MEVCUT İKTİDAR ve ÇERKESLER

YEMUZ Nevzat Tarakçı
06.01.2018

Bu ülke için savaşırken Türkçe bilmeyen, şimdilerde ana dilini bilmeyen bir toplum Çerkesler.

Çerkesler, gün geçtikçe köklü kültürü unutulan bir halk.

Peki, bu toplum neden konuşamıyor dilini, niçin yaşatamıyor kültürünü?

Dillerini, kültürlerini yaşatmayı kendileri mi istemiyor yoksa devlet desteği olmadığı için mi zor durumda bu dil, bu kültür?

Ne dersiniz, devlet bunun farkında mı acaba?

Çerkesleri ne kadar önemsiyor?

Yani “Dil olmazsa toplum da olmaz!” hakikatine ülkeyi yönetenler samimiyetle inanıyor mu?

Şu soru da cevap bekleyen bir soru:

Bu halkın siyasetle samimiyeti ne kadar?

Ya siyasilerin bu halkla muhabbeti?

 

SİZCE BU ÜLKEDE FARKLILIKLAR ZENGİNLİK KAYNAĞI MI?

Sizce siyasiler, bu ülkedeki farklılıkların zenginlik kaynağı olduğuna inanıyor mu?

Farklılıkların zenginlik olduğuna inanıyor, Çerkeslere de değer veriyorlar demektir.

Hatta ülkeyi yönetenler, Çerkesleri, Çerkes olarak seviyor, onların Çerkes olarak kalmasını istiyor demektir.

Hani “Farklılıklar zenginlik kaynağımızdır!” derler ya işte ondan!

Hani “mozaik” diyorlar ya…

O halde diğer renklerle birlikte Çerkes kültürel değerlerinin de korunması, yaşatılması gerekmez mi?

Farklı kültürler yaşatılamazsa tek renkli, hatta renksiz bir toplum oluşmaz mı?

İKTİDARLAR ve ÇERKESLER

Peki, mevcut iktidar, bu kültürün yaşatılması için bu topluma gerekli desteği veriyor mu?

Veya ülkeyi yönetenler nasıl katkı sağlayabilir bu farklı renklerin, bu değişik kültürlerin yaşatılmasına?

Devlet ne yapmalı, nasıl destek vermeli?

Bu sorular, cevabı herkesçe bilinen kolay sorular.

Konu eğer Çerkeslerse, bu halk, 150 yıldır çok zor şartlarda kültürlerini yaşatmaya çalışan soylu bir halk.

Bu ülkede Çerkesler çok testten geçti:

Vatana bağlılık testi,

Sadakat testi.

Vefa testi.

Uyum testi…

DEVLET, ÇERKESLERİ İYİ TANIYOR!

Devletimiz, uysal Çerkes halkını ve Çerkes kahramanlarını çok iyi tanıyor.

Mesela:

Yunan işgaline karşı ilk kurşunu atan Hasan TAHSİN,

Hamidiye kahramanı Rauf ORBAY,

Milli Türk Edebiyatının öncüsü Ömer SEYFETTİN, Halide Edip ADIVAR…

Güreşte sırtı yere gelmeyen Gazanfer BİLGE…

Futbolda Süleyman SEBA, Can BARTU…

Türk sinemasında Türkan Şoray, Ediz HUN…

Türk Televizyonunda Halit KIVANÇ…

Bu güzel insanlar görevlerini en mükemmel şekilde yapıp tarihe mal olmuş sadece birkaç örnek!

 

ÇERKESLER HUZUR ve ASAYİŞİN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİDİR!

Devlet, 150 yıldır ülkede huzurun ve asayişin en büyük destekçisi olan bu halkı iyi tanıyor.

Devlet, bu halkın Kurtuluş Savaşındaki fedakârlıklarını çok iyi biliyor.

Devlet, hırsızı, arsızı, sahtekârı olmayan bu soylu halkın duruşunu benimsiyorsa demektir ki devletin Çerkeslerle bir problemi yok.

