RUSYA’DA YÜKSELEN DAZLAKLAR VE IRKÇILIK

Nevval Sevindi
Antropolog-Gazeteci-Yazar

Şehir, 2 Federal Şehir, 1 Özerk Bölge olmak üzere toplam 89 Birimden oluşmuştur.

Kuzeydeki komşumuz olan Rusya ile ilişkilerimiz sosyal, kültürel ve ekonomik önem taşır yüzlerce yıldır. Globalleşen dünyada Rusya’nın neler yaşadığı bizi daha çok ilgilendirmeli diye düşünüyorum. Kıbrıslı bir öğretim görevlisi olan Muhittin Özsağlam ile konuşunca kuzey komşumuzun ciddi sorunları olduğu ortaya çıktı. Rusların da “skinhead” dedikleri Rus dazlakları şiddet ve terör saçıyor kentlerde. Emniyet güçlerinin onlardan yana tavır koyması, yaptıkları yolsuzluk ve şiddet ortaklık boyutunda denebilir. Rusya’da bağımsız haber ve gazetecilik faaliyeti pek bulunmuyor. Bu tip haberleri Amerikan’nın finanse ettiği The St . Petersburg Times gazetesi veriyor.Genç ve teenage denilen yeniyetme yaşlarda suç oranları patlamış Rusya’da.Devletin bir politikası yok. Dışarıdan gelen kültür ve mallar,tüketim gençliği zıvanadan çıkarıyor. Rus dazlaklar kara deri ceketler giyiyorlar. Gamalı haç takıyor çoğu. Kafaları tıraşlı bu gençler şiddet merakını her yabancıya gösteriyor. Duvarlara aşırı milliyetçi,ırkçı sloganlar yazıyorlar.Şimdi daha kötüsü bunlar politik bir güç ele geçirmeye çalışıyorlar.Eylül ayında bir radikal milliyetçi parti kuruldu ve Duma onayladı. Bu politik bir başarı olarak görülüyor dazlaklar nezdinde. National Power Party (NDPR) ırkçı bir programa ve Yahudi düşmanlığına dayanıyor.Rus olmayanların devlette önemli görevlere getirilmesine bile karşılar.Yahudi düşmanlığının yasal hale getirilmesini savunuyorlar.En büyük tehlike Batı ve demokratlardır diye kuruluş belgelerine yazmışlar. Türkiye Doğu’sunda ve Güneyinde radikal hareketlere maruz kalmıştı. Şimdi kuzeyde bir radikal, fanatik ırkçılık büyüyor. Komünizm öldü, yaşasın ırkçılık.

Bu konuda yaptığım çok ilginç bir röportajı ilk kez burada okuyacaksınız.

RUSYA’DA YÜKSELEN TEHDİT: DAZLAKLAR

NEVVAL SEVİNDİ: Tolga bey özellikle Rusya’da son aylarda bir yabancı düşmanlığı olduğu söyleniyor. Bu konudaki gözleminiz ve izlenimleriniz nelerdir?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Üç ay St. Petersburg’ da kaldım. Akademik çalışmalar yürütmek amacıyla. Bu süre içerisinde özellikle yabancıların olduğu bir yerleşim biriminde kaldığım için yabancılara karşı saldırıları gözlemlemek daha kolay oldu benim için. Yabancılar konusunda şöyle bir nokta önemli; Yabancı olarak sayılanlar yalnızca Rusya Federasyonu dışından gelen insanlar değil.. Aynı zamanda , eski SSCB’nin, Rusya Federasyonu’nun güneyinden gelen insanlar da yabancı statüsüne konulmakta , yabancı gözüyle bakılmakta. St. Petersburg ‘da, ki aşırı milliyetçi kesimler tarafından, özellikle Çeçen savaşından dolayı Kafkas halklarına karşı düşmanlığın ön plana çıktığını görmekteyiz.

NEVVAL SEVİNDİ: Öncelikle Çeçenler mi?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Çeçenler değil de genel anlamda Kafkas halklarına karşı

NEVVAL SEVİNDİ: Ama öncelikle Çeçenler için yapılmış televizyon dizileri var.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Özellikle TV’lerde gösterilen filmlerde haber programlarında devamlı Çeçen konusunun işlenmesi ve burada genel bir Çeçen imajının çizilmesi önemli. Burada Çeçenlerin, deyim yerindeyse, vahşi bir kimlik içerisine konulmaları, barbar bir kimlik olarak gösterilmeleri ön plana çıkıyor televizyon programlarında. Bununla birlikte tabii ki orada ölen gençlerin, Çeçenistan’a giden gençlerin ailelerinin tepkisi doğal olarak artıyor.

NEVVAL SEVİNDİ:
Televizyonlarında nasıl bir Çeçen tipi gösteriliyor?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Örneğin savaş filmlerinde özellikle Çeçenlerin başlarında Arapça yazılı şeriat dediğimiz yazıların gösterilmesi, sürekli Arap ülkelerinden alınan yardımlar gündeme getirilmekte. Açıkcası bunda doğruluk payı da var. Çeçenlerin bir kısmının hepsinin olmasa bile, bütün Çeçen halkının suçlamak yanlış olur. Ama Çeçenlerin belli bir kesiminin radikal terör örgütlerinden destek aldığı bir gerçeklik.

