TÜRKÇE / LAZCA MASALLAR- 4 KEÇİ VE KURT

Ali İhsan Aksamaz 

Bir Keçi vardı. Üç Kuzusu vardı. Eski bir değirmende yaşıyorlardı.

Anne Keçi her sabah gidiyor kuzularına yiyecek getiriyordu. Kuzular kapıyı çengelliyor, anneleri gelmeden kimseye açmıyorlardı.

Anneleri geldiğinde şöyle sesleniyordu:

-Kapıyı açın, atsatsa batsatsa, annenizim, memem sütle dolu!

Bu sözleri duyun Kuzular, yaprak yüklü annelerine kapıyı açıyorlardı. Önce annelerinin memesini emiyorlar, sonra da yaprakları yiyorlardı. Böylece büyüyorlardı Keçinin Kuzuları.

Bir Kurt bunu duydu. Biri gün sabaha karşı Keçi ve Kuzuları yatarken değirmenin altına inip saklandı.

Gün ağardı. Keçi gitmek üzere hazırlanıp Kuzularını şöyle tembihledi:

-Ben seslenmeden, kapıyı kimseye açmayın!

Keçi gidince Kuzular, kapıyı çengellediler. Bir süre sonra, Kurt çeperden çıktı. Kapıya dayanarak seslendi:

-Kapıyı açın, atsatsa batsatsa, annenizim, memem sütle doludur!

Kuzular şaşırdılar:

-Annemiz böyle erken dönmezdi!

Kuzulardan biri, kapının deliğinden dışarıya baktı ve gelenin anneleri olmadığını anladı:

-Annemizin yüzü ve saçları beyaz, seninki değil, açmayız!

Kurt dönüp gitti. Bir derenin ağzında büyük bir sepet gördü. Sepetin içine bakınca yumurtaları ve deriden bir tulumu gördü. Tulumu açtı. İçinde kaymak vardı.

Bunu gören Kurt çok sevindi. Düşündü:

-Bu kaymak ve yumurtalar, işime çok yarar!

Kurt, bir parmak kadar kaymağı alarak yüzüne, saçlarına sürdü. Yumurta akı ile vücudunu beyazlattı.

Sonra dişlerini bileyledi. Yine değirmene giderek seslendi:

-Kapıyı açın atsatsa batsatsa, annenizim, memem sütle doludur!

Kuzulardan diğeri kapının deliğinden dışarıya baktı:

-Annemizin memeleri de beyaz, seninkiler değil, açmıyoruz!

Kurt gidip, kaymakla memelerini de beyazlattı ve yine seslendi:

-Yüzüm de beyazdır, memem de beyazdır. Kapıyı açın atsatsa batsatsa, annenizim, memem sütle doludur.

Kuzular dışarıyı gözetledi. Kurdu annelerine benzetip kapıyı açtılar.

Kurt, değirmene daldı. Kuzuları sırtladığı gibi mağarasına doğru yola çıktı.

Üçüncü kuzunun da olduğundan Kurt bilmiyordu. Üçüncü Kuzu karanlık bir köşede saklanmıştı.

Biraz sonra Anne Keçi geldi ve uzaktan değirmenin kapısını açık görünce koştu. Fakat kimsecikler yoktu.

-Atsatsa batsatsa!

Seslendi fakat kimse karşılık vermedi.

Neden sonra saklanan kuzu ortaya çıktı. Annesine olanları anlattı.

Keçi bir kenara çöküp ağladı. Başka ne yapsaydı ki! Kuzusunu büyütüyordu.

Keçi Kurdu görmeyi çok istiyordu.

Değirmenin önünde büyük bir kuyu kazdı. Onun üstüne tarladan kesilmiş mısır saplarını döktü. Üstüne de dallar ve mısır yaprakları yığdı, toprakla da örttü.

O günden sonra yiyecek getirmeye giderken, kuzuyu değirmende bırakmıyor, yanında götürüyordu.

Bir gün Keçi, köprüden geçerken Kurda rastladı ve uzaktan seslendi:

-Gel kurt, gel! Yemeği beraber yiyelim. Senin için bir tavuğum, bir horozum var! Gel, tüyünü yol da ye!

Kurt şaşırdı fakat keçiyi sevinçli görünce düşündü:

-Kuzularını benim götürdüğümü bilmiyor olmalı. Gideyim tavuklarını da kendisini de yiyeyim.

Kurt, değirmene yaklaştığında kuyuya düştü. Keçi, kuru odunları yığdı. Yanan odun kırıntısıyla tutuşturdu. Ateş alevlendi. Duman yayıldı.

