DİKKAT! DEZENFORMASYON

Akhenaton

Dezenformasyon: Yanlış bilgilendirme, günümüzde egemen güçlerin bizim gibi halklara sıklıkla uyguladığı bilgilendirme yöntemi. Bunun en güzel örneklerini ABD vermiştir. Çok uluslu şirketlerin güdümünde emperyalizmin yegane temsilcisi, hegemonyanın abidesi bu devletin organları özgürlük ve demokrasi götürmek bahanesiyle dünyanın jeopolitik ve jeostratejik öneme haiz bölgelerinde yerli işbirlikçileriyle beraber senaryolarını uygulamaktadır.

Global sermayenin her türden uzantılarının enformasyon ve dezenformasyon bombardımanı içinde bizlerin gerçeğe ulaşmasında, bazı hususları duman altı ettiğinin gözden kaçmaması gerekir.

Maestroluğunu ABD egemeninin üstlendiği sömürüye dayalı ”Yeni Dünya Düzeni” orkestrasının enstrümanları, her zamanki gibi sadece kendilerince bestelenen notaları seslendirmekte ve icra etmektedir. Kulağa hoş gelse de gelmese de sizler dinlemek zorundasınız, hatta bir bakmışsınız ki, farkında olmadan fert olarak ve toplum olarak sadık bir dinleyicisi olmuşsunuz Bilgisizleştirme, bilgi saptırması, dezenformasyon, egemenlerin egemenliklerini sürdürmek için çok sık başvurdukları yöntemlerin başında gelmektedir.Dezenformasyon kitleleri yönlendirmede en büyük silahtır.

Tıpkı Irak’ta, aylarca var olduğu söylenen Kitle İmha Silahlarının, gerçekte hiçbir zaman olmadığı örneğinde olduğu gibi.

Özgürlük ve Demokrasi ihracında bulundukları ülkelerde meydana gelen olayların ardından yaşanan haber ve bilgi bombardımanı ve dezenformasyon çalışmaları gösteriyor ki, iç ve dış dinamikler olayı bir etnik kimlik çatışmasına dönüştürmek ve bu sayede yeni mevziler elde etmek peşindeler.Kafkasya koridorunda global istihbaratın tüm unsurlarını, farklı renklerde de olsa barındığını görüyorsunuz ve bunların kimi zaman sahneye koydukları kukla oyununu nefes almadan izlemek zorunda kalıyorsunuz. Medya ve diğer psikolojik savaş güçleri ile gündemi belirlemekte ya da gündemi değiştirmektedirler.

Sonuç olarak, Kafkasya ekseninde ve diasporasında varlığını sürdüren internet medyasında yer alan haberler örneğinde de görüldüğü üzere, kimi zaman diziler halinde dezenformasyon haberlerin tüketime sunulduğunu görmekteyiz. Egemen güçlerin bu eylem biçimini psikolojik savaş olarak nitelendirebiliriz. Günümüzde var olan etkili savaş yöntemleri arasında; teknolojik istilayı, ekonomik yönden etkin olma ve sömürgeleştirme savaşını, askeri güç uygulama savaşını ve psikolojik savaş yöntemini rahatlıkla sayabiliriz. Ortadoğu, bu yönde yöntemlerin fazlaca uygulana geldiği en önemli dünya merkezlerinden biri olmuş, hatta laboratuarı olmuştur, diyebiliriz.

Global örgütlerin, Bilderberg örneğinde olduğu üzere, ülkelerin kaderlerini yapılan toplantılarla belirler, gerektiğinde çıkan savaşları ve meydana gelen ekonomik krizleri sahneye koymakla varlığını gösterir ve sürdürür.

Örneklerini vermek mümkün, (alıntı) geçtiğimiz aylarda sayın Dışişleri Bakanı’mız ABD’ de temaslarda bulunuyor. D. Cheney ve C.Rice ile görüşmelerde bulunuyor. Türkiye’nin güvenliği için gerekli temasları gerçekleştiriyor. Bunlar hepsi güzel. Birde bu olayların arka planı var ki Abhazya ve Güney Osetya’nın geleceğini ilgilendiriyor. Gezinin bir bölümünde ayarlanan Washington’daki bir düşünce kuruluşu (think tank) tarafından verilen brifingde duydukları sözden başka bir şey değildi.

Aktarılanlara göre brifingi veren kişi, biraz da sert bir tonda Türk milletvekillerine şöyle çıkışıyor.

“Siz Rusya ile işbirliği yapıyorsunuz, Ruslarla ittifak halinde, Büyük Karadeniz Projemize karşı çıkıyorsunuz, bu bizimle ittifak halindeki Ukrayna, Gürcistan, Bulgaristan ve Romanya’yı da çok üzüyor. Müttefikimiz ve Nato’nun bir üyesi olarak bu tavrınızı yadırgıyoruz.”

Peki niye bunca serzeniş, Amerika’nın geniş bir zaman diliminde safha safha gerçekleştirdiği Büyük Ortadoğu Projesi’nden sonra, Büyük Karadeniz Projesi neyin nesi?