NEVVAL SEVİNDİ: O zaman Çeçen imajı düşmanlığı Müslümanlıkla da ilişkilendirilmiş oluyor değil mi?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet genel anlamda öyle. Olaya bir tek Çeçen gözüyle bakarsak düşmanlığın Müslüman- Hıristiyan gibi ön plana çıktığını düşünebiliriz. Fakat olaya daha derin baktığımızda saldırıların yalnız Müslümanlara olmadığı örneğin İsveçlilere, Norveçlilere- ki bunlar coğrafi olarak kültürel anlamda, St. Petersburg’la bir kültüre sahip olduğunu düşünürsek, yakın şehirler- Helsinki olsun, Stockholm olsun. Fakat bu ülkelerden eğitim için Rusya’ya çalışmaya gelen genç insanlar devamlı saldırılara uğradıklarını, gerek gözlemlerimden gerekse oradaki basından takip edebildiğim kadar gördüm. RUS OLMAYANA SALDIR

NEVVAL SEVİNDİ: Yani fiziğinizin esmer olması gerekmiyor!
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Yok. Sadece fiziğinizin esmer olması gerekmiyor aynı zamanda yabancıysanız, yabancı oluğunuzu fark ettikleri anda, mesela elinizde İngilizce bir gazete varsa, veya kendi aranızda İngilizce ve Almanca konuşuyorsanız yine saldırıya uğranmanız söz konusu. Burada en perlit olanlar arasında fiziksel yapılarından dolayı Koreli ve Çinliler, Japonlar en çok saldırıya uğrayanlar. Çünkü fiziksel olarak saklanmaları mümkün değil.

NEVVAL SEVİNDİ: Bu ciddi bir ırkçılık değil mi?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet. Ciddi bir ırkçılık var. Fakat bunun yanında Hitlere sahip çıkıyorlar genç neo-naziler.

NEVVAL SEVİNDİ: Irkçı gruplar kaç yaşları arasında?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Genelde lise mezunu hatta bazen liseye giden gençler oluyorlar. 16-17 yaşa kadar düşüyorlar ve bunlar 30 yaşına kadar çıkmakta.

NEVVAL SEVİNDİ: Daha çok nasıl gruplar bunlar. Yani meslek sahibi mi, işsiz mi?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Daha çok meslek sahibi olmayan insanlar. Bununla birlikte devamlı alkol bağımlılığı olanlar, özellikle metro duraklarını kendilerine mekan seçmişler. Metro duraklarında yaptıkları saldırılar söz konusu. İşte bu adamların işsiz olması alkol bağımlılığından dolayı saldırıyor olmaları gibi kolaycı bir yaklaşıma da gitmemek lazım. Özellikle Rus polisinin yaptığı açıklamalar bu gençlerin alkolden dolayı saldırılara yöneldiği, ama Azeri satıcının öldürülürken kameraya çekilmesi korkunç bir boyut, gerçekten insanlık adına. . Bir tarih bilinci noksanlığı söz konusu Rus gençliğinde yeni kuşaklarda. Özellikle Sovyetler Birliği döneminde, Sovyetler Birliği’nin tüm aksaklıklarına rağmen, ortaya attığı halkların kardeşliği ilkesi ve enternasyonalizm konusunda attığı adımlar, 2. Dünya Savaşı’nda Kızıl Ordunun ırkçılığa karşı savaşması ve burada ideolojik anlamda savaşmasının yanı sıra insanlık adına, Avrupalı halkların faşizmden kurtulmasına yardım eden bir ülke olması gibi tarihi gerçekleri şimdi Rus gençliği unutmuş durumda.

NEVVAL SEVİNDİ: Peki öyle bir noktadan buraya Rus gençliği nasıl geldi. Durup dururken gelmedi herhalde?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM:
Evet durup dururken gelmedi. Buda sanırım daha derin araştırma gerektiriyor. Özellikle okul kitaplarının ne şekilde değiştiği konusunda , Sovyetler Birliği savunması son 12-13 yıllık dönemde. Okul kitaplarının bence tarih kitaplarının incelenmesi gerekiyor .. PERESTROYKA DERİN BİR KIRILMA

NEVVAL SEVİNDİ: Bu konuda Perestroyka’nın etkisi nedir?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Perestroyka’nın etkisi bir çok Rus’la konuştuğumda, özellikle 50 yaşın üzeri gerçekten hümanist Rus’lar olarak tanımladığımız insanlarla konuştuğum zaman Perestroyka’nın milliyetçi hareketlere ve yükselmesine yardım ettiği, Gorbaçov’un bu noktada ani bir geçişe yönelmesinin zararları olduğundan söz ediyor yaşlı kesim. Akademisyenler de bu geçişin olumsuz etkilerini vurguluyor.

NEVVAL SEVİNDİ: Yani kültürel bir deformasyon mu oldu? MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet kültürel bir deformasyon oldu. Çünkü Prerestroyka döneminde Amerikan filmlerinin evlerine girmesi-kültürel anlamda çok önemli bu- ve oradaki Amerikan Rüyası denilen olay; Amerika gibi bizim altımızda Ferrari arabalar olsun, Mc Donalds’larda yemek yiyelim , Pizza Hut’a gitmek, pizza kültürünün oluşması çok gencin rüyasıydı. Bu dönemlerde yaklaşık- tam emin değilim ama- 3 milyona yakın bir nüfusun Amerika’ya göç ettiği bilinmektedir Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra. Bunlar gerçekten kalifiye eleman olan insanlar.

