercihimizi yaptık.
Biz, mahalle bakkallarında küllerimizden doğacağız.
Market ve AVM asla gündemimizde olmayacak.
Sizleri de bekliyoruz. Adres: 1864 Mahallesi, Sürgün Bulvarı, 21 Mayıs Sokağı, No:05/ TÜRKİYE
Çağın nerelere evrildiğini bilen, gidişatı anlayan, geleceği sezen, ezber bozan, dünün varoş bir bakkalı iken bugünün en büyük, en işlek AVM’ lerinden biri olma yolunda ilerleyen işletmecilerimize binler selam!
Sevgili genç, sohbetin sonunda “Hocam, hal böyleyken inanın bu gidişle biz, bu bakkalları işletecek adam da bulamayacağız!” deyiverdi.
Yutkundun, sustum!