SİYASETE ŞAŞI BAKIŞ BÖYLE OLUR!

YEMUZ Nevzat Tarakçı
28.03.2015

Türkiye, tarihinin en önemli seçim sürecini yaşıyor.

Bütün partiler ve STK’lar, ince hesaplarla seçim stratejisi izliyor!

Biz hariç!

“Bizim, zaten gerek toplumsal, gerekse insan temel hak ve özgürlükleri noktasında herhangi bir talebimiz yok ki!”

“Biz, mutlu, huzurlu, problemi olmayan istikralı bir toplumuz.”

“Siyasetle, “dil derdi”, “kültür derdi” olanlar uğraşsın.”

“Bazı toplumlar gibi bizim yarı ömrümüz cenazeyle, geri kalanı düğünle geçmiyor ki!”

“Son derece çalışkan, üretken bir toplumuz biz.”

“Bize ne lazım siyaset!”

“Bak, ne güzel dilimizi konuşuyor, kültürümüzü yaşıyor, gül gibi geçiniyoruz.”

“Karışanımız yok, bulaşanımız yok!”

“Dilini konuşma, kültürünü yaşama! diyen mi var sanki?”

 

KAFFED – HDP

Durum böyleyken HDP genel başkanı, KAFFED’i ziyaret ediyor.

Ve kıyamet kopuyor.

“Vay efendim, bu olacak iş mi?”

“Nasıl olur da HDP, KAFFED’i ziyaret eder?”

***

Hadi söyleyin, neresi anormal bu işin?

Neyini eleştiriyorsunuz bu görüşmenin?

 

DAĞ GİBİ SORUNLARI OLAN TOPLUM SANKİ BİZ DEĞİLİZ!

Arkadaş kendine gel,

Senin, yok olma tehlikesi yaşayan dilin, unutulmak üzere olan kültürün var!

Sen neyin kafasını yaşıyorsun?

Senin, insan temel hak ve özgürlükler noktasında çözüm bekleyen dağ gibi sorunların var!

Ey dost, senin dilin yok oluyor!

Kültürün unutuluyor!

Söyler misin ey garip, kültürel haklarını kullanabilmen için senin devlet desteğine ihtiyacın yok mu?

 

NEDEN KAFFED BU PROGRAMA DAHA İYİ HAZIRLANMADI?

“Demirtaş, bizi niye ziyaret etti?” diye bir tartışma nasıl olabiliyor, anlayamıyorum.

Eğer tartışacaksak,

“Bu güzel fırsatı neden daha iyi değerlendiremedik?”

“Bu programda Çerkes toplumu, çok daha güzel anlatılamaz mıydı?”

“Genel başkanımız, neden basına sitem edip durdu?

“Neden usturuplu ifadeler kullanamadık?”

“KAFFED, neden bu programa daha iyi hazırlanmadı?”

“Bu kadar mikrofonun, bu kadar kameranın hakkını verebildik mi?”

Gelin bunları tartışalım!

 

SİZ İLGİSİZLİKLE KİMİ SUÇLUYOR, KİME SİTEM EDİYORSUNUZ?

Sayın Genel Başkan, bakıyorum da basın toplantısında çok huzursuz, bir o kadar da dalgındınız.

Kamera ve mikrofon yoğunluğu sizi rahatsız etmiş olmalı.

Ne yazık ki o kıymetli dakikaları hiç de iyi değerlendiremedik.

Dersine çalışmamış, konuyu anlamamış şaşkın bir öğrenci görüntüsü içinde “Yalnız, güçsüz, etkisiz bir haldeyiz, medya bize ilgi duymuyor!” mesajını verdik.

Medyayı ilgisizlikle, suçladık, onlara sitemler ettik!

Hatta Sn. Demirtaş dayanamadı, gazetecilere “Bu Çerkes kardeşlerimizi ihmal etmeyin, mealindeki sözlerle Sn. Aslankaya’ya destek çıkmak zorunda kaldı.

Evet, sitemin konusu ilgisizlik!

Peki, ilgisizlik noktasında aynaya bakmaya ne dersiniz?

Bir bakın aynaya çok ilgisizlikler göreceksiniz:

Sadece küçük bir örnek:

  1. yıl 21 Mayıs Anma Programı.

Yer, İstanbul – Kartal.

KAFFED yöneticilerinin onlarca dernek başkanıyla aylarca konuştuğu “150. yıla yakışır olmalı” dedikleri meşhur program.

Katılım güzel fakat medya, kamera ve siyasetçi yok gibi.

İstanbul’un göbeğinde sandalyesiz, sahnesiz, sessiz, ışıksız, sehpasız, bardaksız, susuz… bir program adeta.

Neydi o sahne düzeni?

Hatırlarsınız Anavatandan gelen DÇB temsilcisinin ses ve ışık düzeniyle ilgili sözlerini, sitemlerini?

Sayın Genel Başkan, yoksa biz medyanın ilgi duyacağı kalitede program yapmaktan aciz miyiz?

150 yıl programından ders almalı değil miydik?

Peki, Türkiye’nin başkentinde, Ankara’nın en büyük camisinde 21 kişinin katılımıyla okuttuğumuz “21 Mayıs mevlit programı” neden bize ders olmadı?

Eğer bu ilgisizliklerden ders alabilseydik, bugün basın toplantısında sitem edip durmak yerine, toplumun taleplerini, toplumun değer yargılarını haykırabilirdik.

 

ÇERKESLERİN PARTİSİ VAR MI?

Sn. Genel Başkan, Sn. Demirtaş, basın toplantısında dese ki,

“Ey Çerkes kardeşlerim, biliyorum artık sizin de bir siyasi partiniz var!”

Köklü istişareler sonucu kurduğunuza inandığım bu partide, tek yürek olma düşünceniz gayet doğaldır.”

“Ayrıca biz, Çerkes toplumunun birlikteliğe ne kadar önem verdiğini de çok iyi biliyoruz!”

“Biz, buna rağmen sizleri ziyaret etmek istedik.”

“Umarım bizi yanlış anlamazsınız!” dese, ne derdiniz?

 

BİR “KINA” MIZ EKSİKTİ!

“Bize niye misafir oldun?” diye Demirtaş’ı kına!

“Niye misafir kabul ettin?” diye KAFFED’i kına!

Kimselere danışmadan parti kur, “Ey Çerkesler, neden Çerkes partisini önemsemiyorsunuz?” diye sitem ederek herkesi kına!

Hadi hayırlısı, bir “kına” mız eksikti!