ŞIH Şamil
11 Ocak 2010
Abhazları boğazlamak için fırsat kollarkene Adigelerle kanka olmak isteyen Saakaşvili aradı. Şamil bey sizinle görüşmez, demiş Mericeyn. Ancak çok ısrar etmiş. O da bağladı.
Mihail Saakaşvili ile Intercontinental Amstel otelinin lobisinde
röportaj yaparkene… Arkadakiler Saakaşvilinin korumaları…
Çok heyecanlıydı, kekeleyerek; sayın Şıh’ım (bana Şıh demelerine çok kızıyorum, öğretemedik bir türlü. Şıx benim soyadım Şıh değil… Neyse…) sizin gibi yüksek değere sahip bir gasteciyle bir arada olmak benim için çok önemli, biliyorsun karizmam yerle bir oldu. Bunu bir tek siz düzeltebilirsiniz. Öğrendim Adige’ymişiniz. O nedenle sizi devlet sarayında yemeğe davet ediyorum Tiflis’in en güzel otelinde de yer ayırttım, dedi.
Bu kadar uzun ve kesintisiz yazdığıma bakmayın. Sık sık yutkunuyor, boğazını temizleyerek konuşuyordu.
Ben de ”olmaz” dedim. Tiflis’te ne işim var. Gel Moskova’da buluşalım, dedim. Karşıdan bir ”hıcccjjjkkk” sesi geldi. Tamam, tamam şaka yaptım. Moskova olmaz ortalarda bir yerde buluşalım, Amsterdam iyi mi diye pas verdim. Anında ofsayta düştü. Olur ama redlightlara gidersek paralar senden dedi.
Redligt detayına girmeyeyim şimdi, bilen bilir…
Benim işim olmaz oralarda, geliyon mu, gelmiyon mu diye keskin bir ses tonuyla sordum.
Tabikine, dedi.
Inter Continental Amstel otelinde buluştuk. Önce yemek yedik, sonra röportaj için lobiye geçtik. İşte röportaj aşağıda.
MİHAİL SAAKAŞVİLİ ile YEMEKTEYDİK
CC and CNN Report, 11 Ocak 2011
Şıx Şamil: Baştan söyleyeyim sonradan aramızda sorun çıkmasın. Ben araştırmacı gasteciyim. Beni ‘copy-paste’ci gasteci bozuntularıyla karıştırmayın. Ben çanak soru sormam.
Mihail Saakaşvili : Bilmez miyim. Tüm röportajlarınızı okudum.
ŞIH Şamil: Peki çekinmiyor musunuz benden? Kontra soru sorarsam size de…
Mihail Saakaşvili : Siz Adige değil misiniz?
ŞIH Şamil: Evet…
Mihail Saakaşvili : O zaman korkmam.
ŞIH Şamil: Uh! Niyeymiş?
Mihail Saakaşvili : Niyesi var mı? Siz amcaoğlu dediğiniz Abhazlara çok iyi bir ders verdiniz. Bizim yapamadığımızı siz yaptınız.
ŞIH Şamil: O ha! Pardon… Nasıl yapmışız onu?
Mihail Saakaşvili : Nasılı var mı? Sizin Adigeler değil miydi bizim hazırladığımız Çerkes Sorunu Üzerine Konferans’a koştura koştura gelen.
ŞIH Şamil: Ha şu mesele! Ulan sayın Saakaşvili, o toplantıya gelenlerin bir tane resmi Adige örgütlerinden katılan var mıydı? Gelen bir iki hamuşgutu siz Adige mi sandınız?
Mihail Saakaşvili : Olsun! Özellikle Türkiye diasporasında bazı vakıf ve ajanslar bizi yerlere göklere koyamadılar.
ŞIH Şamil: Niye?
Mihail Saakaşvili : Niyesi var mı? Biz 2018 Olimpiyatlarına karşı bayrak açtık. Niye açtık. Çünkü Adige kardeşlerimiz soykırıma uğradılar. Esaret altındalar. Onların haklarını korumak bizim temel görevlerimizden biridir.
ŞIH Şamil: Bir kere Olimpiyat 2012’de… İkincisi, siz niye Abhazları esaret altında tutmaya heveslendiniz? Ruslar yapınca kötü de siz yapınca iyi mi oluyor?
