HAHAJEY MUSE

GONEPŞEY Nursel Yavuz & KEÇ-I Süleyman Yavuz

Ha’ğajey Muse

Yaşadığı çevrenin en sevilen delikanlısıdır. Cegu, zehes, nısaşenin tadı asla olmaz Ha’ğajey Muse yoksa.

Düğünü de kurar, oyunları da organize eder, semerkosu hiç eksik olmaz, yüzünde eksik olmayan o tatlı tebessümü gibi. Muse haselerin vazgeçilmezidir.

Ha’ğajey çok candan bir delikanlıdır, tüm çevre köylerdeki haneler kendi
evi, tüm kızlar ve erkekler kardeşi oluverir süreç içinde, Ha’ğajey’in. Uzun
yıllar bu içtenliği köreltmiştir Muse’nin gözünü, farkına varamaz başına
geleceklerin.Yaş ilerleyip bir hane kurmak zarureti hasıl olduğunda, açılır
Ha’ğajey Muse’nin gözü. Eyvah ki eyvah, çevre köyler dahil tüm kızlar kardeşi olmuş Muse’nin.

Kaşako (evlenmeye karar verdiğinde) olmaya karar verdiğinde bu acı gerçekle yüzleşir Muse. Artık yüzünde ne bir tebessüm kalmıştır, ne de düğünlerde semerko yapabilmektedir. Muse biçaredir, bilmediği görmediği diyarlardan, iyi bir tavsiye dışında çıkışı kalmamıştır Muse’nin. Nasıl ulaşsın onca uzaklara!

İçin için kendini yer durur, yaşı da kemale selamdadır artık.

Bu da mı gelecekti başımıza? Nasıl düştüm böyle bir hataya? Tha devamında yardımcı olur inşallah duasıyla, yakınma ve yakarmalarda bulunmakta Muse.

Başına gelecekleri (!) sezinlemişçesine.

Ha’ğajey çok sevildiğinden tüm çevrede (!) ruhsal değişikliği anlaşılır ve
Muse’nin en çok korktuğu süreç başlar. Herkes kendi adına Muse’ye yakışacak bir kız bakmaya başlamıştır bile. Öylesi bir kargaşa ve kaosun içine sürüklenmiştir ki Muse (!) onca anlatılanlardan, kendine yakışacağını sandığı uzaklardan biri için, olur der sonunda! Hiç olacak iş miydi bu görücü usulü denen durum, öleceği aklına gelirdi böylesi bir durum asla gelmezdi aklına Muse’nin. Ne hayalleri vardı ileriye dönük.

Ahh be Muse! Ayşet gibi kıza bu denli samimi yanaşmanın, evine evin gibi
girip çıkmanın, büyüklerini büyük, küçüklerini küçük kabul edip kardeşlik ilan etmenin neresi akıllı a benim ulej Hağejey’im. Ben meğerse kendimi uyutmuşum bunca yıl, birde lakabımız çıkmış Ha’ğejey’e. Ne akla hizmet Ayşet’in köyüne kadar varırsın, hanelerini hanen ilan edersin, benim akılsız başım. Ayşet şimdi bir Çerçici’nin yolunda yok oldu, bakalım bizim sonumuz hayrola.

Bunun neresi töre? Gözü kör olasıca makus talih. Ayşet’in ziyan olduğuna mı yanayım, düştüğüm bu duruma mı yanayım, bu töre yüzünden, neye yanayım. Şunun şurasında zaten bir avuç köy vardık şuralarda. Sanki neden bu kadar yakın oldum ki herkese. Hadi herkesi anladık be Ha’ğajey bari uzak dursaydın Ayşetlere,Ayşete. Sonrasında açılırdın güzeller güzeli Ayşet’e, ondan iyi kaşenin mi olurdu. Ah kafasızlık ahhh.

Kendi kendine söylene dursun Ha’ğajey.

Kurulur düğün dernek, gelin artık köydedir, Muse ise Şavo’kod Yismeyl ile bir odada. Bıçak açmaz ağzını Muse’nin, ne yapsa da Yismeyl yüzünü güldürememekte Ha’ğejey’in.

Muse’nin içinde volkanlar kaynamakta,nasıl bir belaya saplandım acaba?
Belki de iyi biridir canım! Boşuna tasalanıyorum, iyidir iyi, o köyden kötü
biri çıktığı duyulmadı bugüne kadar. Hem de çok iyi bir Guşedir, arkadaşları da öyle anlatmamış mıydı. Hem de çok güzelmiş, iyidir iyi. Peki ama benim ruhumu bu kadar sıkan ne olsa gerek. Ne zaman böyle ruhum daralsa, mutlaka kötü bir şey gelir başıma. Tha hayır etsin, inşallah başka bir şeydir neden kötü düşünüyorum ki!