Kurt böğürmeye başladı. Az sonra orada kömür ve külden başka bir şey kalmadı.

 

 

(Kaynak: Lazuri P̆aramitepe, (Tbilisi, 1982) Türkçeye tercüme eden: Ali İhsan Aksamaz, “Dil-Tarih-Kültür-Gelenekleriyle Lazlar, 1. Baskı, Sorun Yayınları, İstanbul, 2000)

+

TXA DO MGERİ

Ar txa kort̆u. Sum tik̆ani uqonut̆u do ar mcveşi mskibus skidut̆es. (1)

Nana txa iri ç̆umanis nulut̆u do tik̆anepes oç̆k̆omale mumert̆u. (2) Tik̆anepek nek̆nas kodolumert̆es (3) do nana mutepeşi var moxtat̆uşa (4) mitis nek̆na var gunʒ̆k̆ipt̆es.

Nana mutepeşi na moxtat̆u (5) ducoxupt̆u:

-Nek̆na gominʒ̆k̆it, aʒaʒa- baʒaʒa! Nana tkvani vore, buži yopşa miğun mjaten!

Am nenape na şignat̆es tik̆anepek (6) but̆k̆amok̆ideri nana mutepeşis nek̆na gunʒ̆k̆ipt̆es. ʒ̆oxle buži duʒ̆up̆t̆es do ek̆uleti but̆k̆a imxort̆es. Aşoten irdet̆es txaş tik̆anepe.

Ar mgerik kognu am ambai. Ar dğas, ç̆umanik̆ele, txa do tik̆anepe cant̆esşa, (7) mgeri mskibuş tude gextu (8) do dont̆k̆obu.

Dotanu. Ç̆umanis txa dixaziru oxtimu şeni do tik̆anepes doçinadu:

– Ma var dogicoxatşa mitis nek̆na var gunʒ̆k̆at! (9)

Aşo doçinadu do igzalu. Tik̆anepek nek̆nas kodoluğes. Mʒika ora na mek̆ilu, (10) mgerik ğoberişen gamaxtu, nek̆nas nodgitu do ducoxu:

-Nek̆na gominʒ̆k̆it aʒaʒa baʒaʒa, nana tkvani vore. Buži yopşa miğun mjaten!

Tik̆anepes gaak̆vires:

– Nana çkini aşo ordo var goyktet̆uya!

Ar tik̆anik ğormaşen gamixosaru do nana mutepeşi na va rt̆u (11) koxoʒ̆onu:

– Nana çkinis p̆ici do toma xçe uğun, sin var giğun. Var goginʒ̆k̆ipt!

Aşo uʒ̆u txaş tik̆anik mgeris.

Mgerik uk̆uniktu do igzalu. Ar ğalişi p̆icis didi k̆alati kožiru. Mgerik k̆alatis doloʒ̆k̆eduşi, (12) markvalepe do t̆k̆ebişi guda kožiru. (13) Guda gonʒ̆k̆u do ek mjaş mojonome kort̆u.

Aya na žiru, mgeris dido axelu (14) do tku:

– Am mjaş mojonome do markvalepe ma dido domaç̆irenya.

Mgerik ezdu do ar k̆iti k̆onari mjaş mojonome p̆ici do tomas disu. Markvaliş ʒilaten t̆ani dixçanu.

Ek̆ule k̆ibirepe dilasiru do xolo mskibuşa komextu do ducoxu:

– Nek̆na gominʒ̆k̆it aʒaʒa baʒaʒa, nana tkvani vore. Buži yopşa miğun mjaten!

Aʒ̆i majura tik̆anik gamixosaru:

– Nana çkinis bužepeti xçe uğun, si var giğun. Var goginʒ̆k̆ipt.

Aşo uʒ̆u majura tik̆anik.

Mgeri igzalu, mjaş mojonometen bužepe dixçanu do xolo ducoxu:

– P̆iciti xçe miğun, bužiti xçe miğun. (15) Nek̆na gominʒ̆k̆it, aʒaʒa-baʒaʒa! Nana tkvani vore, buži yopşa miğun mjaten!

Gamixosares tik̆anepek, mgeri nana mutepeşis nangapines (16) do nek̆na kogunʒ̆k̆es.

Mgeri kamat̆k̆vaʒu mskibus, jur tik̆ani muyk̆idu do mağara muşik̆ele igzalu.

Mgeris masuma tik̆ani na rt̆u, var uçkit̆u. (17) Masuma tik̆ani ar mʒ̆k̆upi ğocis kelant̆k̆oberet̆u.