NEVVAL SEVİNDİ: Yani bir beyin göçü mü oldu?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet. Beyin göçünün olduğu bir gerçek.Amerika’ya ve Avrupa ülkelerine. Bununla birlikte geriye kalan kesim içerisinde de bugünkü anlamda, küresel anlamda yeni işçi kesimleri ve emek kesimleri diye adlandırılan, bilgisayar uzmanları veya çok uluslu şirketlerde çalışan Rus gençliği var. Bunlarda kendi ülkelerinde çalışıyorlar. Yaşam tarzı olarak da küresel , ister Amerikan dersin ister Avrupalı, aslında her ikisinin ortak yaşam biçimi diyorum ben buna, bunu benimseyen insan topluluğu var.

NEVVAL SEVİNDİ: Yani üst gelir grubu ve entelektüel olan grubun tabii ki dünya ve globalizmle ilişkisi var.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM:
Evet. Bundan dolayı enternasyonal bir bakış açısı var. Liberal anlamda. CAFELERDE TARKAN VE EMRAH, POP/ARABESK ÇOK SEVİLİYOR

NEVVAL SEVİNDİ: Peki aşırı ırkçı ve marjinal milliyetçi olan bu grup gençlere bir varoş gençliği diyebilir miyiz, öyle bir ortak özellikleri olabilir mi?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Kentliler yani. St. Petersburg halkını oluşturan insanlar. Fakat kent merkezinde yaşam şansını bugün artık bulamayan insanlarda var. Çünkü, örneğin bir Public Cafe’ye, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra açılan bu şık cafelere gidemeyenler, Pizza Hut’a oturup da yiyemeyenler. Bununla birlikte Batı kültürünü, kapiçino, ekspresso içen küçük bir azınlık ve turistler olarak görenler. – St. Petersburg pahalı bir şehir dünyanın en pahalı şehirlerinden- St. Petersburg’un bu kadar pahalı olmasını da yabancıların gelmesine bağlıyorlar. Yabancı öğrencilerin, yabancı iş adamlarının, turistlerin gelmesinin St. Petersburg’un yaşam şeklini değiştirdiğine inanıyorlar. Tabii bunu söylerken milliyetçi hareketin başında olanlar bunu düşünmekte. Ama bunu aşağıya baktığımızda militan düzeyinde, 17-18 yaşındaki insanların bunları düşünecek kapasitede olmadıklarına inanıyorum. Bununla birlikte reklamlarda sürekli, televizyonlarda bira ön plana çıkmakta, bira reklamlarında artış söz konusu. Eskiden votka ön plandaydı. Sovyet sonrası gözlemlenen bira reklamlarının ön plana çıkması, cep telefonları, neskafe reklamlarını 3-5 kez görebiliyorsunuz bir saat içinde. Koka kola çok ön planda, Hint çayının geri plana itilmesi, kapiçinonun ön plana çıkması, yeme alışkanlıkları biraz önce bahsettiğim gibi yavaş yavaş değişiyor.Döner seviliyor. Dönercilerin çoğu Filistinli, Lübnanlı. Türkler az. Bununla birlikte diğer bir konu, genç bayanların gazetelere verdikleri evlilik ilanları önemli .Yabancılarla evlenmek onlar için sosyal anlamda bir kurtuluşu, sınıf atlaması anlamına geliyor. Kızlar pop starlara hayran.Cafelerde Emrah ve Tarkan dinleniyor.

NEVVAL SEVİNDİ: Başka bir anlamı daha var galiba Rus kadınların yabancı erkekleri isteme nedeni Rus erkeklerinden farklı bir modelde olmaları. Rus erkekler nasıl yabancı erkekler nasıl?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Şöyle bir şey var Rus erkeklerinin özellikle alkole bağımlılığından herkes şikayet ediyor. Örneğin sabah 9-10 gibi metroya bindiğiniz zaman elinde birasıyla 17 yaşında bir gencin metroya bindiğini görürsünüz.

NEVVAL SEVİNDİ: İçki satışın da bir yaş sınırı yok mu?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Yasal olarak var mı bilmiyorum ama gözlemlediğim kadarıyla yok. Dediğim gibi alkolizme bağlı olan Rus gençliği, erkek kesimi özellikle, gelir düzeyi aşağıda olan, üniversite eğitimini alamayan, eğitim hakkı olmayan gençlik kesimi diyebiliriz. Diğer tarafta da gelir düzeyi iyi olan ailelerin çocukları ise içki içmesini genel anlamda bilen, yani akşam okuldan çıkarken ve işinden çıkarken bir kafede bir bira içen gençlik olarak söyleyebiliriz. RUS KADINLARI RUS ERKEKLERDEN KAÇIYOR

NEVVAL SEVİNDİ: Rus erkekleri kadına da değer vermiyor galiba, aileye önem vermiyor, bütün aile sorumluluğu kadının üstünde kalıyor.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet. Aile sorumluluğu yok bir de özellikle evlilik oranının, St. Petersburg’da son dönemlerde düştüğü söyleniyor. Bunda da en büyük sebep konut sorunu. Çünkü Rus bayan ve erkekleri evlendikleri zaman kendi ayrı evlerine şu an çıkamıyorlar. Aileleriyle birlikte aynı evde yaşamak zorunda kalıyorlar, konuştuğum akademisyenler de dahil evli olanlar ailesiyle yaşamak zorunda. Bir evde , yaklaşık 80-90m2’lik bir evde 8 kişinin yaşadığını biliyoruz.

