MURAT ÖZDEN: “ASİMİLASYONU MISIR’DAKİ SAĞIR SULTAN DA BİLİYOR!”

Ali İhsan Aksamaz

(Ön açıklama: 28 Kasım 2021 tarihinde DW Türkçe, “Çerkesler” başlığıyla bir haber yayınladı. Bu haberin alt başlığı şöyleydi: “Dünyada en fazla Çerkes nüfusu Türkiye’de, en büyük asimilasyon da Türkiye’de. DW Türkçe, bir süre sonra bu alt başlığı değiştirdi:  “Kafkasya’dan Türkiye’ye Çerkeslerin Hikâyesi/ Dünyada en fazla Çerkes Türkiye’de yaşıyor”. Bugün itibarıyla youtube’deki bu haberi 100 bini aşkın kişi izledi.

DW Türkçe’nin “Çerkesler” başlıklı bu haberinin yayınlanmasının hemen ardından “Çerkes Forumu”, twitter hesabından reaksiyon gösterdi: “Çerkes Forumu ve Türkiye’deki Çerkesler olarak Alman DW kanalının Türkiye aleyhine iddialarını asla kabul etmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin milli birlik ve beraberliği aleyhine tüm oluşumların karşısındayız. Biz Çerkesiz Bizden Hain Çıkmaz.”

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın da ertesi gün “Çerkes Forumu”nun bu tweet’ini şu açıklamayla retweet’ledi: “Çerkes kardeşlerimiz @cerkesforumu bu hain ve manipülatif habere en güzel cevabı verdiler. DW Türkçe ve şürekası dahil herkes bilsin ki Türkiye’de kardeş kavgası ve çatışma çıkartmak isteyenlere asla geçit vermeyeceğiz. Birlik ve beraberliğimiz onların en büyük korkusu olsun.”

İzleyebildiğim kadarıyla 28 Kasım’da Yeni Şafak Gazetesi ve Akit Gazetesi, 29 Kasım’da Aydınlık Gazetesi, diğer bazı yazar ve kişiler de DW Türkçe’nin “Çerkesler” haberine tepki gösterdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik de DW Türkçe’nin bu haberine tepki gösterenler arasındaydı.

Çerkes Dernekleri Federasyonu Başkanı Nusret Baş, Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti Derneği Başkanı Emine Arslandok Sezgin, Çerkes Forumu Başkanı Muammer Akgül,  Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Cemil Görücü ve Sivas Çeçen Kafkas Derneği Başkanı Ayhan Ergüven DW Türkçe’nin “Çerkesler” haberine ilişkin görüşlerini açıkladılar. Çoğulcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Faruk Arslandok konuya ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Çerkes Dernekleri Federasyonu, daha sonra yaptığı yeni bir basın açıklamasıyla konuyla ilgili olarak daha önceden yaptıkları açıklamanın bazı basın organları tarafından saptırıldığını ve Çerkes Sivil Toplum Kuruluşlarına yakışıksız, gerçeklerden uzak ithamlarda bulunularak  bir algı ve sindirme operasyonuna  girişildiğini söyledi.

DW Türkçe’nin “Çerkesler” haberini destekleyenler ve karşı çıkanlar sosyal medya üzerinden de aralarında bir tartışma başlattılar. DW Türkçe’nin haberini “Çerkes Forumu eğer  gündeme getirmemiş ve tepki göstermemiş olsaydı, şu an itibarıyla 100 bini aşkın kişi  bu haberi youtube’de izlemeyecek ve kimsenin de pek haberi olmayacaktı.

