DTCF’Lİ OLMAK

KITIJ Cemil Biçer

Mekteb-i Mülkiyeli olmak bir ayrıcalıktır! Bu okul mensupları hangi ahvâl ve şeraît içinde olurlarsa olsunlar birbirlerine karşı pozitif ayrımcılık gösterirler, kardeşlikten öte bir duygusal bağ oluşur aralarında.

Hem coğrafi hem sosyolojik olarak doğulu bir milletiz. Böyle bir mektep fanatizmi olağan karşılanmalı.

Aynı durum DTCF’liler (Dil Tarih Coğrafya Fakültesi) içinde söz konusudur, biz de ahvâl ve şeraite bakmaksızın birbirimizi kucaklarız ama Galatasaraylılardan tek farkımız; biz DTCF’linin solcusunu, sosyalistini ve komünistini sevip kucaklarız. Dinbazı, faşisti, liberali yüksek lisan yapmış olsa dahi tepmikleriz.

Efendim..!

Gelelim bu uzuuuun girizgâhtan sonra Vehbi’nin kerrâkesine;
Benim akademik kariyerim DTCF’nin (C) kısmına tekabül eder, ama DTC Fakültesi rahle-i tedrisatından geçenler evrensel entelektüel donanıma sahiptirler.
Dil-Tarih-Coğrafya ana bilim dallarının her bölümünden ön lisans düzeyinde bilgi sahibidirler.
Bu bir hayli egosantrik iddiâ’nın haklılığını aşağıdaki yazıyı okuduktan sonra doğrulayacaksınız…

Yazılarımda çokça küfür ve argo sözcük kulladığım konusunda eleştiri alıyorum.
Hatta Hz google ayda bir facebook hesabımı kısıtlar veya engeller , defalarca adliye koridorlarında volta atmışlığımda vardır, binlerce lira tazminat ödemişliğimde, küfürlü veya argolu atışmalardan ötürü.
Çoğu kimse tarafından sûflî bulunsa da severim ben küfretmeyi…
Hele ki hak etmişse..!

Sabah haberlerini izlerken yine ağzı açılmamış küfürler savurdum sağa sola! Rast gelirseniz, bir küfür de siz savurun en sunturlusundan.

Kime mi..?

Aşk olsun bu ülkede küfür edecek “adam”dan bol ne var! Siz küfredin, o gidip yapışacağı “adam’ı bulur.