Yismeyl’in sesiyle gelir kendine Muse.

Hadi! Ha’ğajey gidiyoruz. Düğün dağıldı, gelin odaya çekildi bizi bekliyor, gidelim hemen.

İrkilir Muse, kalkar yerinden, beyninde dinmeyen fırtınalar kopmakta. Neyse ki, güzel adetlerimiz törelerimiz var. Gelin bu gece hanemizin misafiri, biraz oturur sohbetleriz belki de, eğer çok yorgun değilse, çağırırım kızları ve çocukları odaya, sabaha kadar sohbet eder ısınırız birbirimize. Yarın akşam, hanemizden biri olacak nasılsa.

Çalar kapıyı Yismeyl, açar ve girerler içeri damat Muse ve şavokod
Yismeyl. Gelin odanın karşı köşesinde elpençe divan, duvak yüzüne örtülü, ayakta durmakta. Uzunda boyluymuş maşallah diye düşünür Muse, göz ucundan gördüğüyle.

Yismeyl başlar söylemine.

Güzel kardeşim, güzel gelinimiz, hoş geldin sefa geldin. Diliyorum betinle
bereketinle, bu haneyi çoğaltır, daha güzel geleceklere taşırsın. Bunun için
her ikiniz adına duacıyım. Bu gece misafirimizsin (Adige kültüründe ilk gece çok önemlidir ve gelin geldiği hanenin misafiridir o ilk gece, asla tersi bir durum yaşanmaz), devamında ise bu evin sahibisin. Yaşadığımız sürece ben senin yanındayım. Şimdi sizleri yalnız bırakıyorum, bizler kızlarla dışarıda hazır bekliyoruz. Bir isteğiniz arzunuz olduğunda, seslenmeniz yeterli. Tha geleceğinizi ve sizleri aydın kılsın, Allah’a emanet olun, der çıkar odadan Yismeyl.

Muse henüz hoş geldin demeye zaman bulamadan, kaldırır duvağını yeni gelin gülümseyerek bakar Muse’ye ve !

Keblağ Pşı. Muhunu zıof kas’oşt, volahi şuıpşaşeheme yıi kaşeke sigu
yıihağep. (Hoş geldin bey, olumsuz gördüğüm bir şeyi söyleyeceğim, vallahi kızlarınızın oyun oynama şeklini hiç beğenmedim.)

Yer yarılsa da onun içine girebilse Muse. Tüm korkuları gerçek
oluyordu, çekilmişti sanki bütün damarlarından kanı. Kesseler bir gram
akmayacak Muse’den.

Nasıl oynamalıydılar, diye sorar Ha’ğajey.

Higdidem yeplit, taşte sıceğure (şimdi bak nasıl oynuyorum) yeni gelin odanın ortasında bir oyana bir buyana salınarak başlar kafe oynamaya. Bir yandan da ”mırarı siıpşı,mırarı” (böyle beyim, böyle). Gelinliğin geniş ve uzun sarkıtları bir oyana bir buyana salınır durur.

Muse bitmiştir artık, gelin salına salına oynarken, Muse’de el vurup tempo
tutar oyuna, bir yandan da kendine dejuv üretir o an.

Ha’ğajey Muse yıbılımır, p’sı heaphaet, haem yırıphıhıjıağer muğer, ha’ğajey Muset. (Ha’ğajey Muse malını mülkünü suya sele döken, köpeklerin varlığını dağıttığı ha’ğajey Muset.)

Gelinin oyunu bittiğinde!

Revhuğa sişuph, (bitti mi kardeşim) der Muse ve vurur odanın kapısına, seslenir şavokod Yismeyl’e. Yismeyl ve kızlar kapıdadır.

Bu dünya ahret kardeşimi aldığınız gibi teslim edin ailesine. Törede hata
yapmayın. Hazırlayın kağnıyı derhal çıkın yola.

Çıkarlar yola emaneti alarak kızlı erkekli gurup. Kızın köyüne gelindiğinde kağnıdan çözülür öküzler, önden arkaya kaldırılarak kağnı, indirilir yere emanet ve teslim edilir ailesine. Kağnı kız evinin önünde yan yatırılmadığından, yoktur utanılacak bir durum.

Bir daha Muse’nin yüzünde hiç tebessüm olmadı, yetmiş sekizinde bekar göçtü ahrete Muse, geriye sadece bu hikaye ve kısacıkta olsa kafeye söylediği dejuv kaldı geriye. Yismeyl ve kızların anımsayabildiği, duydukları kadarıyla.

– Ha’ğajey Muse yıbılımır, p’sı heaphaet, haem yırıphıhıjıağer muğer, ha’ğajey Muset-