DW Türkçe’nin bu haberinin kurgusuna ilişkin bir makalem yakında burada yayınlanacak. Ancak DW Türkçe’nin bu haberine ilişkin olarak Çerkes aydınlarından Murat Özden ile bir kısa söyleşi yaptım. Bu gelişmeleri değerlendirdi ve asimilasyon konusunda görüşlerini dile getirdi./ Ali İhsan Aksamaz)

+

Ali İhsan Aksamaz: DW Türkçe’nin “Çerkesler” haberine neden tepki gösterildiğini anlamadım. Bildiğim kadarıyla, Fahri Huvaj yıllardır asimilasyon konusunda yazıyor, çiziyor. Yalnız Fahri Huvaj değil, diğer Çerkes aydınları ve Çerkes kurumları da yıllardır asimilasyon konusunda yazıyor, çiziyor, kitaplar yayınlıyorlar. Bu konuda İnternette bile sayısız makale var; youtube’de sayısız konuşma, değerlendirme var. Fahri Huvaj, Dünyada en fazla Çerkes nüfusu Türkiye’dedir, maalesef en büyük asimilasyon da Türkiye’dedir. Çerkesler kültürlerini kaybetmemek için uğraşıyor. Teşvik etmek lâzım, pozitif ayrımcılık yapmak lâzım, aksi halde maalesef Çerkes dili ve kültürü yakın bir gelecekte, Anadolu’da yok olacak,” diyor. Bu sözlerin neresi yanlış?! Vubıhça Anadolu’da ölmedi mi? Burada tepki gösterilen Fahri Huvaj’ın bu söyledikleri mi? Kendisi mi? Kendisinin (KAFFED) Kafkas Dernekleri Federasyonu emektarı olması mı? KAFFED mi? Benim bildiğim, biliyorsunuz; Kafkas Dernekleri Federasyonu var, Çerkes Dernekleri Federasyonu var, Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu var, Demokrat Çerkes Hareketi var, “Çerkes Forumu” var, Çoğulcu Demokrasi Partisi var, bağımsız duran Çerkes aydınları var. Yine biliyorsunuz ki ülkemiz içerde ve dışarıda birçok sorunla boğuşuyor. DW Türkçe’nin haberine gösterilen bu tepkiyle insanların dikkatleri başka yönlere mi çekilmek isteniyor? İnsanların anadillerini yaşatmak istemeleri nasıl bölücülük oluyor? Ben, bütün bunları gelişmeleri anlayamadım. Siz anlayabildiniz mi?

“Türkiye Çerkeslerinin asıl yakıcı ve gerçek sorunu asimilasyondur”

Murat Özden: Son günlerde Çerkesler hiç olmadıkları kadar gündem oldular. Öncelikle bunu son derece olumlu bulduğumu belirtmek istiyorum.Çerkesler ya Çerkes Ethem ya Çerkes Tavuğu ya Şeyh Şamil ya da sürgün ve soykırım üzerinden gündeme geliyorlardı. Oysa Türkiye Çerkeslerinin asıl yakıcı ve gerçek sorunu asimilasyondur. Bunun gündeme girmesi son derece önemli ve değerlidir. Ancak asimilasyon meselesinde günâhı ve sorumluluğu olanlar, telâşa kapılıp meseleyi perdeleme ihtiyacı hissettiler. Bunun için manipülatif birtakım oluşumları devreye soktular. “Çerkes Forumu” diye tek kişilik, devletin kontrolünde olduğunu bildiğimiz Facebook sayfasına “Asimilasyon yoktur” şeklinde bir açıklama yaptırarak “Çerkes kardeşlerimiz asimilasyonu reddediyor” şeklinde devlet görüşü oluşturmaya kalktılar. Oysa Türkiye’deki farklı etnik topluluklara asimilasyon, inkâr ve imhâ politikalarının uygulandığını Mısır’daki Sağır Sultan da biliyor. Ben, DW Türkçe’nin Çerkeslerin en can yakıcı sorunu olan asimilasyon üzerinden bir gündem yaratmasına teşekkür ediyorum.

Ali İhsan Aksamaz: Çerkes kurumlarının DW Türkçe’nin haberine yönelik olarak yaptıkları açıklamalar makaslanarak yayınlandı. Bunu biliyorum.  Bazı Çerkes aydınlarından duydum. Hatta bazı Çerkes kurumlarının yaşanmış olan asimilasyona ilişkin açıklamalarının tersyüz edilerek verildiği de biliniyor. Bu Çerkes kuruluşlarının asimilasyon konusundaki düşüncelerini ben de yakından biliyorum. Bu düşünceleri, yayınları İnternette de mevcut. Bu konuda katkı yapar mısınız?