Mʒika çkvatiş k̆ule (18) nana txa komoxtu. Mendraşen mskibuşi nek̆na gonʒ̆k̆imeri na žiru, unk̆ap̆u, mara mskibus miti va rt̆u.

– Aʒaʒa baʒaʒa!

Ucoxu txak, mara mitik nena var meçu. (19)

Ek̆ule mendaʒ̆k̆eduşi, ar tik̆ani kagamaxtu do nana muşis duʒ̆u mteli ambai. (20)

Txa doxedu do imgaru. İri dğas imgart̆u, dido isimadept̆u. Çkva mu qvat̆u, ar tik̆ani ordapt̆u do kort̆u.

Txas mgeriş ožiramu dido unt̆u.

Mskibuşi xolos txak ar didi k̆ui keşantxoru, (21) jin qonas k̆vateri ğerepe kogyobğu, emus jin qape, ʒxink̆epe do çalati komotu do dixati komojobğu.

Em dğaş k̆ule txak oç̆k̆omale momaluşa na idat̆u, (22) tik̆ani mskibus var naşkumert̆u, muşi k̆ala niqonupt̆u.

Ar dğas mgeri xincis mik̆it̆uşi, txak kožiru do mendraşen ducoxu:

– Moxti mgeri, moxti, ç̆umaneri oç̆k̆omale arto p̆ç̆k̆omat. (23) Skani şeni xolo ar daduli do ar k̆varuli miğun, moxti, bundğa kagoʒ̆k̆i do ç̆k̆omi!

Mgeris mʒika gaak̆viru, mara txa xeleberi žiruşi nisimadu:

-Amus mutu var uçkin tik̆anepe ma na viqoni, (24) mepta, kotumepe kovuç̆k̆oma do mukti op̆ç̆k̆omaya.

Mgeri mskibuk̆ele nit̆uşi, (25) k̆uis kodololu. Txak dok̆orobu xomula dişka, dolobğu k̆uis, nok̆ançxuleten konunʒ̆u do daçxiris kvak̆limu. K̆oma kododgitu.

Mgerik omğorus kogyoç̆k̆u. Mʒika çkvatiş k̆ule ek noşkeri do mt̆veriş met̆a mutu var doskidu. (26)

+

(ʒ̆igni ok̆odginu do lit̆erat̆uruli redakʒia uxvenu Natela Kuteliak. Leksik̆oni numʒxves Sergi Cikiak do Natela Kuteliak. Tbilisi, 1982- Redakt̆ori Zurab Tandilava- Mxat̆vari İrak̆li Qipşiže)

+

NENAPUNA / SÖZLÜK / DICTIONARY

Lazuri / Turkuli / İnglisuri

A a
axelu / sevindi / it, s/ he was pleased
ambai / haber / news
ar/ti / bir / one
artot / beraber / together
aʒaʒa baʒaʒa / hu! / hey!
ak / burada / here
a(m) / bu / this
amus / bunda / in this
aya / bunu / this one…
aşo / böyle / like this…
aşote / böylece/ so…
aʒ̆i / şimdi / now
ek / orada / there
e(m) / şu; (o) / that; it
emus / onda / in it

B b
bundğa / tüy / feather
but̆k̆a / yaprak / leaf
bužepe / memeler / breats
bužepe ti / memeler de / breats too
buži / meme / breast

C c
cant̆es / yatıyorlardı / they were sleeping
cant̆esşa / yatıyorlarken / while they were sleeping

Ç ç
çala / saman / cut straw
çalati / saman da / cut straw too
çinadu / tembih etti / s/he warned
çkini / bizim/ki / our/s
çkinis / bizimkinde / in ours
çkva / başka / other

Ç̆ ç̆
ç̆k̆omi / ye! / eat!
ç̆umaneri / sabahki / morning’s…
ç̆umani / sabah / morning
ç̆umani k̆ele / sabaha karşı / toward morning
ç̆umanis / sabah(leyin) / in morning

D d

daçxiri / ateş / fire
daduli / tavuk / hen
dğa / gün / day
dğas / gün(de) / (on) day
dğaş k̆ule / gün sonra / after… day…
didi / büyük / big; great
dido / çok / much; many
dixaziru / hazırlandı / s/he got ready
dixçanu / beyazlattı / s/he whitened
dilasiru / bileyledi / s/he sharpened
disu / sürdü / s/he smeared
dişka / odun / firewood
do / ve / and
doçinadu / tembih etti / s/he warned
doxedu / oturdu / s/he sat down
dogicoxatşa / çağırıncaya kadar / till I call…
dok̆orobu / topladı / s/he collected
dolobğu / içine döktü / s/he poured…
doloʒ̆k̆edu / içine baktı / s/he looked inside…
doloʒ̆k̆eduşi / içine bakınca / when s/he looked inside
domaç̆iren / işime yarar / it serves me
domaç̆irenya / işime yarar diye / saying it serves me
doskidu / kaldı / it remained
dotanu / gün ışıdı / it dawned
dont̆k̆obu / saklandı / s/he hid… self
ducoxu / çağırdı / s/he called
ducoxupt̆u / çağırıyordu / s/he was calling
duʒ̆u / söyledi / s/he said

