Ali İhsan Aksamaz
‘Ayasofya Müzesi tartışmaları’ neredeyse unut(tur)uldu. Ancak bu defa da ‘Fatih Sultan Mehmed tablosu tartışmaları’ son günlerin önemli gündem maddelerinden biri haline ge(tiri)ldi.
Televizyon programlarında bu ‘tablo’ya değinildi. Gazetelerde bu ‘tablo’ya ilişkin haberler yer aldı. Gazetelerin köşe yazarları, bu ‘tablo’ hakkında ‘önemli tarihî bilgiler’ verdiler ve ‘değerli yorumlar’da bulundular. ‘Tablo’ konusunda öncelikle yerli ve yabancı sanat tarihçilerinin ve karbon testi uzmanlarının bilgi ve değerlendirmelerine başvurulması gerektiği ise dikkatlerden hep kaç(ırıl)dı.
16 Haziran tarihli Sözcü Gazetesi, National Gallery’nin ‘Daimi sergilenen sanat eserleri’ arasında bulunan ‘tablo’nun Londra’daki müzayede salonu Christie’s’de 25 Haziran’da düzenlenecek müzayedede 400-600 bin sterlin değerinde satışa çıkarılacağının haberini verdi. Haberi aynı günlerde diğer gazeteler de duyurdu. Yeni Şafak Gazetesi, Sabah Gazetesi, Yeni Akit Gazetesi de bu gazeteler arasındaydı. Yani Türk Kamuoyu, ‘tablo’nun satışa çıkarılacağından en azından on gün önceden haberdardı.
Aslında ‘tablo’ daha önceki bir tarihte satışa sunulacakmış. Koronavirüs salgını tedbirleri sebebiyle müzayede salonu Christie’s iki ay boyunca kapalı olduğu için bu satış o zaman gerçekleşememiş.
Daha da doğrusunu söylemek gerekirse, Cumhuriyet Gazetesi geçen yıl 2 Temmuz’da “Fatih ve Cem’in tablosu satışta!” başlıklı haberiyle böyle bir satışın yapılacağını çok önceden duyurmuştu.
İBB Başkanlığı, satıştan yaklaşık on gün kadar önce müzayedeye katılmak için gerekli çalışmaları başlatmış. Belediyenin Dış İlişkiler Daire Başkanlığı da Londra’daki müzayede için gerekli olan banka teminat mektuplarını muhataplarına ulaştırmış. Süreç için gerekli olan bütün yasal formaliteler tamamlanmış.
Haber Türk’den Kübra Par’ın haberine göre, müzayedeye 6 veya 7 kişi katılmış. Bu 6 veya 7 kişi ‘tablo’nun satış fiyatı 550 bin sterline çıkana kadar yarışmış. 550 bin sterlinden sonra iki alıcı yarışmış. Bunlardan biri İBB Başkanlığı, diğeri ise ‘gizemli’ bir alıcıymış.
Sonuçta da ‘tablo’yu 770 bin sterline (yaklaşık 6 milyon 500 bin liraya) İBB Başkanlığı satın almış oldu. İBB Başkanı, TELE1’de katıldığı bir programda Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetini yerine getirmek için 2. Mehmed’in büyük bir anıtını kente yakışacak bir noktada inşa etmeyi plânladıklarını da daha önceden açıklamıştı.
Yeni Akit Gazetesi yazarlarından Ali Karahasanoğlu, kaleme aldığı ‘İşte karşınızda Sülün Osman! Kazığı attı, bir de seyire açıyor!’ başlıklı makalesinde ‘tablo’nun satın alınmasını doğru bulmadığını belirtiyor ve İBB Başkanını eleştiriyor.
AK Partili Mehmet Metiner de katıldığı ‘CNN Türk Masası’ adlı programda ‘tablo’ya ödediği 6 milyon 500 bin lira sebebiyle İBB Başkanlığı’nı eleştirdi. Bunun israf olduğunu söyledi.
Aynı TV programa katılan İBB Sözcüsü, israf eleştirisine cevap verdi. Bir de hatırlatmada bulundu. 2016’da, AK Partili İBB Başkanı zamanında ‘Kut’ül Amare’ dizisi için belediye iştiraklerinin 22.5 milyon TL’lik bir sponsorluk yaptığını söyledi. O zaman verilen para israf olmazken o paranın onda biri bir meblâğın nasıl israf olduğunu sordu.
Kültür eski Bakanlarından Ertuğrul Günay, ‘tablo’nun Londra’dan getirilmesini doğru bulduğu açıkladı.
Karar Gazetesi yazarlarından Taha Akyol, ‘Fatih tablosu için 6.5 milyon verilir mi?’ başlıklı makalesinde Fatih tablosunu satın alıp Fatih’in fethettiği İstanbul’da dünyaya sergileyeceği için İBB Başkanını kutladı.
Ak Parti’ye yakın duranlar, İBB’nin ‘tablo’yu satın almasını eleştirdi, muhalefete yakın duranlar ise büyük ölçüde ‘tablo’nun satın alınmasını destek verdi. Ancak hiç kimse, bu ‘tablo’nun neden Kültür Bakanlığı tarafından satın alınmadığını hiç sorgulamadı. Yine hiç kimse bu ‘tablo’nun neden İBB bütçesinden çıkan parayla satın alındığını ve İBB’nin işadamlarına malî destek için neden çağrıda bulunmadığını ya da neden halktan bağış toplamadığını sormadı.
Bu ‘tablo’nun ressam Gentile Bellini’ye ait olduğu çok kuşkulu. Bu ‘tablo’nun 15. yüzyıla ait olduğu konusu da şüpheli. Tarihçi Murat Bardakçı da bu kuşkuyu taşıyor. Zaten İBB Başkanı da twitter mesajında ‘Gentile Bellini’nin atölyesinden 15. yüzyılda çıktığı tahmin edilen yağlıboya tablo’ diyerek ‘tablo’nun ressamı ve yapılma zamanına ilişkin kendilerinin de bir kuşkularının bulunduğunu belirtmiş oluyor.
‘Tablo’da iki kişi tasvir ediliyor. Bu iki kişiden birinin 2. Mehmed olduğu konusunda bir tartışma yok. Herkes bu konuda hemfikir. Ancak ikinci kişinin kim olduğu konusunda çeşitli iddialar var. Tarihçi İlber Ortaylı, ikinci kişinin 2. Mehmed’in oğullarından Cem Sultan olduğunu söylerken tarihçi Murat Bardakçı buna itiraz ediyor. Ali Şükrü Çoruk ise, ‘tablo’da tasvir edilen her iki kişinin de 2. Mehmed olduğunu söylüyor. İkinci kişinin Avrupalı bir diplomat olduğunu söyleyenler de var.
Aslında ‘Fatih Sultan Mehmed tablosu’na ilişkin bu minvaldeki günümüz ‘tartışma’ ve ‘tarihî bilgilendirmeleri’ yalnızca 15. yüzyıldaki iç ve dış siyaset denge ve saflaşmalarını öğrenmemizi ve doğru olarak değerlendirmemizi engellemekle kalmıyor, bugünün iç ve dış siyaset denge ve saflaşmalarını da öğrenip doğru olarak değerlendirmemizin önünü almaya çalışıyor.