Murat Özden: Yukarıda da belirtttiği gibi, asimilasyonda payı ve sorumluluğu olanların  bu konudaki günâhlarını perdelemek amacıyla, birçok kuruluşun açıklamalarını kesip ters yüz ettiklerini ben de biliyorum. Gerçek sonunda gerçekliğini kabul ettirir. Bir mesele Türkiye’de örtbas ediliyor diye dünya tarafından görülmeyecek anlamına gelmiyor. Türkiye’nin yapması gereken ülkesinde yaşayan kendi insanlarına asimilasyon uygulamak değil, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi farklı dezavantajlı etnik toplulukları için pozitif ayrımcılık uygulamaktır.

TRT Kurdî” 7/24 yayın yapıyor; TRT’den Çerkesçe ve Lazca yayın talepleri sümen altında

Ali İhsan Aksamaz: 1923’e kadar, Cumhuriyet kurulana kadar, ülkemiz büyük felâketler yaşadı. Balkan Savaşlarındaki kayıplarımızı biliyorsunuz. Ülkemiz büyük toprak kaybına uğradı; kolumuz, bacağımız kesildi. Büyük insan kaybına uğradık. Çanakkale Savaşı’nda çok sayıda donanımlı insanımızı da kaybettik. Mübadele ile Anadolu’ya gelen insanlarımızın yaşadıklarını biliyorsunuz. Bütün bunları da akılda tutarak asimilasyon konusuna yaklaşmak lâzım.  1920’li yıllarda bugünkü gibi bir Türkiye yoktu. O yıllarda sınırlarımızın korunması, güvenlik, ülkede yaşayan insanlarımızın karnını doyurmak, yaşatmak ile bölgesel dengeleri gözetmek öncelikli konular arasındaydı. Asimilasyon konusunu değerlendirirken bunları da göz önünde bulundurmak lâzım. Ancak bu, ülkemizde çok farklı alanlarda asimilasyon yaşandığını görmemize engel olmamalı.  Bunlar yaşanmış gerçekler. Soğuk Savaş yıllarının olumsuz şartlarını da akılda tutmak lâzım. Soğuk Savaşın bitmesiyle Türk Devleti önemli adımlar da attı. DSP-MHP-ANAP Hükümetinin hazırladığı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”un (Kanun no: 4771; Kabul tarihi: 03.08.2002- Resmi Gazete: 09.08.2002- 24841) yürürlüğe girmesinin ardından, “Türk Vatandaşlarının Günlük Yaşamlarında Geleneksel Olarak Kullandıkları Farklı Dil ve Lehçelerin Öğrenilmesi Hakkındaki Yönetmelik” (Resmi Gazete: 20.09.2002- 24882) ve “Türk Vatandaşlarının Günlük Yaşamlarında Geleneksel Olarak Kullandıkları Farklı Dil ve Lehçelerde Yapılacak Radyo ve Televizyon Yayınları Hakkındaki Yönetmelik” (25.01.2004 -25357) de yürürlüğe girdi. Ardından bazı anadilleri devlet okullarında, yeterli veya yetersiz, tartışılır, resmen  seçmeli ders oldu. Günümüzde 1920’li yıllara fazla takılıp kalmanın kimseye bir faydası yok. Hangi şartlarda neler yaşandığını herkes biliyor. Yaşanmasaydı daha iyi olurdu. Yaşandı;  geçmişe ilişkin şimdi ne yapabiliriz ki?! Bugüne ve yarına ilişkin olarak anadilleri alanında çalışmalar yapmak lâzım. Biliyorsunuz, seçmeli anadili dersinde sınıf açılabilmesi için gerekli olan 10 öğrenci kuralına ilişkin dernekler çözüm önerileri geliştirebilirler. Millî Eğitim Bakanlığına ortak çalışma konusunda yine dernekler öneriler sunabilirler.  Bunun imkânlarını oluşturmak lâzım. Bazı üniversitelerde Kürt, Çerkes, Gürcü dilleri ve edebiyatları bölümleri açıldı. “TRT Kurdî”, 7/24 yayın yapıyor. Bütün bu olumlu ancak uygulamada pek de verimli olamayan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?  Asimilasyon ve entegrasyon konusunda da görüşlerinizi almak isterim. Anadili alanındaki talep ve önerilerinizden de bahseder  misiniz?