NEVVAL SEVİNDİ: Aile olamıyorlar yani.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet. Aile olamıyorlar ve boşanma oranı bayağı yüksek Petersburg’da.

NEVVAL SEVİNDİ: O yüzden Rus kadınlar yabancı erkekleri tercih ediyorlar.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet, ekonomik kurtuluş olarak bakıyorlar aslında yabancılara. Benim gözlemlediklerimden ve gazetelerdeki ilanlardan bu gözüküyor.

NEVVAL SEVİNDİ: Ama sosyal olarak başka bir modelde bir erkek de istiyorlar. Farklı bir modeli tercih ediyorlar. Peki yabancı düşman lığına geri dönecek olursak Çeçenler ve Kafkas halkları birinci sırada olmakla beraber hemen arkasından gelenler Yahudiler galiba.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet, Yahudilere karşı yeni kurulan parti ve bu geçen ay Rus İçişleri Bakanlığı tarafından resmi olarak kabul edilen parti antisimitik bir politikayı ön plana çıkarırken Rusya’nın yabancılardan zarar gördüğünü ortaya çıkarmakta. Bu parti bizim ırkçı olarak adlandırdığımız Jirinovski’den de daha sağda olan bir parti. Çünkü Jirinovski taraftarları bugüne kadar tepkilerini hep oyla göstermişlerdir hiçbir zaman şiddete yönelmemişlerdir. Ama ilginç olan yeni oluşan bu partinin gençlik kollarının özellikle genç kesimlerinin şiddete yönelmeleri, bir ilginç olanda bu Neonazi dediğimiz ,yalnız Rusya’da değil tabii ki Almanya’da da, İtalya’da da, Fransa’da da oluyor. Daha evvel yaptığım gezilerde İspanya’da, Fransa’da bulundum özellikle Almanya’da ve Avusturya’da anti faşist sosyalist hareketlerin olduğunu biliyorum. Bunların kendi içlerine Almanya’da yaşayan Türkleri ya da üçüncü dünya ülkelerinden gelen insanları kattıklarını biliyoruz. Fakat sosyalizm geçmişi olan bir Rusya’da, böyle bir hareketin olmadığını gözlemlemekteyiz. 17 Ekim Devrim Kutlamalarına yaklaşık 2000 kişi katılıyor St. Petersburg’ta ki devrimin başladığı yer St. Petersburg. Buna katılan çok az bir genç grup var. Bunlarda “ young- also-x “ denilen genç Bolşevik’ler.Partileri de zaten Ulusal Bolşevik Partisi ,enternasyonal bir düşünceleri yok ve dışarıdan gelen yabancılarla şuanda pek ilişki kurduklarını söylemek mümkün değil. RUSYA ‘DA SOL YOK

NEVVAL SEVİNDİ: Yani Rusya’da şu an sol yok mu?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Bir anlamda öyle. Yani sol ekonomik politikası açısından ortaya koymaya çalışıyor fikirlerini ama özellikle milli konularda, milletler konusunda, sosyal ve kültürel olarak yok. Ziganov’un partisi de aynı şekilde, Komünist Partisi de özellikle Çeçenler ve Kafkas politikası konusunda olsun çok farklı şeyler söylemiyor. Siyasetçilerin bu anlamda boşluk yarattıkları, siyaset de var olan boşluğun aslında bu sosyal ve kültürel erozyonun ortaya çıkmasın sebep olduklarına inanıyorum.

NEVVAL SEVİNDİ: Birde çok önemli bir şeyden söz etmiştiniz bu aşırı milliyetçi gençler Hitler’in doğum gününü kutladılar.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet, bu da ilginç bir şey. Tarih noksanlığından bahsetmiştik biraz önce. Hitler’in Leningrad kuşatmasında sığınaklara inen halkın Hitler’den dolayı fareyle beslendiklerini yaşlı kuşaklardan dinleme fırsatı buldum. Fakat genç kuşakların bunu ne kadar bildiği soru işareti olarak kafamızda yer almakta ki bilmiyorlar bence. Bununla birlikte özellikle devlet politikasından bahsetmekte yarar var. Devlet politikasından bahsetmek lazım, Putin’den;.Birincisi yabancılara karşı yapılan hareketler, gençlerden bahsettik de, polis örgütünün kışkırtıcı tavrı daha önemli.

NEVVAL SEVİNDİ: Evet, polisin tutumu nedir bunlara karşı?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Polisin size getirdiğim Rus basınından haberlerde gördüğünüz gibi özellikle yolda yabancı olduğunu anladığı an bir yabancı turisti durdurup ondan para talep etmesi, pasaportunu sorması veya pasaportunu çalması, cüzdanını alması bu polisin yolsuzluklara karışması, bunu Putin söyledi ve rahatsızlığını sürekli dile getiriyor yaptığı basın açıklamalarında. Putin yaptığı basın açıklamalarında diyor ki ; Polisin artık kendine çekidüzen vermesi gerekiyor. Fakat ilginç olan polis teşkilatının özellikle Kızıl Ordudan bağımsız olması ve Putin’den de bağımsız olarak hareket etmesi. Bu önemli bir nokta. Aşırı milliyetçi hareketlerin polise sempatiyle baktığını gözlemlemek mümkün. özellikle Yahudilerden ve yabancılardan bahsetmişken, Çingenelere karşıda büyük saldırılar olmakta St. Petersburg’da , Çingenelere karşı polisin göz yumduğunu duymaktayız. Aynı kökenden gelen halklara karşıda, örneğin Slav halkları, Ukraynalılara karşıda Rus ırkçıların saldırıda bulunduklarını söylemeden geçemeyeceğim.