Elbette ki dünya ölçeğinde, petrol ve doğalgaz rezervlerinin önemli bir bölümünün pazara sunulduğu ve sunulacağı jeopolitik ve jeostratejik konuma haiz enerji koridoru ve bu yakın coğrafyada konuşlanmış demokrasi ve özgürlük beklentisi içerisindeki aday devletler…

Azerbaycan ve Gürcistan için söylenecek fazlaca bir söz kalmadı sanıyorum. Ermenistan da yakın bir zaman içerisinde alınan karar gereği, Ermeni diasporasının da yapılacak seçimlere etkin olarak katılımının sağlanması yönündeki müdahaleden sonra, yapılacak seçimler neticesinde, oluşturulacak yandaş iktidar ile belli ki yörüngesine oturtulacak ve böylece Güney’de sıkıntılar bir nebze bertaraf edilmiş olacak.

Sonrasında da Rusya’nın Güney’inde yer alan bölgesel yönetimlere sıra gelecektir, diye düşünüyorum.

Düşünüyorum… İşte o zaman, anayurt Kafkasya dışında diasporada sayısal olarak ezici çoğunluğa sahip olan bizler; Rusya’nın karasal ve Avrasyacı tutumuna mı yakınlık göstereceğiz, yoksa; ABD egemeninin Atlantikçi yeni dünya düzenine mi yakınlaşacağız?

Kafkasya bölgesi, başta büyük enerji tüketicisi ABD egemeni olmak üzere, enerji gereksinimini yüksek oranlarda ithal etmek zorunda kalan AB ve Çin gibi kolonyalistlerin de iştahını olabildiğince kabartmaktadır.

Kanımca, Yugoslavya örneği başta olmak üzere, çevremizde yaşanan olayların bu hale gelmezden önceki durumlarını bir bir anımsamamız gereklidir diye düşünüyorum. Yıllar öncesinde, özgürlük ve demokrasi kovboyu ABD egemeninin üçüncü dünya ülkelerine yönelik gerçekleştirdiği radyo yayınlarını hatırlayın…

Avrupa’ya, Asya’ya ve Afrika’ya, dünyanın bir çok ücra ülkesine varıncaya kadar Amerikan doktrinine yönelik çeşitli dünya dillerinde dezenformasyon yayınlar yapılmaktaydı. Ama o dönemde bildiğimiz kadarıyla ABD tarafından Adigece radyo yayını gerçekleştirilmemiştir.

Ve…

Bugün gelinen noktada ABD tarafından, Prag’da bulunan Radio Liberty aracılığıyla Kabardeyce radyo yayınları gerçekleştirilmektedir. Tesadüf olmadığı kesin, üzerimize oynanmak istenilen bu oyunda sizce, bize uygun görülen rol nedir, diye soruyorum… Büyük bir olasılıkla etnik kimliğimizin ve kültürel zenginliğimizin farkına geç de olsa vardıkları sanısıyla değildir, diye düşünüyorum.

Kendi değerlerimizi, bizim adımıza, yeni açılacak cephelerin oluşturulabilmesi amacıyla kullanmayı düşünen derin çıkar gruplarının bu çalışmalarının nihai hedeflerine ulaşılmadan bertaraf edilmesi gerekmektedir.

ABD egemeninin Büyük Karadeniz Projesi’ne yönelik uygulamalarını sahaya indirdiği sürece, Rusya Federasyonu’nun da Güney’de kendisini yeniden yapılandıracağı söz konusu olacaktır.

Öyle sanıyorum ki, önümüzdeki yıllarda soydaşlarımızın geçmiş dönemde elde ettiği ve bugün zenginliklerimiz olarak değerlendirebileceğimiz bir çok kazanım bir bir elden çıkacak gibi…

Siz isterseniz, bu kazanımların elden çıkarılışı esnasında Rusya’nın karasal ve Avrasyacı tutumuna baş kaldırın ya da isterseniz ABD egemeninin Atlantikçi yeni dünya düzenine!

Atalarımızın binlerce yıldır yaşam bulduğu coğrafyanın geleceği hakkında bir projeksiyonumuz olmalıdır mutlaka ve buna ulaşmak için bize özgün bir misyonumuz da mutlaka olmalı…

Global sermayenin uzantısı para sihirbazı Soros ve benzerlerinin işbirlikçi hoparlörü Valeri Hatojuko, Fatima Tlisova ve benzerlerinin sözüm ona gazeteci ve halk önderi sıfatlarıyla turuncu devrim yanlısı çığırtkanlıkları bende derin kaygılar uyandırıyor doğrusu…

Hegemonyacı dış dinamiklerin özgürlük ve demokrasi havarisi yandaşlarının dezenformasyonlarına aldanmayalım, kanmayalım ve gerekirse onların işbirlikçi tutumlarını karşıt ve haklı söylemlerimizle mahkum edelim…

Bize yaraşanı da budur.

Var mısınız?