E e
ek̆ule / sonra / after; then
ezdu / aldı / s/he took
-eri /… ki (nin)… /… al…

F f
fara / defa /….time…

G g
gaak̆viru / tuhafına gitti / s/he was confused
gaak̆vires / tuhaflarına gitti / they were confused
gamaxtu / çıktı / s/he went out
gamixosaru / dışarıyı süzdü / s/he examined outside
gamixosares / dışarıyı süzdüler / they examined outside
gextu / indi / s/he went down
giğun / sende (cansız)… var / I have…
goginʒ̆k̆ipt / sana açıyoruz / we are opening…
gominʒ̆k̆it / bana açın ! / open…!
gonʒ̆k̆imeri /açık / open
gonʒ̆k̆u / açtı / s/he opened
goyiktet̆u / dönüyordu / s/he was turning
goyiktet̆uya / dönüyordu diye / saying s/he was turning
guda / tulum / bagpipe
gunʒ̆k̆it / açın ! / open !
gunʒ̆k̆ipt̆es / açıyorlardı / they were opening
gyari / yiyecek / food

Ğ ğ
ğali / dere / river
ğalişi / derenin / river’s
ğerepe / mısır sapları / corn’s stalks
ğeri / mısır sapı / corn’s stalk
ğoci / köşe / corner
ğocis / köşede / at corner
ğoberi / çit / fence
ğoberişen / çitten / from fence
ğorma / in / hole; cave
ğormaşen / inden / from cave

H h
hemti / o da / it too

X x
xeleberi / sevinerek / joyfuly
xinci / köprü / bridge
xincis / köprüde(n) / in/(from) bridge
xolo / yine; yakın / again; near
xolos / yakın(ın)da / near
xomula / kuru / dried

İ i
imgaru / ağladı / s/he cried
imgart̆u / ağlıyordu / s/he was crying
idat̆u / gidecekti / s/he’d go
igzalu /gitti / s/he went
imxort̆es / yiyorlardı / they were eating
irdet̆es / büyüyorlardı / they were growing
iri / her, hep, herkes / all; everybody
isimadept̆u / düşünüyordu / s/he was thinking

J j
jur/i / iki / two
jin / üst(ün)e / on; over

K k
-k / ergatif ek / ergative particle
kagamaxtu / ortaya çıktı / s/he appeared
kagoʒ̆k̆i / yol! /strip!
kamat̆k̆vaʒu /… daldı / s/he entered
xçe / beyaz / white
kelant̆k̆obu / saklandı / s/he hid …self
kelant̆k̆beret̆u / saklanmıştı / s/he had hid… self
kexaçku / kazdı; açtı / s/he dug
kovuç̆k̆oma / yiyeyim! / let me eat !
kododgitu / yayıldı / it spread
kodololu / düştü / s/he fell down
kodolumert̆es / sürgülüyorlardı / they were bolting
kognu / duydu / s/he heard
kogunʒ̆k̆es / açtılar / they opened
kogyobğu / döktü / s/he poured…
kogyoç̆k̆u / başladı / s/he began…
koxoʒ̆onu / anladı / s/he understood
komextu / geldi / s/he came
komoxtu / geldi / s/he came
komojobğu / döktü / s/he poured…
komotu / örttü / s/he covered
konunʒ̆u / yaktı / s/he burned
kotume / tavuk / chicken
kotumepe / tavuklar / chickens
kort̆u /… vardı / there was…
kožiru / gördü / s/he saw
kvak̆limu / alevlendi / it caught fire

K̆ k̆
-k̆ala /… ile beraber;yanında / together with…; near
k̆alati / sepet / basket
k̆alatis / sepette / in basket
-k̆ele /… ya doğru; taraf(ına) / towards… side
k̆ibiri / diş / tooth
k̆ibirepe / dişler / teeth
k̆iti / parmak / finger
k̆iti k̆onari / parmak kadar / not much
-k̆onari /… kadar / as much/many as
k̆ui / kuyu / well; pit
k̆uis / kuyuya(da) / in/to well
-k̆ule /… sonra / after…
k̆oma / duman / smoke
k̆vateri / kesilmiş / cut one…
k̆varuli / kısır horoz / barren cock