Mihail Saakaşvili : Redlightlara ne zaman gitcez?
ŞIH Şamil: Sorum çok mu zor geldi?
Mihail Saakaşvili : Yok ondan değil. Gecikmeyelim diye dediydim.
ŞIH Şamil: Boş ver şimdi. Düğün değil bayram değil, sen şimdi niye bize enişte muamelesi yaptın? Bunu de hele bana…
Mihail Saakaşvili : Aşk olsun. Adigelerle bizim ortak bir tarihimiz, ortak bir kültürümüz var.
ŞIH Şamil: Abhazlarla yok muydu?
Mihail Saakaşvili : Olmaz olur mu var tabikine. Amma onlar bize kafa tutuyorlar. Asi davranıyorlar. Bağımsızlık, özgürlük, kendi kaderimizi biz kendimiz tayin ederiz, diyorlar.
ŞIH Şamil: Neyse… Şimdi sana çanak olmayan bir soru soracağım. Öyle kıvırtmadan çattadanak cevap ver. Sorum şu: Şimdi bu Abhaz hainleri size karşı bayrak açtılar ve de bağımsızlık, özgürlük diyorlar. Sizde onları bir kaşık suda boğmak için elinizden geleni ardınıza koymadınız. Yani bu Abhazlar sizin için birer asi. Pekala… Bu Adigeler de Ruslara karşı birer asi. Sen nasıl oluyor da asilerden yana oluyorsun? Eğer ulusların bağımsız yaşaması senin için temel olan ise Abhazların yakasından neden zamanında düşmedin?
Mihail Saakaşvili : Redlightlar ne zaman kapanıyor acaba? Gecikmesek…
ŞIH Şamil: Anlaşıldı… Senin buraya gelmekteki derdin başkaymış.
Mihail Saakaşvili : Vallaha da billaha da senin için geldim Şamil bey…
ŞIH Şamil: Peki bir soru daha… Bu toplantıdaki hedefinizi neydi?
Mihail Saakaşvili : Üç önemli ama çok önemli hedefimiz vardı:
1) Gürcistan Çerkes soykırımını kabul edecek.
2) Soykırım topraklarında Soçi 2014 Kış Olimpiyat Oyunları engellenecek.
3) Kuzey Kafkasya’nın bağımsızlığı için güçler birleştirilecek.
ŞIH Şamil: Peki Gürcistan Abhaz soykırımını da kabul etcek miydi?
Mihail Saakaşvili : Biz Abhaz kardeşlerimize soykırım yapmadık, onlara mutluluk ve huzur getirdik ama onlar istemedi. Bizde zorla vermeye kalkınca hır çıktı.
ŞIH Şamil: Peki Ermeniler der ki, Türkiye’de bize soykırım yapıldı. Onun için de Ermenilere destek amacıyla Türkiye’yi boykot edecek misiniz?
Mihail Saakaşvili : Olur mu? Türkler bizim can kardeşlerimizdir. Abhazlarla savaşta dünya kadar yardımları oldu bize.
ŞIH Şamil: Neyse karıştırma şimdi o konuları. En çok şu Kuzey Kafkasya’nın bağımsızlığına takıldım ben. Kuzey Kafkasya’da 5-10 tane cumhuriyet var ve hepsinin dili farklı, ırkı farklı, kültürü farklı, hatta dini farklı. Siz neye dayanarak Kuzey Kafkasya tanımı yapıyorsunuz?
Mihail Saakaşvili : Olur mu? Bir Çeçenle bir Oset’in her şeyi aynı. Ha bir tek dilleri farklı… Pardon dinleri de farklıydı… Aman bir de ırkları farklıydı…
ŞIH Şamil: Senin kafan baya karışık sayın Saakaşvili.
Mihail Saakaşvili : Redlightlara gecikmesek.
ŞIH Şamil: Anlaşıldı… Garsonu çağırayım. Waiter oğlum gel bakim buraya. (Cahil okuyucuya not: Waiter garson demek. Garson kız ise Waitress denir.) Şu adamı alın redlighta götürün. Benim uçak rezervasyonumu da değiştirin. Vaşington’a geri dönüyorum.