JAPONLAR ve ÇEÇENLER

Kuban Paul Seauhmann
20.08.2004

Japonlar Amerika Birleşik Devletleri ile savaşa girdiklerinde tümüyle haklıydılar. En azından tarihçiler öyle diyor. Belgeler bunu gösteriyor.

İmparator, Çin’e saldırdığında ileride Amerika’nın kendilerine aynı amaçlı savaş açacağını aklının ucundan geçirmemiştir herhalde. Savaş nereden bakarsanız bakın, felaketi yanında getiriyor.

Bu sütunlarda sık sık dile getiriyoruz. Tarihi iyi değerlendirmek gerek. Olayları kahramanlık, vatan, bayrak boyutunda değil; kazandırıp, kaybettirdiklerinde görmek gerekiyor. Hele hele günümüzde.

Japonların, Amerika ile savaşlarında en kritik nokta Pearl Harbor saldırısı olmuştur. Japon intihar uçakları gemilere ölüm dalışları yapmıştı. Daha sonra öğreniyoruz ki, Japonlar; 9-10 yaşlarındaki çocuklarının bedenlerine patlayıcılar bağlayıp Amerikan tanklarının altına girip kendileriyle birlikte havaya uçurma eğitimi vermişler.

İnsan dehşete düşüyor.

Savaş bu denli çirkin. Hangi tarafta olursanız olun.

Japonlar sonradan tarihsel bir strateji değişikliği yaptı. Teslim bayrağı çekip, tüm dünyaya yenildiğini ilan etti. Kahramanlığı ve savaşı kazanmayı tek yol görenler; Japonya’yı korkak, vatanına bayrağına ihanet eden bir toplum olarak gördüler. Savaşı bitirme kararı alanları yerin dibine soktular.

Şimdi?

Japonların önünde saygıyla eğilip, ellerini nereye koyacaklarını şaşırıyorlar. İşte tarih bu. Savaşı kazanmak bu.

Günümüzde savaşları bileği güçlü olan değil, beyni güçlü olanlar kazanıyor.

Farkındaysanız, bildik kahramanlar artık yok. Nedenini hiç düşündünüz mü? Çünkü bilgi, gücün önüne geçti. Artık elinde tabanca olan değil, kafasında bilgi olan savaşı kazanıyor. İşte Japonlar savaşı kaybettiklerinde bunun farkına vardılar. Hemen kolları sıvadılar ve tarihsel olarak müthiş bir devrim yaptılar. Şimdi yüreği olan Japonya’ya saldırsın. Olası mı?

Çeçenya’da savaş istemeyenlerin durumu da aynı Japonların savaşı yitirdikleri dönemdeki durumuna benziyor.

Peki savaş isteyenler?

Onların durumu tümüyle vahim. Kullanıldıklarını bir anlasalar sorun kalmayacak. Elbette anlamak için niyet ve akıl gerekiyor. Çeçen halkının yüzde 90’ı savaş istemezken diasporanın ‘’hadi savaşın’’ demesi akıllı insan işi mi? İşin daha kötüsü onların açısından bu yüzde 90’lık Çeçen halkı tümüyle Rus işbirlikçisi. Nasıl oluyorsa?

Şimdilik oradaki savaş yanlısı Çeçenler, başka çocukları öldürerek stratejilerini koruma çabasındalar. Bu yolları tıkandığında; önce kendilerini, sonra Japonların yaptığı gibi çocuklarını bombalara sarıp Rus tanklarının altına atacaklar. Bunu öngörmek için kahin olmanıza gerek yok.

Hadi bir şeyler üretelim. Olmaz. Neden ? Savaşalım. İyi, savaşın.

Hadi ekonomik olarak gelişelim. Olmaz. Neden ? Savaşalım. İyi, savaşın.

Hadi eğitim düzeyimizi arttıralım. Olmaz. Neden ? Savaşalım. İyi, savaşın.

Hadi sanatta, edebiyatta, sporda, teknolojide, dünya çapında insanlar yetiştirelim. Olmaz. Neden ? Savaşalım. İyi, savaşın.

Sonuç, dünya çapında terörist ülke olarak anılalım.

Savaş yanlıları şapkalarını önlerine koyup düşünmeliler. İki yol var.

Bir; dünyada demokratik, çalışkan, üretken, barışsever bir toplum olarak tanınmak.

İki; dünyada elleri çocuk kanlarına bulaşmış bir toplum olarak bilinmek.

Şimdi oturup ağlaşıyorlar, dünya bize neden sırtını döndü diye.

Tümüyle yanlış bir saptama. Dünya Çeçenya’ya sırtını dönmedi. Savaş yanlıları dünyaya sırtını döndü.

Savaş bittiğinde; Japonlar dünyada saygın bir toplum olarak yaşamlarına devam ederken, savaş yanlıları yüzünden koskoca Çeçen halkı ‘’terörist’’ olarak ortalıkta kalacak.

SonSöz
Çerkes, yanlışa kılıf aramayandır. (Kuban)