NEVVAL SEVİNDİ: Yani kimseyi eksik bırakmıyorlar bu saldırılardan.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet.

NEVVAL SEVİNDİ: En çok nefret ettikleri de Gürcüler ve Ermeniler galiba.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Gürcüler.Her zaman Ermeni-Rus dostluğundan bahsediliyor ama bugün halk düzeyinde bir Ermeniler de Rus saldırılarına uğramaktadırlar. Bu önemli .

NEVVAL SEVİNDİ: Neden Ermenilere karşı bir haksızlık var?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Saldırı yapılırken zaten sorulmuyor. Yabancı olduğunuz fark edildiği an saldırıyorlar. Dediğim gibi metro istasyonlarında bıçaklamalar…

NEVVAL SEVİNDİ: Hangi yöntemler en çok kullanılıyor?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Bıçaklamalar, silah yöntemi oluyor, bazen döverek öldürme yöntemine gidiliyor. Örneğin, konu açılmışken, bir Alman kızın kaçırılması, önce tecavüz edilmesi, sonra öldürülmesi gibi, çeşitli yöntemler. Almanlara saldırıyor, Hitler ayrı bir yerde sanırım.Bu ilginç bir olay sosyolojik anlamda. Şöyle bir şey var yalnız, bu gruplar tamamıyla birbirlerine bağ oluşturmuş şekilde değiller.

NEVVAL SEVİNDİ: Yani heterojen ,aktif gruplardan söz ediliyor.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet, tam olarak daha örgütlenebilmiş değiller bu gruplar. Örgütlülüğü sağlayamamışlar .

NEVVAL SEVİNDİ: Bu antisemitik ırkçı politikalara baktığımız zaman aslında Çarlık politikasıyla da yakın bir ilgi görüyoruz. Daha sonra Stalin dönemi uygulanmış olan ırkçı politikalarla da yakın bir ilgisi var. Siz nasıl yorumluyorsunuz , bu Çarlık politikasının bir devamı mı? ÇARLIK POLİTİKASI DEVAM EDİYOR
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Çarlık politikasının devamı var tabii ki burada Çarlık politikasının bir düşüncesi var arka planda. Çarlık politikasının sürekliliğini de zaten Sovyetler Birliği döneminde de görmekteyiz izlerini. Her ne kadar ilk anlamda Lenin bunu silmeye çalışsa da daha sonra kendisi de özellikle Stalin de gerek Sultan Galiyev olayında Müslüman halklara karşı davranışlarıyla, Yahudilere karşı davranışlarıyla göstermiştir. Bununla birlikte Hitler’in Yahudilere karşı yaptığı saldırıda ekonomik düşmanlık da ön plana çıkar. İçselleştirmişlerdir, bu bir görev şeklinde görülmüştür. Yahudileri öldürmek onlara saldırmak, aynı şekilde bugün de Yahudilerin sınırsal olarak Rus’ları ezdiği düşüncesi ön plana çıkarılmakta. yalnız Yahudilere değil, örneğin Lübnan’dan gelen iş adamlarına karşı veya onların şirketlerinde çalışanlar.

NEVVAL SEVİNDİ: Azeriler mesela meyve, sebze hallerinin başında etkili
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Azerilerin meyve,sebze pazarına egemen olmaları, Ermenilerin bazı içki pazarlarına egemen olmaları, meşrubat şirketinde, kola şirketinde gücü ellerinde tutması. Sınırsal olarak ortaya çıkıyor ve daha sonra bu milliyetçiliğe dönüşüyor.

NEVVAL SEVİNDİ: Peki en son yaşanan bir olay var mıydı öldürülenlerle ilgili?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Eylül ayı ortasında bir Azeri karpuz satıcısının öldürülmesi ve bunun kameraya çekilmesi, polise gönderilmesi. KAMERAYA ÇEKİLEN ŞİDDET VE NEFRET

NEVVAL SEVİNDİ: Bu yayınlandı mı?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Bu yayınlanmadı. Daha sonra iki Koreli gencin, öğrencinin öldürülmesi. Tabii bunlar bizim takip edebildiklerimiz. Bilmediğimiz birçok olay var. Bununla birlikte orada bulunduğumuz sürede ve dönüşte orada çalışan Türklerle yaptığım sohbetlerde, inşaatlarda çalışan elektrik mühendisleri olsun, işçilerin bir çok kez dayak yedikleri, üç-dört kez dayak yiyenlerin olduğu ve özellikle düşününki bir işçinin 700-800, 1000 dolar kazandığı bir noktada işi bırakıp geri dönmesi.1000 dolar kazanan bir insanın 2 ay sonra geri dönmesi, can güvenliği yok diye. En son geçen hafta bir Koreli gencin bıçaklanması olayı var. Bunlar tabii duyduklarımız, tabii gördüklerimiz de var, Koreli gencin bıçaklanmasını canlı olarak gördük. Gerek ambulansın, gerekse Rus özel timinin oraya ulaşmasını canlı olarak gördüm. İşte Alman kızın daha önce öldürülmesi, bu sanırım Türk basınına da yansıdı.. Ve en son Moskova’da bir camiinin basılarak Tatar imamın dövülmesi saat 5 sıralarında. Olayların oluş saatlerine baktığınızda, gece iki-üç gibi olsa normal karşılanır , fakat olayların öğle üzeri ikide- üç de, dört de olması,