Murat Özden: Türkiye kaydettiği olumlu gelişmeleri maalesef hep dış baskılar sonucu gerçekleştiriyor. Bu gelişmeler Türkiye’nin AB uyum sürecindeki yükümlülüklerini yerine getirmek için yaptığı şeylerdi. AB uyum sürecindeki siyasî kriterler dört maddeden oluşuyor:  1) İşleyen bir demokrasi; 2) Hukukun üstünlüğü; 3) İnsan Haklarına saygı; 4) Ülkede yaşanan azınlıkların korunması.

Dördüncü maddede belirtilen azınlıkların korunması maddesi, Lozan Anlaşmasında belirtilen Hıristiyan azınlık demek değildir. Azınlıktan kastedilen sayıca farklı olan azı anlatmaktadır. Bu anlamda Çerkesler, Kürtler, Lazlar, Pomaklar, Romanlar, Zazalar, Aleviler hepsi birer azınlıktır. AB uyum sürecindeki sorumluluklarını yerine getirmek için TRT Kürdî, Seçmeli Ders, Çerkes ve Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılması son derece önemlidir. Fakat AB sürecini askıya almış olan Türkiye’de artık bu gelişmelerin hükmü kalmamıştır. Çerkes ve Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun olan öğrenciler öğretmen olarak atanmamış, seçmeli dersler öğretmen olmadığı gerekçesiyle yapılamamaktadır. Bir tarafına sağcı ırkçıları, bir tarafına solcu ırkçıları almış olan AKP’nin kalan son hakları da rafa kaldıracağını düşünüyorum.

Önemli ancak yetersiz bir adım; devlet okullarında Lazca ve Çerkesce de seçmeli ders oldu

Ali İhsan Aksamaz: “Çerkes” denildiğinde kimleri anlamamız gerekiyor. “Çerkesçe” denildiğinde hangi dilleri anlamak lâzım? “Genç Yazılı Diller” ifadesi Sovyetler Birliği’nde ortaya çıktı. Sayıca az halklar Sovyetler Birliği’nde önemli kazanımlar elde ettiler. Çarlık Rusyası döneminde Kuzey Kafkasya dillerine yönelik yapılmış çalışmalardan da bahseder misiniz? Günümüz Rusya Federasyonu’nda Kuzey Kafkasya dillerine yönelik radyo-tv, gazete, anadili dersleri hakkında da bilgi verir misiniz?

Murat Özden: Devleti olmayan halkların uluslaşmasını tamamlamamak. Örneğin Türk dediğimizde neyi kapsıyorsa, Çerkes kelimesi de aynı genişlikte bir kelimedir. Yurtdışına gittiğinizde siz Türkiye’liyim dediğinizde size Türk derler. Ama siz Laz’sınız. Onun gibi Kuzey Kafkasya’dan sürülenlerin tümüne Çerkes dendi. Ama araya giren 150 yıllık zaman diliminde Anavatanda yaşayanlar farklı uluslaştırıldılar. Bu farklı uluslaştırılma Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Diasporaya da yansıdı. Çerkes kelimesinin tüm Kuzey Kafkasyalıları kapsayan bir karşılığı var; Adığe, Ubıh ve Abazaları karşılayan bir karşılığı var, bir de sadece Adığeleri kapsayan bir karşılığı var. Çarlık Rusya’sında 1853 yılında  Bersey Wumar’ın yayınladığı ilk Çerkes Alfabesi çok önemlidir ama ağır savaş koşullarından çıkmış.

