UMUDUMUZ ‘YENİ NESİL’ ABHAZLAR

Sezai Babakuş
09.07.2010

Geçen haftaki yazımızda (Gunda Demiröz’ün açık mektubundan hareketle) Abhazya’daki -ve diğer Kafkasya cumhuriyetlerindeki- kara düzene değinmiştik. Abhazya’daki gazetelerde de yayınlanan mektup kısa sürede olumlu etki yarattı; Abhazya Parlamentosu Gunda’nın sesine kulak verdi ve inceleme başlattı. Parlamento incelemesinin yolsuzlukları engelleyici sonuçlar vermesini diliyoruz.

Dünyanın her yerinde olduğu gibi Abhazya’da da ‘iyi’ ile ‘kötü’, ‘doğru’ ile ‘yanlış’ arasında mücadele devam ediyor. Sözkonusu yazımızda, 1992-93 savaşının talan ve ganimet kültürünü pekiştirdiğini, neredeyse meşrulaştırdığını belirtmiştik. Ve “savaştan sonra elinde silah olanların bazıları ganimet kapıyordu, sonra elinde yetki olanların bazıları talana başladı” demiştik. Bunlar ‘kötü’ ve ‘yanlış’a dair tanımlamalardı.

Bu kez, umudumuzu çoğaltacak, ‘iyi’ ve ‘doğru’yu tanımlayacak şeylerden sözetmek istiyorum.

Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş’ın Dış Politika Danışmanı Viacheslav Chirikba bir süredir Türkiye’de. Kent kent, kasaba kasaba, köy köy dolaşıyor, Abhaz-Abazin ve Wubıh dili üzerine araştırma yapıyor, kültürel ve sosyal boyutlarıyla diasporayı inceliyor. Kaf-Fed’in davetlisi olarak gelen Chirikba’nın İstanbul programına katkımız oldu; geniş katılımlı bir basınla sohbet toplantısı organize ettik, Şile’deki Abhaz köylerine birlikte gittik ve İstanbul’daki camia buluşmalarına yardımcı olduk. Henüz Chirikba ile vedalaşmadan Abhazya Üniversitesi’nden 12 öğrenci çıkageldi, İstanbul’da büyük kent yaşamını ve kültürünü incelemek, ardından Adapazarı ve çevresinde diaspora ile kucaklaşmak üzere. Bir kısmıyla tanışma, konuşma şansı bulduk. Hem Chirikba hem öğrenci gençler bildiğimiz-alıştığımız klasik Abhazlardan çok ama çok farklılar. Bunlar dünyayla entegre olmuş ‘yeni nesil’ Abhazlar. Abhazya’nın geleceği bakımından umudumuzu yükselttiler, güvenimizi perçinlediler.

1992-93 savaşında nitelikli orta yaş grubunu ve gençleri büyük ölçüde siperlerde yitiren Abhazya tüm zorluklara ve imkansızlıklara rağmen yirmi yıl içinde pırıl pırıl yeni bir nesil yetiştirdi. Savaş döneminin 10-20 yaş grubu çocukları ve gençleri bugün devlet kadrolarında önemli görevler üstleniyor, iş hayatında dünya standartlarında başarı kazanıyorlar. Savaş döneminin ve sonrasının bebekleriyse şimdi üniversite sıralarında hayatı kucaklamaya hazırlanıyor. İşte sözünü ettiğim ‘yeni nesil’ Abhazlar, bunlar…

‘Yeni nesil’ Abhazlar anadil-yerel dil Abhazca’yı, bölgesel ortak dil Rusça’yı ve küresel dil İngilizce’yi biliyor. Bazıları ikinci bölgesel dil olarak Türkçe’yi ya da Fransızca’yı, Almanca’yı öğreniyorlar. Abhazya’ya odaklılar ama ‘at gözlüğü’ takmıyorlar; Kafkasya’da olup biteni Rusya’da olup bitenle, Rusya’da olup biteni dünyada olup bitenle karşılaştırarak doğruya, iyiye ve başarıya ulaşmak için çaba gösteriyorlar. Abhaz aidiyetine bağlılar ama evrensel olmanın gereğini de biliyorlar. İletişim çağının tüm imkanlarını en iyi şekilde kullanarak bilgi donanımlarını sürekli yeniliyorlar. Hamaset ve palavra yerine gerçekçiliğe, gösteriş yerine tevazuya prim veriyorlar. Özgün kültürle evrensel kültürün içiçeliğini temsil ediyorlar. Yurtseverlikleri ve toplumseverlikleri derin, samimi ve dürüst. İnsani değerleri yüceltmeyi biliyorlar. Özgüvenleri yüksek; özgürler, cesurlar, ataklar. Abhazya’nın geleceğine damga vuracak olan bu yeni nesil hepimize umut aşılıyor.