Zaten Çerkes halkının da devletle bir derdi yok!

Ama yine de iktidarın bir samimiyet testine girmesi lazım!

Bakarsınız bu test yakında uygulanır.

“ÇERKESLERİN EN ÖNEMLİ SERMAYESİ SADAKKATTİR!”

Çerkes halkı bu anlamda gerçekten problemsiz bir halk.

Ne der Çerkes önderlerinden Thamade JABAĞI:

“Asalet kanda değil ruhtadır, soylu olduğunuzu ahlaki tutum ve davranışlarınızla gösteriniz!”

Bakınız, kendisi Çerkes olmayan araştırmacı yazar, Çerkes halkı için ne söylüyor:

Çerkesler, sıkı asker,

Güvenilir istihbaratçı,

Sadık bürokrattır.

Onların ellerindeki tek sermaye “sadakat” tir!

ÇERKESLER VATANDAŞLIK GÖREVİNİ EN İYİ ŞEKİLDE YAPIYOR

Devlet biliyor, herkes de bilmeli ki, Çerkesler, Türkiye´nin birliği, kalkınması ve gelişmesi için üzerine düşen görevi bugüne kadar fazlasıyla yaptı, yapıyor, bundan sonra da yapacak!

SEVGİ LAFTA KALIRSA…

O halde seven, sevginin gereğini yerine getirmeli!

Devlet, Çerkeslere değer veriyor, “Bu kültür yaşamalı!” diyorsa Çerkeslerin “ana dili” nin öğretilmesine destek olmalı.

Bunu sadece ailelere ve STK’lara bırakmamalı.

Ana sınıfından itibaren bu dilin öğretilmesine imkân tanımalı.

Çerkesçe öğreten okullar, Çerkesçe TV’ler olmalı.

Sevgi lafta kalmamalı!

DEVLET HER ÇERKESİ SEVMEZ!

Yoksa siz şöyle mi diyorsunuz:

Devlet, öyle kültür derdi olan Çerkesi sevmez!

Devlet, TV isteyen Çerkes’i sevmez!

Devlet, “Ana dili eğitiminde devlet desteği şart hatta ana dili öğretmek devletin görevi!” diyen Çerkesleri asla sevmez!

Devlet, iki de bir “Ben Çerkesim!” diyeni de sevmez!

Devlet, “Babam Çerkes ama ben Fenerbahçeliyim!” diyen Çerkesleri sever, mi diyorsunuz?

Demek ki siz farklı düşünüyorsunuz!

O HALDE…

Devlet, Çerkesleri ciddiye alıyor ve “ana dili öğretimi” dâhil her konuda Çerkes halkına samimi destek olmak istiyor da biz mi derdimizi devlete düzgünce anlatamıyoruz?

Yoksa biz, istemeyi mi bilmiyoruz?

Veya bu dil, devletin desteği olmadan da ailelerin gayretiyle yaşatılabilir mi?

Ne dersiniz?

DEVLET, 4 BİN YILLIK BİR DİLİN CAN ÇEKİŞME SAHNESİNİ SEYREDİYORSA…

Türkiye’de yaşayan 7 milyona yakın Çerkes, şüphesiz ki bu Cumhuriyetin asli unsurudur.

İşte bu toplumun 4 bin yıllık geçmişi olan ana dili Çerkesçe, ne yazık ki bugün can çekişiyor.

Bu dilin, devlet desteği olmadan yaşayabilmesi de imkânsız!

Peki, devleti yönetenler ne yapıyor?

Bu ülke için savaşırken Türkçe bilmeyen Çerkesler, bugün ana dillerini bilmiyor!

Sizce de acı değil mi?

Kimin umurunda acaba?

Devlet, bu yok oluşa seyirci kalabilir mi?

Dili yok olan kültürün, kültürü yok olan toplumun yaşayabildiği nerede görülmüş!