SEÇİM FIRSATI

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Kültürünü yaşatmak, kimliğini korumak isteyen bir halk için seçim dönemi bir fırsat.
Zaman zaman denediğimiz ama layıkıyla değerlendiremediğimiz bir fırsat bu.
Malum, Türkiye tarihinin en önemli seçimi kapıda.
Toplumumuzu tanımayan, Çerkes halkının çığlığını duymayan, bu toplumun demokratik hak ve taleplerine ilgisiz kalan siyasileri bilgilendirmenin anı, tam zamanı.
Dernek başkanlarımız, yönetimleri ve üyeleriyle bu seçim fırsatını iyi değerlendirmeli.
Bilgilendirmenin hemen sonrası göze göz, dişe diş istikrarlı güçlü bir mücadele başlamalı.
Zira dün ulaşamadığımız yetkililer, yöneticiler, bugün seçim nedeniyle derneklerimize gelmek, oy istemek, kendilerini anlatmak için sırada bekleyecek.
Biz de yöneticilerimizin gayretiyle programlanmış mükemmel sunumlarla bu halkın sesini, hak ve taleplerini en güzel şekilde duyurmalıyız.
Bu önemli bir fırsat değil mi?

KALPAK GİYDİRMEKLE BİTMEZ
Siyasiler, geniş katılımlı, canlı, uyumlu dernek toplantılarımızda tanımalı bizi. Anlamalı toplumlar için dilin, kültürün önemini.
Bu kültürün, yaşayan en özel kültürlerden biri olduğu, bu halkın, model olabilecek özelliklerinin varlığı anlaşılmalı.

HAYKIRSIN HALKIMIZ
Demokratik talepleri karşılanmayan, dilleri ve kültürleriyle yok oluşun eşiğinde milyonlarca Çerkes sesini yükseltmeli, haykırmalı, hak arayışında bulunmalı.
Seçim, iş bilenler için önemli fırsattır, dedik.
Bakalım biz işimizi ne kadar takip edebileceğiz?
bakalım, seçim, bizim için fırsat olacak mı?
Ancak siyaset, seçim ve biz… işte burası oldukça sorunlu.

DEVLET DESTEĞİ OLMADAN OLMAZ
Bizim sorunumuz, devlet desteği olmadan asla çözülemeyecek cinsten bir sorun.
Bilinmeli ki bu toplumun sorunları siyasetsiz çözülemez.
Sorunları çözecek olan siyasi otoritedir, devlettir.
Evet ama tam da burada yaman bir çelişkiyle karşı karşıyayız.

YAMAN ÇELİŞKİ
Eğer Çerkes sorununun, siyasi bir sorun olduğunu kabul ediyorsak o zaman siyasi hak arayışı içinde siyasi otoriteden demokratik haklarımızı ısrarla talep etmeliyiz.
Hem Çerkes sorunu siyasidir, diyeceksiniz hem sorunu çözmek isteyeceksiniz hem de “Siyaset bize göre değil, siyasetten uzak duralım, diyeceksiniz. Bu olmaz işte!
Evet, toplumumuz, yıllardır bir tarafta, cılız da olsa, siyasî hak arayış mücadelesi veriyor, diğer tarafta, “Siyaset yapmayalım, siyaset bize göre değil, siyaset bizi böler!” diyor.
Haydi bakalım, bu durumda nasıl çözülecek hayati sorunlarımız? 

TÜRKİYE’NİN EN UYUMLU HALKI
Türkiye’nin en uyumlu halkı Çerkeslerdir.
Devletçidir, demokrattır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna sağladıkları önemli katkıları herkesçe bilinmektedir.
Ayrıca “Kimliği ve kültürü korunan, Kafkasya ile ilişkilerini devam ettirebilen Çerkes halkının varlığının, Türkiye’nin ekonomik, toplumsal ve siyasi gelişimine önemli katkıları olacağı” da unutulmamalıdır.
O halde Çerkes halkının dili ve kültürüyle barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için hazırlanan strateji planını, yaşam formülünü, sorunların çözüm yollarını siyasi iradeye kabul ettirmek, birlikte çözüm üretmek çok da zor olmasa gerek.

DEVLETİN GÖREVİ
Unutulmamalı ki kimlik ve kültürü yaşatmak, demokrasi ve insan haklarının bir gereğidir.
Bunun sağlanması da devletin vatandaşlarına karşı bir görevidir.
Hal böyle olunca, dili, kimliği ve kültürüyle barış içinde sonsuza kadar yaşamak isteyen Türkiye Çerkesleri, otoriteden, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm siyasi yapılanmalardan kültürel haklarının verilmesi, demokratik taleplerinin karşılanması için umutlu, kararlı ve ısrarcı olmalıdır

KOLAY OLMAYABİLİR AMA MECBURUZ
Hayatı, sürgün diyarlarında hayata tutunma mücadelesiyle geçen, zaman zaman umutsuz, savrulmuş, halleriyle duyarsızlaşmış bir halkın, örgütlü bir toplum gibi büyük mücadele vermesi kolay olmayabilir.
Ama bu seçimde bu halk, hak arayışında hiç olmadık kadar kararlı ve ısrarcı olmalı.
Dernek yöneticileri bu işi çok ciddiye almalı, plan ve programlarını titizlikle yapmalı.
Dernek başkanları, dernekte ağırlayacakları siyasilerin beynine çakmalı toplumumuzun demokratik hak ve taleplerini.
Siyasiler de çok iyi anlamalı bu masum halkın köklü kültürü, zengin dili ve kimliğiyle yaşaması gerektiğini.
Milyonlarca oya sahip Çerkes halkının demokratik talepleri yankılanmalı siyasilerin beyninde.

LÜTUF DEĞİL
Unutulmasın, bu haklar bir lütuf değil!
Bu haklar, bugüne kadar kültürel hakları tanınmadığı, demokratik talepleri karşılanmadığı için dilleri ve kültürleriyle yok oluşun eşiğinde olan milyonlarca Çerkes’in en doğal hakkıdır.