Chirikba daha önce de birkaç kez Türkiye’ye geldi. Önceki yıl Bilgi Üniversitesi’nde düzenlediğimiz konferansa katılmıştı. 2007 yılından beri Bagapş’ın Dış Politika Danışmanı olarak görev yapıyor. Sohum’da Stratejik Çalışmalar Merkezi’nde Jeopolitik Bölümünün Başkanlığını ve Foundation for Independent Expertise adlı düşünce kuruluşunun başkanlığını yürütüyor. 1982 yılında Kharkov Devlet Üniversitesi (Ukrayna, SSCB) Yabancı Diller Bölümü’nden mezun oldu. 1986-1991 yılları arasında Moskova’da SSCB Bilimler Akademisi’nde Dilbilimleri Enstitüsü’nde Kafkas dilleri ve dilbilimi tipolojisinde araştırmacı olarak görev yaptı. 1991-1996 yılları arasında Hollanda’da Leiden Üniversitesi’nde Kafkas Dilleri’nde araştırmacı olarak görev yaptı ve ders verdi. 1996-1997 yılları arasında Hague Hollanda’da Uluslararası İlişkiler Kraliyet Enstitüsü Clingendael’de ziyaretçi araştırmacı olarak bulundu. 1993-1994 yılları arasında Cenevre’de Birleşmiş Milletler gözetiminde gerçekleşen Gürcü-Abhaz görüşmelerinde Abhaz delegasyonunda yer aldı. 1993 yılında Batı Avrupa’da Abhazya Cumhuriyeti’nin özel yetkili büyükelçisi olarak görev yaptı. 2008 yılında ise Cenevre’deki Abhazya, Güney Osetya, Gürcistan, Rusya, ABD, AB, AGİT, BM görüşmelerinde Abhaz delegasyonunun başkanı olarak yer aldı. Chirikba’nın, akademik uzmanlık alanı yanısıra, Abhazya, Abhazya-Gürcistan ihtilafı, Kafkasya politikaları üzerine yazılmış çok sayıda makalesi bulunuyor. Rusca ve Abhazca’nın yanısıra İngilizce ve Hollandaca’yı mükemmel düzeyde biliyor. Şimdi Türkçe öğreniyor.

Sık sık düşünmüşümdür, keşke Abhazya’nın Türkiye’deki temsilcisi Chirikba olsaydı ya da onun kalibresinde biri. Böyle olsaydı eminim ki diaspora-Abhazya ilişkileri, Türkiye-Abhazya ilişkileri çok daha ileri düzeyde olurdu ve Abhazya’ya dönüş yapanların, Abhazya’da iş yapanların sayısı kat be kat fazla olurdu. Aynı şey Geriye Dönüş Komitesi için de geçerli. Bu dönüşümler er ya da geç olacak ve dürüst, samimi, çalışkan ve her şeyden öte vizyoner kadrolar işbaşına gelecek.

Özetle Chirkba, tam da Abhazya’nın ihtiyaç duyduğu bir nitelik. Aynen, şimdi Abhazya Dışişleri Bakanı olan Maksim Gunjia gibi… Abhazya’da önemli sorumluluklar üstlenen Arda İnalipa, Liana Kvarchelia ve daha birçokları gibi. Ve yeni yeni kendilerini göstermeye başlayan bir alt kuşak gençler gibi. UNPO Başkan Yardımcısı Lana Agırba, İrakli Hintba ve benzeri daha pekçok kişi gibi…

Chirikba, Gunjia, İnalipa, Kvarchelia ve benzeri birçok ‘yeni nesil’ Abhazla yıllardır dostluğumuzu sürdürüyoruz, imkan buldukça fikir alışverişinde bulunuyoruz. Daha çok birlikte çalışmak, ortak projeler geliştirmek için çabalıyoruz. Şimdi şimdi alt kuşakları tanımaya başladık. Şunu bilmeliyiz ki Abhazya’nın sahip olduğu insan niteliği-kalitesi diasporada sahip olduğumuzdan çok daha ilerde. Diasporadan Abhazya’ya akıl ve politika dikte etmeye kalkışanlarımıza gönül rahatlığı ile diyebilirim ki, öğreteceğimizden çok öğreneceğimiz var. Umarız Abhazya’nın bu yeni nesli diaspora için de özendirici örnek olur.

Velhasıl,

Abhazya, eski sistemin çöküş dönemi safralarından ve savaş sonrasının anaforunda rant peşinde koşanların etki alanından hızla kurtuluyor, ülkeyi ve toplumu ileri taşıyacak ‘yeni nesil’ Abhazlar daha çok görev ve inisiyatif üstleniyor. Şimdilerin üniversite gençleri de işbaşı yapınca Abhazya çok daha iyi yerlere gelecektir. Enseyi karartmayalım. Umudumuzu yükseltecek iyi şeyler var ve hızla artıyor.