Q q
qona / tarla / field
qonas / tarlada / in field
qa / dal / branch
qape / dallar / branches

L l
let̆a / toprak / soil; earth
let̆a ti / toprak da / soil too

M m
ma / ben / I
mağara / mağara / cave
mara / ama / but
mja / süt / milk
mjaten / sütle / with milk
mjaş mojonome / kaymak / cream
mjaş mojonometen / kaymakla / with cream
majura / diğer(i) / other
majurani / ikinci(si) / second one
masuma / öbürü / third
masumani / üçüncü(sü) / third one
markvali / yumurta / egg
markvalepe / yumurtalar / eggs
mcveşi / eski / old
meçu / verdi / s/he gave
mendra / uzak / far away
mendraşen / uzaktan / from far away
mek̆ilu / geçti / it passed
mendaʒ̆k̆edu /… baktı / s/he looked…
mendaʒ̆k̆eduşi /… bakınca / when she looked…
mepta / gideyim! / let me go!
met̆a /… dan başka /… except…
mgeri / kurt / wolf
mgerik / kurt (+ ergatif ek) / wolf (+ ergative particle)
mgeris / kurt(t/a) / in/to wolf
mgerişi / kurtun / wolf’s
miğun / bende…var / I have…
mik̆it̆u / geçiyordu / it was passing…
mik̆it̆uşi / geçiyorduyken / while it was passing
miti / kimse / anyone
mitik / kimse (+ ergatif ek) / anyone (+ ergative p.)
mitis / kimsede(ye) / in/to anyone
moxti / gel! / come !
mok̆ideri / yüklü / loaded one
momalu / getirme / (to) bring
momaluşa / getirmeye / to bring…
mskibu / değirmen / mill
mskibu k̆ele / değirmene doğru / towards mill
mskibus / değirmende / in mill
mskibuşa / değirmene / to mill
mskibuş(i) / değirmenin / mill’s
mteli / büs/bütün; herşey / all
mt̆veri / toz / dust
mu / ne / what
muk / kendisi / s/he
mukti / kendisi de / s/he too
mumet̆u / getiriyordu / s/he was bringing…
muşi / kendisinin; onun / its; his; her
muşi k̆ala / kendisi ile; yanında / near / with it… / him/herself
muşi k̆ele / onun tarafı(na) / towards… side
muşis / on(d)a / in/to it/her/him…
mutepeşi / onların / their
mutepeşis / onlar(d)a / in/to them
mutu / bir şey / anything
muyik̆idu / sırtladı / s/he shouldered
mʒika / biraz; az / a little/few
mʒ̆k̆upi / karanlık / dark

N n
nana / anne /mother
nangapines / benzettiler / they thought as if…
naşkumert̆u / bırakıyordu / s/he was leaving
nek̆na / kapı / door
nek̆nas / kapıda / at door
nena / dil; lisan; söz / language; tongue; word
nisimadu / düşündü / s/he thought
nit̆u / gitti / s/he went
niqonupt̆u / götürüyordu / s/he was taking away
nodgitu /dayandı / s/he forced
noxap̆ule / yanan odun (, odun kırıntısı) / torch
noxap̆uleten / yanan odunla (, odun kırıntısıylan) / with torch
noşkeri / kömür / coal
nulut̆u / gidiyordu / s/he was going

O o
op̆ç̆k̆oma / yiyeyim! / let me eat!
op̆ç̆k̆omaya / yiyeyim diye / saying let me eat
oç̆k̆omale / yiyecek / food
oxtimu / gitmek / (to) go
oxtimu şeni / gitmek için / to go…
omğoru / böğürmek / (to)bellow
omğorus / böğürmeye / to bellow…
ora / zaman / time
ordapt̆u / büyütüyordu / s/he was bringing up
ordo / erken / early
ožiramu / görmek; bulmak / to see; find

P p
paʒxi / tırmık / rake

P̆ p̆
p̆ç̆k̆omat /yiyelim !/ let’s eat!
p̆ici / ağız / mouth
p̆icis / ağız(d)a / in/to mouth
p̆ici ti / ağızı da / mouth too

R r
re / sen… sın / you are… (sg.)