NEVVAL SEVİNDİ: Herkesin gözü önünde olması yani.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Herkesin gözü önünde olması ve ilginç olan nokta, kimsenin bu hareketlere tepki göstermemesi. Saldırıya uğrayan yabancılara yardım etmemesi. Son dönemde Çeçen savaşının olumsuz etkilediği bu toplumda görülmekte. Sanırım yabancıların bazılarının Kafkas kökenli olduğu düşünülmesi, bu gibi düşünceler artık kitleselleşmeye başladığı inancındayım ki kaldı ki, kitleselleşmese bile sessizlik ve bir tepki koymamak bence bir yerde o hareketin büyümesine yardım etmek o hareketi onaylamak anlamına geliyor.

NEVVAL SEVİNDİ: Sessizlik de şiddetin bir biçimi zaten, görmezlikten gelmek şiddetin bir biçimi.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet, görmezlikten gelme.

NEVVAL SEVİNDİ: Hitler dönemi Almanya’sında çok sık yaşanan bir olaydı.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet. Orada konuştuğumuz bir çok akademisyenin söylediği şu; Kimse sıranın en son Ruslara geleceğini bilmiyor. Farkında değil halk bunun. Bu acı bir gerçek ama sanırım yabancılardan sonra artık Ruslara saldırılar başlayacaktır.

NEVVAL SEVİNDİ: Hemen burada çok ilginç bir noktaya geldik. Çünkü Ruslara sıra geldi. Çeçenlerin tiyatro baskını olayında Ruslar da öldü. Yani bunu nasıl değerlendiriyorsunuz. Bir senaryo mu konmuştu ortaya. Nasıl bir değerlendirme yapıldı?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Tabii ilginç olan Çeçenlerin tiyatroyu basması olayında, Rus halkının, konuştuğumuz bir çok kişinin operasyonu başarılı olarak değerlendirmesi ilginç. Ama 150 kişiye yakın insanın ölmesi söz konusu edilmedi.

NEVVAL SEVİNDİ: Bunu normal mi buldular?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Bir çok kişi normal, başarılı buldu. Gelinen noktada diyorlar ki; teröristlerle pazarlık yapılmaz. Bundan dolayı da operasyon başarılı.Sonuçta 700 kişiydiler 150 kişi öldü ve diğerleri kurtuldu. DEVLET NE DERSE DOĞRUDUR

NEVVAL SEVİNDİ: O zaman devletin ve medyanın söylediği her şeye inanıyorlar. Doğru kabul ediyorlar.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet inanıyorlar ve doğru kabul ediyorlar.Buda bence Sovyetler Birliği geleneğinin devamı oluyor.

NEVVAL SEVİNDİ: Eski geleneğinin.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Buda kötü bir nokta. Entelektüeller dışında bunu fark edebilen insan topluluğu yok.

NEVVAL SEVİNDİ: Peki Çeçen teröristlerin elinde içki şişesiyle konumlandırmaları televizyonda gösterildi. Nasıl bir tipoloji çizildi onlar hakkında.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Bilmiyorum Türk televizyonlarına o zaman nasıl yansıdı da Rus televizyonlarında gördüğüm Çeçenlerin ellerinde içki şişelerinin olduğu ve şırıngaların olduğu uyuşturucu anlamında, buda Çeçenlerin uyuşturucu kullanarak, içki içerek bu eylemi yaptıkları, işin ilginci Putin’in bundan sonra çıkıp açıklama yapması ve yanına aldığı bazı din adamları ve Rusya’da Moskova müftüsünü de alıp, bunun tüm Müslüman halklara mâl edilemeyeceğini söylemesi. Bundan bahsederken, Putin’in önemli bir politikası var. Putin sürekli, neredeyse her ay, bir Müslüman Rusya Federasyonu Cumhuriyetini ziyaret ediyor ve Müslümanlarla Hıristiyanların beraber yaşamak zorunda oldukları bir ülke olduklarını göstermek istiyor. Bununla Putin Rusya Federasyonunun entegrasyonunu korumak için yapmakta. Özellikle Yeltsin döneminde bu göz ardı edilmiştir.Ama Putin sonrası Putin’in politikalarını devam ettirebilecek bir kişinin gelip gelmeyeceği soru işareti.

NEVVAL SEVİNDİ: Ayrıca halk arasında bu entegrasyon görülmüyor kesinlikle, tam tersi görülüyor.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet, halk arasında bu görülmüyor. Rusya Federasyonunun içerisinde bu yok. Bağımsız Devletler Topluluğu içerisinde de bu görülmüyor. Örneğin havayollarında veya trenle seyahat edecekseniz bir tarafta Domestic Flight, bir tarafta İnternational Flight, Domestic ülke içi anlamında, Kazakistan Domestic sayılıyor, Tacikistan’da, Azerbaycan’da tren seferlerinde, uçak seferlerinde böyle sayılıyor ama halk bunu benimsemiyor özellikle yeni kuşak hiç benimsemiyor. Kafkasya Rus toprağı, biz bu insanları sevmiyoruz, bunu açıkça söylüyorlar. Diğer taraftan da sorduğumuzda niye o zaman beraber yaşıyorsunuz, orası Rus toprağı diyorlar. Bu da tarih bilinçsizliğinden kaynaklanıyor..

