SEAUH Goşnağu
Adige Mak Gazetesi, Eylül 2012
Çeviri: AÇUMIJ Hilmi
Bilim insanı olarak ‘Txıbze – Alfabe’den başka çalışması olmasa dahi, bilim alanında kendisine verilen değerde bir azalma olmayacaktı.
TAMBIY Cantığ çalıştığı işyeri olan üniversiteye uzun yıllar, sakin sakin yürüyerek gitti. Pek çok defa onu görüyordum. Her zaman rahat acelesi olmayan bir şekilde ikinci evi olan üniversiteye, 50 yıl kadar gitti. Üzücü olmakla birlikte günümüzde Cantığ’dan geçmiş zaman kipiyle bahsediyoruz. Geçtiğimiz ay vefat etti. Büyük bir kayıp, her zaman denildiği gibi doğmuş olup ölmeyecek kimse yok. Güzel bir yaşam sürdü, evlatları, sevdikleri baş ucundayken, kıymet vererek etrafında dönerlerken ahrete intikal etti. Allah cenneti ile mükafatlandırsın. Eğer Cantığ sağ olarak aramızda bulunsaydı 25 ağustosta 87 yaşına girecekti. Oysa aynı gün kırkını yaptılar.
Adige toprakları üzerinde TAMBIY Cantığ’ı tanımayan olmadığını sanıyorum. Onun yazdığı Thıbze – Alfabe ders kitabıyla okudular, ardından çocukları ve sonraki nesillerde Adıgabze okumasını ondan öğrendiler. Cantığ’ın alfabesinin girmediği Adige ailesi, Adige topraklarında yoktur sanıyorum.
Günümüzde aramızda pek çok bilimadamı var, fakat aralarında ulusun yetiştirdiği, alfabe yazan bir tek TAMBIY Cantığ’dı. Onun yaşıtı Adige bayanlar arasında üniversitede çalışmak nasip olanı da azdı. Uzun yıllar, bilim dalında çalışırken yaklaşık 60 eser yazdı, bunlardan 40 tanesi yalnız başlarına yayınlandı. 14 tane eserini ‘aydınlanma’ kitap basımevi yayınladı. Bilim insanımızın eserleri sadece Adigey’de değil, ülkede yaşayan Rus olmayan halklara ait okullarda da okutuldu.
Bilim insanımızın yazdığı pek çok eserin arasında ‘Thıbze – Alfabe’ en çok ön plana çıkıyor. TAMBIY Cantığ, Adige okullarının ilk açılışından sonra, ilk defa bu eseri yardımcı kitapları ile birlikte 7 bölüm halinde oluşturdu. Bunun içerisinde ‘Joğo Nef’, dört çalışma defteri olan ‘Thenır – yazma’, tabloların nasıl kullanılacağına dair yardımcı kitap, ‘harfler ve heceler sınıfı’, ‘Thıbze – Alfabe’nin nasıl öğretileceğine dair yardımcı kitap ve diğerleri.
Cantığ’ın sağlığında kendisiyle çok sohbet ettiğim olmuştu. Televizyonda ufak çocuklar akıllıca konuşurken veya ezbere şiirler okurken Cantığ’ın söyledikleri aklıma geliyor. Çok ufakken, daha okuma yazma bilmezken ablasına verilen uzun şiirleri, poemleri birlikte öğrenerek, ne anlattığını anlamadan insanların ilgisini çekecek şekilde güzel okuyordu. Devamlı öğrenme heveslisiydi, her zaman okumaya bağlıydı.
Bilimsel pek çok çalışmaya sahip bayanın yaşamı kolay ve basit değildi. Babası dini eğitim aldıktan sonra Ademey’e geri dönüp yerleşmişti. İnsanlarca sayılıyor, kıymet veriliyordu. Fakat, diğer suçu olmadan devletin cezalandırdığı insanların arasına, o da düştü.
Biliminsanın alfabeyi yazması da o kadar çabuk olmadı. Bunun öncesinde de köy okulunda ve öğretmenlerin kalifikasyonunu sağlama enstitüsünde çalıştı. O tarihlerde P’atı’ko Askerbıy ONO’nun yöneticisiydi. Askerbıy Cantığ’a alfabe yazılması gerektiğini söylediğinde, Cantığ çok düşündü. Fakat o dönemlerde sadece ana okullarında uzmanlar vardı. Cantığdan çok rica ettiklerinde alfabenin yazımına başladı. Bu basit bir iş değildi. Kendisi de bunun diğer ders kitaplarına benzemediğinin bilincindeydi. Kendisini iyi bir metodist olarak alfabeyi yazdıktan sonra görmeye başlamıştı. Bu eser defalarca yeni baskı yaptı. Cantığ daha sonraları bu eseri ‘Thıbze’ olarak adlandırdı.
Cantığ’ın bilimi – metodik eserleri devlet tarafından defalarca takdir edildi. SSCB ve RSFC yüksek öğretim kurumları en iyi çalışanı, Uşinski Madalyası, VDNH madalyası, George Soros ödülü…. Bunlara daha da ilave edilecek çok şey var, fakat, O’na Allahın hediyesi evlatları, torunları yaşlılığında ona aydınlık uğurlu olanlardı.
Bilim, eğitim-öğretim metodolojisi oluşturucularının yavaş yavaş aramızdan ayrılıyor olmaları üzücü fakat zamana karşı duracak hiç kimse henüz çıkmadı.