S s
-s /… da; … ya /… in; at; to
skani / senin /your/s
skani şeni / senin için / for you
si / sen / you
skidut̆es / yaşıyorlardı / they were living
sum/i / üç / three

Ş ş
-şa /… ya; … ya kadar / to…; till…
-ş(i) /… nın; … nca; … ken; … dan /… ’s… ; when; while
-şen /… dan / from…
-şeni / için; hakkında / for…; about…

T t
-ten /… ile; … la / with…; …of…
-ti / de; da; dahi / too; also
txa / keçi / goat
txaş / keçinin / goat̆s
tik̆anepe / kuzular / kids
tik̆anepek / kuzular (+ ergatif ek) / kids ( + e. particle)
tik̆anepes / kuzular(d)a / in/to kids
tik̆anepeş / kuzuların / kids’
tik̆ani / kuzu / kid
tik̆anik / kuzu ( + ergatif ek) / kid ( + e.particle)
tkvan / siz / you (pl.)
tkvani / sizin / your
tku / dedi / s/he said
toma / saç / hair
tomas / saç(t)a / in/to hair
tude / alt/ın(d)a / under; below…

T̆ t̆
t̆ani / gövde / body
t̆k̆ebi / deri / skin
t̆k̆ebişi / deriden / of skin
t̆u /… dı; … vardı/… was; there was…

U u
uk̆uniktu / döndü / s/he turned
ucoxu / çağırdı / s/he called
uçkin / bili(yo)r / s/he knows
uçkit̆u / biliyordu / s/he knew…
uğun / onda… var / s/he has…
unk̆ap̆u / koştu / s/he ran
unt̆u / istiyordu / s/he wanted
uqonut̆u / onda (canlı)… vardı / s/he had (animate)…

V v
var / olumsuzluk eki / no/t
viqoni / götürdüm / I took away
vore / ben… yım / I am…

Y y
-ya /… diye; … dığı… / saying…; … that…
yopşa / dolu / full

Z z
zuğa / deniz / sea

Ž ž
žiru / gördü; buldu / s/he saw / found

ʒ ʒ
ʒxik̆i / çalı – çırpı / brushwood
ʒxik̆epe / çalı – çırpılar / brushwoods
ʒila / yumurta akı / white of egg
ʒilaten / yumurta akıyla / with white of egg

ʒ̆ ʒ̆
ʒ̆oxle / ön/ce / before
ʒ̆uʒ̆onuptes / emiyorlardı / they were sucking

NENAÇKİNA / GRAMER / GRAMMAR

Lazuri / Turkuli / İnglisuri

1… ar mcveşi mskibus skidut̆es.
… eski bir değirmende yaşıyorlardı.
… they were living in an old mill.

2… tik̆anepes oç̆k̆omale mumet̆u.
… kuzulara yiyecek getiriyordu.
… it was bringing food to the kids.

3. Tik̆anepek nek̆nas kodolumert̆es…
Kuzular kapıyı sürgülüyorlardı…
The kids were bolting the door…

4… nana mutepeşi var moxtat̆uşa…
… anneleri gelmeden…
… unless their mother came…

5. Nana mutepeşi na moxtat̆u…
Anneleri geldiğinde…
When their mother came…

6. Am nenape na şignat̆es tik̆anepek…
Bu sözleri duyan kuzular…
The kids that heard these words…

7… txa do tik̆anepe cant̆esşa…
… keçi ve kuzular yatarken…
… while the goat and the kids were sleeping…

8… mskibuş tude gextu…
… değirmenin altına indi…
… it went down the mill…

9. Ma var dogicoxatşa mitis nek̆na var gunʒ̆k̆at!
Ben, sizi çağırmadan kimseye kapıyı açmayın!
Don’t open the door to anybody before I call you !

10. Mʒika ora na mek̆ilu…
Biraz zaman geçince…
When a little time passed…

11… nana mutepeşi na va rt̆u…
… anneleri olmadığını…
… that their mother wasn’t…

12. Mgerik k̆alatis doloʒ̆k̆eduşi…
Kurt, sepete bakınca…
When the wolf looked into the basket…

13…t̆k̆ebişi guda kožiru…
… deriden (bir) tulum buldu…
… it found the bagpipe…

14. Aya na žiru mgeris dido axelu…
Bunu bulan kurt çok sevindi…
The wolf that found this was pleased…

15. P̆iciti xçe miğun, bužiti xçe miğun…
Yüzüm de beyazdır, memem de beyazdır…
I have white face too, I have white breast too…

16… mgeri nana mutepeşis nangapines…
… kurdu, annelerine benzettiler…
… they thought that the was their mother…

17. Mgeris masuma tik̆ani na rt̆u var uçkit̆u…
Kurt, diğer kuzunun var olduğunu bilmiyordu…
The wolf didn’t know that there was another kid…

18. Mʒika çkvaş k̆ule…
Biraz sonra…
A little time later…

19… mara mskibus miti va rt̆u.
… ama değirmende kimse yoktu.
… but there was noone in the mill.