NEVVAL SEVİNDİ: Evet, Çeçenlerden sonra en az sevdikleri Çerkezler galiba.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet, aslında Gürcüleri Çerkezlerden önce koymak lazım.Gürcülere karşı büyük bir nefret var. Özellikle Pankisi vadisi var bu önemli bir nokta, politik anlamda da devamlı gündeme gelen Pankisi Vadisi’nde Çeçen teröristlerin orada üstlendikleri ve Gürcistan’ın burada uluslar arası terör örgütlerine ve El-Kaide’ye yardım ettiği iddiası gündeme geliyor Rusya’da.

NEVVAL SEVİNDİ: Gürcülere bu yüzden kızılıyor yani.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet, en önemli nokta bu. Gürcülerden nefret noktası Çeçenlere verilen destek.İlginç olan nokta belki de medeniyetler çatışması konusunda konuştuğumuz zaman, tabii ki bu hoş bir noktada iyi insanların çatışması ama, Hıristiyan Gürcülerin Müslüman Çeçenlere yardım etmesi, bu da medeniyetler çatışması noktasına henüz gelinmediğini görüyorum. Ulusal kimliklerin daha çok ön plana çıktığı bir coğrafyada önemli bir nokta.

NEVVAL SEVİNDİ: Ulusal kimlikler dini kimliklerin önünde görünüyor.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet, Gürcü kimliği ve bunu yanında bir Kafkas kimliğinden söz etmek de yarar var. Bir Çerkez’e sorduğunuzda Kafkas’ım diyor size. İlginç olanı Hıristiyan bir Çerkez’e sorduğunuzda da Kafkas’ım diyor.Tabii bu yabancı bir ülkede ön plana çıkıyor bunun Yani Osept’le Çerkez ve Osept’le Gürcü birbirlerine yakın hissediyorlar ve devamlı zaten birlikte oluyorlar, birlikte geziyorlar. Ortak bir Kafkas kimliği St. Petersburg’ta ortaya çıkıyor. Bu Kafkasya’ya döndüklerinde ne kadar ortaya çıkıyor bu ayrı bir konu.

NEVVAL SEVİNDİ: Peki böyle bir ayrımcılık içerisinde Türklerin de yeri var tabii ki. Türklere nasıl bakıyorlar?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Türklere bakış olayı şöyle; Özellikle gittiğim ilk 2-3 gün Rus televizyonlarını anlayamıyordum. Şimdi genel olarak anlayabiliyorum, Rus programlarından ilk seyrettiğim Rus hayat kadınlarının İstanbul’a götürülüş biçimi şeklinde bir haber programıydı. Daha sonra Antalya’da Rus hayat kadınlarının yaşadıklarının ortaya konulması, Antalya üzerinden Kıbrıs bağlantıları, Kıbrıs’a gönderilen kadınlar.

NEVVAL SEVİNDİ: Yani kötü Türkler Rus hayat kadınlarını pazarlıyorlar ve Türkiye’de nasıl yaşatıyorlar.
M
UHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet, böyle bir haber programı yapıldı. Yalnız bu Türklerle sınırlı kalmıyor bunu da söylemek lazım. Programın bu bölümünde Türkleri gösteriyor sonra, Paris’e gidiyor, Can’a gidiyor ve oradaki Rus hayat kadınlarının Fransız şebekeleri tarafından nasıl pazarlandığını ortaya konuluyor televizyonda, buda önemli bir nokta tabii ki yabancı düşmanlığını körükleyen noktalardan biri. TÜRKLER AVRUPALI DEĞİLDİR

NEVVAL SEVİNDİ: Avrupa Birliği(AB) konusu Rusya’da çok enteresan karşılanıyor galiba. AB’ye Türkiye’nin girişi hakkında Ruslar ne diyorlar? Ne düşünüyorlar? Kendilerini ne kadar Avrupalı görüyorlar?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Ruslar AB konusunda, özellikle St. Petersburg Rusya’nın Avrupa’ya açılan penceresi olarak görülüyor. Tarihten gelen bir şey bu. Bununla gerek katıldığımız seminerlerde, gerek akademisyenlerle konuştuğumuz zaman akademik anlamda çılgın fikirleri var. Rusya’nın AB’yle özel ilişkiler kurabileceği, hatta üye olabileceği düşüncesine sahip insanlar var. Bu da sanırım Rusya’ya sadece St. Petersburg gözüyle bakmaktan, sadece St. Petersburg’u algılamaktan ileri geliyor. Petersburg’un Avrupa’ya ait olduğu düşüncesi ön plana çıkıyor. Gerçekten de öyle, Petersburg’un gerek mimari yapısı gerekse yaşam tarzı, bununla birlikte ekonomik ilişkilerine baktığımızda, bir Helsinki’yle, Stockholm’le bununla birlikte Belarus denilen Polonya, Almanya ticari ilişkilerini bu ülkelerle kuruyor St. Petersburg birinci anlamda. Tüm ürünler, neredeyse Avrupa’nın her yerinden bu şehre ulaşmakta. Türkiye’den de aynı şekilde bir çok ürün ulaşmakta. Diğer bir nokta da kendilerinin Avrupa kültürüne ait olduklarını söylemekteler ve en az Türkiye kadar hatta Türkiye’den daha fazla Avrupalı olduklarını iddia ediyorlar. İlginç olan da Türkiye’yi Avrupa sahnesinde görmekten rahatsızlar bence bazıları. Burada ön plana çıkan Türkiye zaten ayrı bir kimlik . Tamam biliyoruz NATO’nun önemli bir ülkesi, Batı tarafında yer aldı bunu kabul ediyoruz. Ama bu ezikler için geçerli, kültürel anlamda Türkiye Batı’ya ait değil diyorlar Bununla birlikte yine diğer önemli bir husus, kendilerinin çizdikleri atlas ve haritalarda -bu çok önemli bir imaj bence- Rusya Avrupa kıtası içerisinde yer alırken, okul kitapları da dahil buna, Türkiye Asya kıtası içerisinde yer almakta. Aynı şekilde Kıbrıs’ta Asya kıtasında yer alıyor.