+

(Önerilen okumalar/ izlemeler:

Ahmet Canbek, “Kafkasya’nın Ticaret Tarihi/ Eski Çağlardan XVII. Yüzyıla Kadar”, Kuzey Kafkasyalılar Kültür ve Yardım Derneği Yayını, İstanbul, 1979; Ali Çurey: “Adige Radyosu 90 yılı aşkın bir süredir Adigece yayın yapıyor!”, 11 XII 2019, circassiancenter.com;

Ali İhsan Aksamaz, “Bir Rüya Gördüm, Anlatsam Da Anlamazsınız”, 3 I 2020, sonhaber.ch/ circarsiancenter.com; Ali İhsan Aksamaz, “İsrail Çerkesleri Ve Kültürel Otonomi”, 16 II 2020, sonhaber.ch/ circarsiancenter.com; Ali İhsan Aksamaz, “ Dirilen Şarkılar/ K̆enexajige Voredxer”, 20 II 2020, sonhaber.ch/ circarsiancenter.com; Ali İhsan Aksamaz, “Çerkes Aydınlarının Yayıncılık Faaliyetleri”, 26 III 2020, sonhaber.ch/ circarsiancenter.com; Ali İhsan Aksamaz, “Sovyetler Birliği’nin Milliyetler Politikası”, 31 V 2020, sonhaber.ch, circassiancenter.com, (Tarih ve Toplum Dergisi, sayı 189, İstanbul, 1999; Yeni Türkiye Dergisi, sayı 74/ Kafkaslar Özel Sayısı –IV, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayını, Ankara, 2016. (“Doğu Karadeniz’de Resmi İdeolojiler Kuşatması”, 2. Baskı, Belge Yayınları, İstanbul, 2012); “Alman Medya Kuruluşu Deutsche Welle Çerkesler üzerinden Türkiye’yi hedef aldı”,  28 XI 2021, sabah.com.tr; “Almanlara Çerkes tokatı”, 29 XI 2021, yeniakit.com.tr;“Asimilasyon tartışması ve gösterdikleri”, Marje Podcast, 8 XII 2021, youtube; Cansu Yıldırım, “Atlantiğin yeni umudu: Çerkes asimilasyonu yalanı”, 5 XII 2021, aydinlik.com.tr; Çağdaş Cengiz, Utku Reyhan, “Çerkes Asimilasyonu Yalanı”, Ulusal Kanal, 3 XII 2021, youtube;  “Çerkesleri unutulmanın pençesinden kurtarıp tanıtmak hepimizin görevi”,  1 X 2020, jinepsgazetesi.com; “Çoğulcu Demokrasi Partisi Açıklaması”, 1 XII 2021, sonhaber.ch/ circassiancenter.com; “Dünya Çerkes Birliği (DÇB) ile Olmaz”, 3 IV 2019, kaffed.org; “Dünya Çerkes Birliği (DÇB) üzerine DÇH görüşü,demokratikcerkeshareketi.org;  “DW’nin Türkiye ve Çerkeslere yönelik itibar suikastine tepki yağdı”, 30 XI 2021, dunyabulteni.net;“DW Türkçe’nin ‘Çerkesler’ haberi sonrası ‘asimilasyon’ tartışması, 30 XI 2021, mbianet.org; “DW Türkçe Haberine Cevaptır”, birkaffed.org.tr;  Erol Karayel, “Hukuk Kisvesinde Darbe: Rusya’ya Yeni Anayasa- 1, 2, 3, 4”, 1, 17, 22, 27 VI 2020, cerkesfed.org; “Erol Kılıç Kutelia: Her Anadili Kutsaldır!”, 13 II 2021, ozgurcerkes.com; Erol Kılıç Kutelia, “Gördüklerimiz, Duyduklarımız, Yaşadıklarımız”,  15 XII 2021, ozgurcerkes.com; Fahri Huvaj, “Çerkesler Türkiye’de Politik asimilasyona uğramıştır!”, 2 XII 2021, Artı Tv, youtube; Fuat Uğur, “Çerkeslerin Asimilasyonu ve tencere dibin kara DW, 30 XI 2021, turkiyegazetesi.com.tr; “Gürcü- Çerkes ittifakı için kritik hamle”, 24 III 2010, ajanskafkas.com; Hale Soysü, “Kavimler Kapısı- 1”, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1992;  Halil Nebiler, Televizyon Gazetesi, 20 XI 2021, Ulusal