Kuban Paul Seauhmann
15.04.2006
Şu aralar inşaat işiyle uğraşıyorum. Soğuk demirci diye adlandırılan bir grup var. Bunlar, beton atılmadan önce kalıpların içini demir çubuklarla örüyorlar.
Yemek molası verdiklerinde yanlarına oturdum. Aralarında sohbet ediyorlardı. Ustabaşı, iri yarı ve geveze bir tip. Sürekli konuşuyor. Birkaç gün önce 4-5 kişilik bir grupla aralarında tartışma çıkmış. Kendi deyimiyle; dalmış aralarına hallaç pamuğu gibi atmış hepsini bir yana.
İster istemez. Çok cesaretliymişsin, dedim. Tabi ağbi, dedi sırıtarak. Ben 15 yıldır bu demirleri büküyorum. Günde 2 ton demiri bir yerden kaldırıp diğer bir yere taşıyorum. 4-5 kişi bana vız gelir.
Genç işçilerden biri, ‘’mangal gibi yüreğin var ama beynin küçük abi’’ deyiverdi.
Ustabaşının yüzü düştü. Ben olmasam genç işçiyi kötü haşlardı ama çekindi. Araya girdim. Ortamı yumuşatmak istedim. Neden böyle söylediğini sordum.
Anlattıkları, sokakta görseniz dönüp bakmayacağınız bu genç işçiden beklenmeyecek düzeydeydi.
Abi, bunlara diyorum, boşa hamallık yapıyoruz. Hadi 8’lik demirleri geçtik, 16’lık demirleri makasla kesmek için canımız çıkıyor. Oysa bir makine var. Çalıştırıyorsun, bir düğmeye basıyorsun peynir keser gibi kesip atıyor. Başka bir makine daha var biz 3 kişi günde 200 etriye yaparken makine 15 dakikada 200 etriye yapıyor. Hem de hatasız.
Araya girdim. Peki bu makinelerin fiyatları mı almanıza engel oluyor?
Genç işçi gülümsedi. Yok be abi. Burada 6-7 kişi çalışıyoruz. 1 haftalık yevmiyemizle rahatlıkla alırız ama alabilmek için kafa lazım.
Gencecik bir inşaat işçisi. Daha askerliğini bile yapmamış. Ortaokul terk. Elinde kilolarca ağırlığında makas kalın demirleri kesiyor. Bazen bakıyorum, makasın üzerinde zıplamasına karşın demir çubuğu kesemiyor, o denli güçsüz.
Bu genç işçinin mangal gibi yüreği var mı bilmiyorum. Ancak inanılmaz büyük bir beyni var.