NEVVAL SEVİNDİ: Rusya Avrupalı mı? RUS OKUL KİTAPLARINDA TÜRKİYE ASYA’DA BİR ÜLKE
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Rusya Avrupalı olarak haritalarda gözüküyor. Türkiye ise ayrı bir yerde Avrupa dışındaymış gibi gösteriliyor.

NEVVAL SEVİNDİ: Avrupa’da toprağı yokmuş gibi mi görünüyor?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet öyle

NEVVAL SEVİNDİ: O zaman Türkiye’yi Asyalı biraz daha barbar gibi bir tanımlama var!
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Barbar demeyelim, barbar tanımlamasına gitmiyorlar örneğin, Türkiye’nin de sorunları oldu. Mesela Kürt sorunu var. Kendilerinin ise -yalnız benzerlikler sezmek mümkün- Rus akademisyen ve politikacılarla konuştuğumda bunu gördüm, Biz özel bir konuma sahibiz Birçok millet içiçe yaşadı Rusya’da. Avrupa Konseyi üyesi sonuçta Rusya, Avrupa Konseyi çerçevesinde demokratikleşme isterken bizim çok uluslu yapımızı göz ardı etmemeli diye iddia ediyorlar. Bu bize Türkiye’de son on yıldır gündeme getirildi.

NEVVAL SEVİNDİ: Tabii AB içerisinde böyle bir model yok hiç. Çok uluslu bir yapıyı barındıran modeller yok.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet AB içerisinde öyle. Fakat İspanya’da parlamentolar ayrı ayrı şekilde ortaya çıkmakta.

NEVVAL SEVİNDİ: Yani kültürel bir farklılık var değil mi? Burada din, ırk her şey farklı.
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet kültürel farklılık, Avrupa’da din farklılığı yok.

NEVVAL SEVİNDİ: Hepsi Hıristiyan mesela ..
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet o anlamda öyle. MOSKOVA MERKEZLİ ÜNİTER ÇARLIK

NEVVAL SEVİNDİ: Çarlık döneminde de zaten Rusya aydınları Batıcı bir tutum içerisindeydi.Orada böyle bir devamlılık var mı entelektüel anlamda?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Entelektüel kimlik derken entelektüellerin aslında Batı yanlısı olduklarını gözlemlemek mümkün. Fakat şunu da söylemekteler; Biz Batı’nın şimdiye kadar çok az şeyini aldık Sovyet sonrası. Daha çok kötü yanlarını almaktayız ve şuan Batı’dan daha çok kapitalistiz diyorlar. Birçok entelektüelin görüşü bu. Doğuyu da unutmamak lazım. Geçmişte- geçmiş dedikleri de 600-700 senedir- biz bu halklarla birlikte yaşadık.Tatarlarla… savaşarak yada dostça aynı şekilde aynı coğrafyayı paylaştık Azerilerle de Çerkeslerle de. Bunları unutmamak gerekli diye gerçekten dengeli düşünen aydın bir kesim de var.

NEVVAL SEVİNDİ: Ama bir politika haline gelmedi değil mi?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Şuanda politika haline gelmiş değil. Ama Putin sanırım bunu politika haline getirmek istiyor.Fakat oda bunu yaparken yine Moskova merkezli yapmak istiyor. Üniter bir devlete doğru hareket ederek yapmak istiyor.

NEVVAL SEVİNDİ: Üniter Çarlık modeli mi?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet öyle diyebilirsiniz. Çarlık derken Çarlıkta ekonomik kaygılar vardır tabii ki. Ama bu imkanları da Çarlıktan farklı olarak daha pragmatik, daha rasyonel ve İngiliz emperyalizminin uyguladığı taktikleri uygulamaya çalışıyor diye düşünüyorum.

NEVVAL SEVİNDİ: Batılı bir sömürgeci gibi mi davranıyorlar?
MUHİTTİN ÖZSAĞLAM: Evet o yaklaşımda tamamıyla öyle.
NOT:
Antropolog-Gazeteci-Yazar Nevval Sevindi hanımın diğer yazılarını okumak isterseniz www.nevvalsevindi.com adresine konuk olunuz.