20… nana muşis duʒ̆u mteli ambai.
… annesine bütün olup biteni söyledi.
… it told all the news to its mother.

21. Mskibuşi xolos txak ar didi k̆ui kexaçku…
Değirmenin yakınına, keçi büyük bir kuyu açtı…
The goat dug a big well near the mill…

22… oç̆k̆omale momaluşa na idat̆u…
… (ne zaman) yiyecek gidecek olsa…
… Whenever it went to bring food…

23… ç̆umaneri gyari artot p̆ç̆k̆omat!
… yarınki yemeği beraber yiyelim !
… let̆s eat tomorrow’s food together !

24… tik̆anepe ma na viqoni…
… kuzuları benim götürdüğümü…
… that I took away the kids…

25. Mgeri mskibu k̆ele nit̆uşi…
Kurt, değirmene doğru giderken…
While it was going towards the mill…

26… mt̆veriş met̆a mutu var doskidu.
… külden başka bir şey kalmadı.
… nothing remained except the ash.

+

(Latinuri do Kortuli Alboniten ağani t̆ekst̆i, Lazuri- Turkuli- İngilisuri leksik̆oni do gramat̆ik̆uli analizepe doxaziru Ali İhsan Aksamazik / İstanbul, 29 IV 1999)

+

თხა დო მგერი

არ თხა ქორტუ. სუმ თიკანი უყონუტუ დო არ მჯვეში მსქიბუს სქიდუტეს.

ნანა თხა ირი ჭუმანის ნულუტუ დო თიკანეფეს ოჭკომალე მუმერტუ. თიკანეფექ ნეკნას ქოდოლუმერტეს დო ნანა მუთეფეში ვარ მოხთატუშა მითის ნეკნა ვარ გუნწკიფტეს.

ნანა მუთეფეში ნა მოხთატუ დუჯოხუფტუ:

-ნეკნა გომინწკით, აცაცა- ბაცაცა! ნანა თქვანი ვორე, ბუძი ჲოფშა მიღუნ მჟათენ!

ამ ნენაფე ნა შიგნატეს თიკანეფექ ბუტკამოკიდერი ნანა მუთეფეშის ნეკნა გუნწკიფტეს. წოხლე ბუძი დუწუპტეს დო ეკულეთი ბუტკა იმხორტეს. აშოთენ ირდეტეს თხაშ თიკანეფე.

არ მგერიქ ქოგნუ ამ ამბაი. არ დღას, ჭუმანიკელე, თხა დო თიკანეფე ჯანტესშა, მგერი მსქიბუშ თუდე გეხთუ დო დონტკობუ.

დოთანუ. ჭუმანის თხა დიხაზირუ ოხთიმუ შენი დო თიკანეფეს დოჩინადუ:

– მა ვარ დოგიჯოხათშა მითის ნეკნა ვარ გუნწკათ!

აშო დოჩინადუ დო იგზალუ. თიკანეფექ ნეკნას ქოდოლუღეს. მციქა ორა ნა მეკილუ, მგერიქ ღობერიშენ გამახთუ, ნეკნას ნოდგითუ დო დუჯოხუ:

-ნეკნა გომინწკით აცაცა ბაცაცა, ნანა თქვანი ვორე. ბუძი ჲოფშა მიღუნ მჟათენ!

თიკანეფეს გააკვირეს:

– ნანა ჩქინი აშო ორდო ვარ გოჲქთეტუჲა!

არ თიკანიქ ღორმაშენ გამიხოსარუ დო ნანა მუთეფეში ნა ვა რტუ ქოხოწონუ:

– ნანა ჩქინის პიჯი დო თომა ხჩე უღუნ, სინ ვარ გიღუნ. ვარ გოგინწკიფთ!

აშო უწუ თხაშ თიკანიქ მგერის.

მგერიქ უკუნიქთუ დო იგზალუ. არ ღალიში პიჯის დიდი კალათი ქოძირუ. მგერიქ კალათის დოლოწკედუში, მარქვალეფე დო ტკებიში გუდა ქოძირუ. გუდა გონწკუ დო ექ მჟაშ მოჟონომე ქორტუ.

აჲა ნა ძირუ, მგერის დიდო ახელუ დო თქუ:

– ამ მჟაშ მოჟონომე დო მარქვალეფე მა დიდო დომაჭირენჲა.