Kanal, youtube; Hauti Sokrokov, “DÇB üyesi organizasyonlar Rusya yanlısıdır”, 1 VIII 2014”, jinepsgazetesi.com; “Kafkasya’dan Türkiye’ye Çerkeslerin Hikâyesi/ Dünyada en fazla Çerkes Türkiye’de yaşıyor”, 28 XI 2021, DW Türkçe, youtube; “47 Grup/ İşte Türkiye’nin Etnik Haritası”, 2000/ İkibine Doğru”, sayı  5/38, İstanbul,  17 Kasım 1991; “KKTC ve Abhazya’nın tanıtılması: Doğu Perinçek ile Abhazya Meclis Bşk. İrmeiviç’in ortak açıklaması”, 17 XI 2021, Ulusal Kanal, youtube; Kuban Seauhmann, “Sovyet Devrimi olmasaydı, dünya üzerinde  Adigece diye bir dil kalmazdı”, 12 II 2020, circassiancenter.com; “Laz ve Çerkezler dil birliliği yaptı”, 14 II 2012, ntv.com.tr; Muhittin Ünal, “Kurtuluş Savaşı’nda Çerkesleri rolü”, Cem Yayınevi, İstanbul, 1996; “Muharrem İnce’nin Anadilde Eğitim Talebine cevabı: Pedagojiye Uygun Değil”, ozgurcerkes.com; Murat Özden, “Ulusal Sorun ve Çerkesler”, Kendi Yayını, İstanbul, 1979;  “Murat Özden ile Dirilen Şarkılar”, 11 VII 2015, ajanskafkas.com;  Murat Özden, “Çerkes Siyasallaşmasının Öncüleri”, Apra Yayıncılık, İstanbul, 2018; Murat Özden, “Üçüncü Sürgün/ Gönen- Manyas Çerkes Sürgünü, 21 Yayınları, İstanbul, 2020; Ömür Çelikdönmez, “Çerkeslerin karın ağrısı ve Çerkezler bu ülkenin nesi olur?”, 1 XII 2021, dikgazete.com; Parna- Beka Çiladze (Fahrettin Çiloğlu), “Türkiye’de Gürcüler ve Lazlar, iki dergi ve iki önder…”, 11 IX 2019, tetripiala.worldpres. com; Paul Goble, (Çeviren: Ömer Aytek Kurmel), “Kremlin Yanlısı Çerkes Örgütü, Diğer Çerkes Gruplarını Zayıflatmak için Moskova’dan Açıkça Destek İstiyor”, 1 VII 2014; Prens Musa Bey Tuganov,  (Çeviren: Sedat Özden), “ Çarlıktan Çeka’ya Çeka’dan Özgürlüğe”, Apra Yayıncılık, İstanbul, 2015; Sefer E. Berzeg, “Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti/ 1917- 1922 1-2-3”, Birleşik Kafkasya Derneği Yayını, İstanbul, 2003, 2004, 2006; Sefer E. Berzeg, “Kafkasya ve Diaspora/ Yayın Hayatından”,Kendi Yayını, Ankara, 2008; Sefer E. Berzeg, “Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Pşımaho Kotse (Kosek)/ Yaşamı ve Gurbet Yazıları”, Kendi Yayını, Ankara, 2011;  Semra Orkan, Esma Küçükşakin, Sehat Zafer, “Çerkezlerden DW’nin haberindeki iddialara ilişkin açıklama”, 29 XI 2021, aa.com.tr; “Son Gelişmelere Dair Kamuoyuna Açıklama”, 3 XII 2021, cerkesfed.org; Süha Baytekin, “Çerkes Sürgünnamesi”, Apra Yayıncılık, İstanbul, 2019; “Terekkale ve Andi Kurultayları 1917”, Apra Yayıncılık, İstanbul, 2020; Yasemin Kalyoncuoğlu, “Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu’ndan ‘asimilasyon’ iddiasına yönelik açıklama”, 30 XI 2021, aa.com.tr; Yalçın Karadaş, “Çerkes Kimliği/ Türkiye’nin Sorunları”, Sorun Yayınları, İstanbul, 2009; Yalçın Karadaş, “Ezberleri Bozmamız Gerekiyor”, 19 XII 2018, circassiancenter.com; Yeltsin: “Kafkas Halkları Kahramanca Mücadele Etmişlerdir”, Ogni Kültürel Dergi, sayı 6, İstanbul, 1994.)