KOR- KU- YO- RUZ!

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Ne çok sorunumuz var gizlediğimiz, görmek istemediğimiz, önemsemediğimiz, gülüp geçtiğimiz…
Sorunlarımız; yüzleşmekten korktuğumuz, kaçıp uzaklaştığımız… Çözmek yerine ertelediğimiz dağ gibi sorunlarımız.
Göremediğimiz,
Hissedemediğimiz,
Görsek de hissetsek de çözmek istemediğimiz,
Çareyi halının altına süpürmekte bulduğumuz sorunlarımız… Korkularımız, korktuklarımız!

SİZ KORKMUYOR MUSUNUZ?
Ben korkuyorum, dağınıklığımızdan, uyumsuzluğumuzdan, şişkin egolarımızdan…
Korkuyorum, “Biz, bir araya gelemeyiz, biz, birlikte hareket edemeyiz!” diye korkuyorum.
Sahi siz korkmuyor musunuz, siz tek yürek olabileceğimize, birlikte ortak akılla sorunlarımızın üstesinden gelebileceğimize inanıyor musunuz?
Mesela bu yıl, dünyadaki tüm Çerkeslerin en duyarlı olduğu 21 Mayıs’ta federasyonlarımızın, farklı oluşumlarımızın ortak bir programla bir araya gelebileceğine inanıyor musunuz?
Yoksa yutkunup susuyor musunuz?
Neden çözemiyoruz sorunlarımızı biz?
Neyimiz eksik?
Neyimiz yeterli değil?
Gücümüz mü yok!
İnancımız mı yetersiz, bilincimiz mi?
Biz değilsek kim çözecek bu sorunları?

SEN EY ÇERKES!
Sen ey Çerkes!
Sen ey yönetici!
Sen ey yetkili!
Sen ey “Ben duyarlı bir Çerkes’im!” diyen kişi!
Eğer hataları görmezden geldiysen,
Yanlışları gördün, düzeltmediysen,
Dağ gibi sorunları umursamadıysan,
İnanmadıklarını söylediysen,
Elinden geleni yapmadıysan,
Yetkini/ iradeni kullanmadıysan,
Cılız başarılarla avunup durduysan,
Sen, bu halin ve bu tavrınla sadece geçmişini değil, geleceğini de halının altına süpürdün.
Hassasiyeti, duyarlılığı, çözümü… hasıraltı ettin!
Allah da seni bildiği gibi yapsın!

ÜÇ MAYMUNLAR
Sen de biliyorsun halkımızın başına gelenleri.
Görüyorsun ana dilimizin halini.
Hissediyorsun, kültürün eridiğini.
Ama görmezden, bilmezden, duymazdan geliyorsun.

Susuyorsun!
Çoğu zaman “üç maymunları” oynuyorsun.
Doğru söyleyeni de dokuz köyden kovuyorsun!

BAŞKA YOL YOK Kİ
Biz, ya büyük düşünür, büyük problemlerimizi birlikte çözmenin bir yolunu buluruz!
Ya da çöküşe, bitişe, batışa, yıkılışa, tükenişe kapılarımızı aralarız!
Ve güle oynaya tükeniriz!

KORKULACAK ASIL MESELE
Ben, sen, o…
Yetkili, yetkisiz…
Kadın, erkek… hepimiz!
Kim ki sorunlarımız karşısında duyarsız, tepkisiz…
Sorunların üstünü örten, onları hasıraltı eden bir tavır içinde.
İşte korkulacak asıl mesele!

AH KEŞKE!
Ah keşke, biraz da korkmamız gereken şeylerden korksaydık!
Çok bilmişlikten, uyumsuzluktan, şişkin egoyla eşi, dostu kırmaktan, üslupsuzluktan, yüreklere bileklere basmaktan, hoşgörüsüzlükten…
Pozitif olamamaktan, farklı düşüncelere tahammülsüzlükten
Kimliksizlikten, kültürsüzlükten, tükenmekten, yok olmaktan…

ŞU İFADE ÇOK MU AĞIR OLUR?
Asgari müştereklerde, mesela 21 Mayıslarda bile bir araya gelemeyenler nasıl bir araya gelip sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlarını ortak akılla çözsün?
Var mı yutkunan ya da cevabı olan?