KAFKASYA’NIN JEOSTRATEJİK ÖNEMİ

S.Ü. Uluslararası İlişkiler

Tarih boyunca Asya’dan Avrupa’ya ve aksi yöndeki istila ve fetih hareketlerinin başarısı daima Kafkasya ile alakalı olmak zorunda kalmıştır. Örneğin Ruslar Kafkasya’yı isgal etmedikleri müddetçe doğuda ve batıda ciddi hareketlere girismemişlerdir (Berkok,1958:14). Kuzey Kafkasya, Kafkasya’nın giris kapısı ve bölgenin kontrolünü sağlayabilecek asıl stratejik öneme haiz olan kritik arazi kesimidir.

Güney Kafkasya üzerinde control sağlamak için Kuzey Kafkasya’ya sahip olmak şarttır (Kantarcı,2006:62). Bu yüzden Rusya fiilen Kuzey Kafkasya’yı elinde bulundurmaya özen göstermektedir (Kantarcı, 2006:62; Can, 1996:209).

Rusya’nın sıcak denizlere açılması için gerekli olan en kısa güzergah üzerinde olması ve bu güzergahı kontrol edebilmesi, doğal sınır teşkil etmesi ve Rusya’nın güneyden gelebilecek tehlikelere karşı savunmasını kolaylaştırması, Rusya’nın güneye taarruzunda uygun çıkış istikametlerinin bulunması, Doğu Akdeniz ve Basra Körfezini
uzaktan kontrol etmesi ve Balkanlar üzerinden yapılacak bir harekâtta yardımcı taarruz istikameti olarak kullanılarak büyük düşman kuvvetlerinin yönlendirilmesini sağlayabilecek bir bölge olması Kuzey Kafkasya’nın Rusya için jeostratejik önemini arttırmaktadır (Can,1996:207).

Türkiye için Kuzey Kafkasya; Doğu Anadolu’nun uzaktan korunmasını sağlayarak savunulması kolay ve kuvvet tasarrufu sağlayan bir bölge olması, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ne ulaşmada en kısa güzergah olması, Kafkas Halklarıyla tarihi, dini, milli, kültürel ve etnik bağların olması sebebiyle ekonomik ve siyasi açıdan iyi münasebetler kurma imkanlarının olması, stratejik yeraltı zenginlikleri ve petrol yataklarının bulunması sebeplerinden ötürü jeostratejik olarak çok önemli bir bölgedir
(Can,1996:207).

Büyük Satranç Tahtası adlı kitabında Zbigniew Brzezinski, Azerbaycan’ı, Ukrayna ve Özbekistan ile stratejik birer ortak olarak belirtmiştir.
Gürcistan’ı ise en stratejik olmasa bile Güney Kafkasya’daki en kritik ülke olarak değerlendirmiştir. Çünkü Gürcistan, Hazar Denizi ve Azerbaycan’ı batıya bağlayan bir konuma sahiptir. Vladimir Socor’a göre ise “Azerbaycan ve Gürcistan ya birlikte ayakta kalacak ya da birlikte yıkılacaktır” (Cornell, 2007:4).

Kafkas ülkelerinin, yer üstü ve yeraltı kaynakları bakımından oldukça zengin olması ve buna karşılık dünyanın çoğu yerinde bu kaynakların tükenme noktasına gelmiş olması, bölgeyi gerek hammadde, gerekse sanayi ürünleri bakımından çok önemli bir pazar haline getirmektedir.

Günümüz savaşlarının toprak ilhakından çok, ekonomik üstünlük sağlamak,refah seviyesini artırmak, diğer ülkelere karşı ekonomik nüfuzu kullanarak istediğini elde etmeye dönüştüğü düşünüldüğünde, Kafkasya’nın dünya siyaseti üzerindeki stratejik önemi daha iyi anlaşılmaktadır.

Kafkasya’nın hiç girişilmemiş pazarlara, tarımsal zenginliklere, petrol, doğal gaz ve hammadde kaynaklarına sahip olması yirmi birinci yüzyılda onun stratejik önemini bir kat daha artırmaktadır.