მგერიქ ეზდუ დო არ კითი კონარი მჟაშ მოჟონომე პიჯი დო თომას დისუ. მარქვალიშ ცილათენ ტანი დიხჩანუ.

ეკულე კიბირეფე დილასირუ დო ხოლო მსქიბუშა ქომეხთუ დო დუჯოხუ:

– ნეკნა გომინწკით აცაცა ბაცაცა, ნანა თქვანი ვორე. ბუძი ჲოფშა მიღუნ მჟათენ!

აწი მაჟურა თიკანიქ გამიხოსარუ:

– ნანა ჩქინის ბუძეფეთი ხჩე უღუნ, სი ვარ გიღუნ. ვარ გოგინწკიფთ.

აშო უწუ მაჟურა თიკანიქ.

მგერი იგზალუ, მჟაშ მოჟონომეთენ ბუძეფე დიხჩანუ დო ხოლო დუჯოხუ:

– პიჯითი ხჩე მიღუნ, ბუძითი ხჩე მიღუნ. ნეკნა გომინწკით, აცაცა-ბაცაცა! ნანა თქვანი ვორე, ბუძი ჲოფშა მიღუნ მჟათენ!

გამიხოსარეს თიკანეფექ, მგერი ნანა მუთეფეშის ნანგაფინეს დო ნეკნა ქოგუნწკეს.

მგერი ქამატკვაცუ მსქიბუს, ჟურ თიკანი მუჲკიდუ დო მაღარა მუშიკელე იგზალუ.

მგერის მასუმა თიკანი ნა რტუ, ვარ უჩქიტუ. მასუმა თიკანი არ მწკუფი ღოჯის ქელანტკობერეტუ.

მციქა ჩქვათიშ კულე ნანა თხა ქომოხთუ. მენდრაშენ მსქიბუში ნეკნა გონწკიმერი ნა ძირუ, უნკაპუ, მარა მსქიბუს მითი ვა რტუ.

– აცაცა ბაცაცა!

უჯოხუ თხაქ, მარა მითიქ ნენა ვარ მეჩუ.

ეკულე მენდაწკედუში, არ თიკანი ქაგამახთუ დო ნანა მუშის დუწუ მთელი ამბაი.

თხა დოხედუ დო იმგარუ. ირი დღას იმგარტუ, დიდო ისიმადეფტუ. ჩქვა მუ ყვატუ, არ თიკანი ორდაფტუ დო ქორტუ.

თხას მგერიშ ოძირამუ დიდო უნტუ.

მსქიბუში ხოლოს თხაქ არ დიდი კუი ქეშანთხორუ, ჟინ ყონას კვათერი ღერეფე ქოგჲობღუ, ემუს ჟინ ყაფე, ცხინკეფე დო ჩალათი ქომოთუ დო დიხათი ქომოჟობღუ.

ემ დღაშ კულე თხაქ ოჭკომალე მომალუშა ნა იდატუ, თიკანი მსქიბუს ვარ ნაშქუმერტუ, მუში კალა ნიყონუფტუ.

არ დღას მგერი ხინჯის მიკიტუში, თხაქ ქოძირუ დო მენდრაშენ დუჯოხუ:

– მოხთი მგერი, მოხთი, ჭუმანერი ოჭკომალე ართო პჭკომათ. სქანი შენი ხოლო არ დადული დო არ კვარული მიღუნ, მოხთი, ბუნდღა ქაგოწკი დო ჭკომი!

მგერის მციქა გააკვირუ, მარა თხა ხელებერი ძირუში ნისიმადუ:

-ამუს მუთუ ვარ უჩქინ თიკანეფე მა ნა ვიყონი, მეფთა, ქოთუმეფე ქოვუჭკომა დო მუქთი ოპჭკომაჲა.

მგერი მსქიბუკელე ნიტუში, კუის ქოდოლოლუ. თხაქ დოკორობუ ხომულა დიშქა, დოლობღუ კუის, ნოკანჩხულეთენ ქონუნწუ დო დაჩხირის ქვაკლიმუ. კომა ქოდოდგითუ.

მგერიქ ომღორუს ქოგჲოჭკუ. მციქა ჩქვათიშ კულე ექ ნოშქერი დო მტვერიშ მეტა მუთუ ვარ დოსქიდუ.

+

(წიგნი ოკოდგინუ დო ლიტერატურული რედაქცია უხვენუ ნათელა ქუთელიაქ. ლექსიკონი ნუმცხვეს სერგი ჯიქიაქ დო ნათელა ქუთელიაქ. თბილისი, 1982- რედაქტორი ზურაბ თანდილავა- მხატვარი ირაკლი ყიფშიძე)