TÜRKİYE İLERLİYOR MU ERİYOR MU

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Tam orta yerinden bölünmüş, siyah beyaz düşüncelerle olabildiğine ayrışmış bir halk.
“Türkiye, her geçen gün daha iyiye gidiyor!” diyenler kadar “Türkiye, ekonomik ve demokratik anlamda içten içe yavaş çekimde eriyor!” diyenler de var.
Kolay değil, bu halkı bu hale getirmek için az mı emek verildi?
Demek ki emekler zayi olmamış ki bu coğrafyada, yalan, iftira, tarafgirlik, nefret, haksızlık, hukuksuzluk, din ve diyanet istismarı altın çağını yaşıyor.
Biliyorum, bu manzarayla yüzleşmek yürek ister!
Biliyorum, zordur doğru yere bakabilmek, zordur değişebilmek, çok zordur ezber bozabilmek!
Ama bu kadar yoğun medya bombardımanı ve sosyal medya narkozu altında, on yıllardır kutuplaştırılmış bir toplumda, birilerini konuşarak ikna etmek de kolay olmaz.
Her şeye rağmen gözleri açmanın, bakmanın, görmenin, gerçeği anlamanın zamanı.
Değişmeliyiz, değil mi ki “İnsan değişirse dünya değişir!”
Haydi o zaman!
Unutulmasın, değişime açık olanlar sayesinde yaşanabilir güzel iklimler!

ORTA YERİNDEN BÖLÜNMÜŞ KAMPLAŞMIŞ BİR TOPLUM
Akla karanın kıyasıya tartışıldığı çok değişik bir toplum oluverdik.
Herkes, savunduğu düşüncede o kadar emin o kadar keskin ki…
Seçimler, seçimlerde kullanılan metotlar “şamar oğlanı” na çevirdi halkı.
Bu seçimlerden kimler kazançlı çıkıyor, bilmem ki!
“Seçimlerde bilimden, bilgiden intikam alırcasına tercihler yapılırken toplum da bu popülizme alkış tutarak ayakların baş olmasına katkı sağlıyor.”
İyi ama nereye kadar sürecek bu gidiş?
“Seçimlerde oy dağılımına bakıyorsunuz, krizlerden en fazla etkilenen kesim, yine en fazla oy veren kesim oluyor.”
Yoksa, “Ne kadar çok fakirlik o kadar çok oy!” mu?
“Ya da ne kadar yanlış ve yalan, o kadar çok bağlılık ve itaat.” mi?
Asıl soru: Ne zaman uyanacağız veya uyanabilecek miyiz?

DİN VE MİLLİYETÇİLİK BASKISI
Son dönemde çok yoğun bir milliyetçilik baskısı altında toplum.
Ya din baskısı?
Ya dini siyasete, menfaate alet etme çabası…
Ya dindarlıkla prim yapma sevdası?

UYANMAK AMA NASIL?
“Yanlışlar, eksikler için en küçük uyarı ve ikaz bile hainlik ile suçlanırken nasıl uyanabilir ki uyuyanlar?”
“Din ve milliyetçiliğin baskın söylemi altında kaybettiğimiz değerleri ve kaçırdığımız fırsatları kim nasıl söyleyebilir ki?”
İşimiz çok zor. “Bir devletin kurumları ve bir inanışın kuralları alt-üst oluyor. Bu yıkımların maliyetini ne kimse görebiliyor ne de söyleyebiliyor. Ama fatura ödeme vakti gelince ideolojik bakış etkisi ile geç uyanışın maliyeti de çok ağır olacak!”

HAKSIZLIK ve EŞİTSİZLİK
Bir toplumda adaletsizlik ve eşitsizlik görünür hale geldiyse, “Provokatif devlet törenleri bir partiye meze yapılıyorsa, montajlanmış videolar, yalanlar ve iftiralarla devlet erki pervasızca kullanılıyorsa, devletin televizyonu bir partinin propaganda aracı haline geldiyse bu ülke, ekonomik ve demokratik anlamda yavaş çekimde eriyor, demek yanlış olur mu?

KEŞKE SİZ HAKLI ÇIKSANIZ!
Siz de “Hayır, bu ülke her türlü baskıya, muhalefete rağmen ileri gidiyor, baharlar ufukta!” diyor olabilirsiniz. Kim bilir, belki siz haklısınız.
Kim istemez haklı çıkmanızı!

SÖZÜN ÖZÜ
Sözün özü, günün sonunda “Ba’de harab-ül Basra!” dememek temennisiyle.

Esen kalın!