Sezai Babakuş
03.01.2011
İşte yeni bir yıl başladı. Önümüzde, harca harca bitmez 360 küsur gün… Bu coğrafyada ortalama yaşam süresinin 70 yıl olduğunu düşünürsek ve hiç değilse bunu tutturacağımızı varsayarsak, hayatımızın 70’de 1’ini 2011’de yaşayacağız demektir. Ben bu 1/70’lik yaşam dilimini önemseyip, kendime yapacaklar listesi çıkardım. Belki siz de feyz alır, kendi listenizi yaparsınız. Elbette 3’er aylık dilimlerde revize etme hakkımız saklıdır. İşte 2011’deki öncelikli hedeflerim;
Epeyce eskimiş olan şapkalar yenilenecek. Sakalın iyice beyazladığı dikkate alınarak, uyumlu kontrast adına bir-iki siyah şapka edinilenecek (big brothere duyrululur), eskiler daha da eski olanlar gibi stepne müzesine kaldırılacak.
Toplumsal mücadeleye daha çok katkı verilecek, daha çok düşünce-emek-maddi kaynak vakfedilecek. Kimlik bilincinin ve toplumsal aidiyet algısının yükseltilmesi ve daha geniş kitlelere ulaşması için daha çok iş üretilecek. Bilimselliğe, teori ile pratiği bütünleyen projelere öncelik verilecek, bunun için alanında yetkin olan toplum ve siyaset bilimcilerle daha yakın çalışılacak.
Tüketim kısılacak, özel harcamalar azaltılacak. Kaliteyi koruyup kantiteyi azaltmak üzerine bir geçim strateji benimsenecek. Giyim kuşamda, Marlboro Classics’in terkedişi yüzünden mecburen eski sevgili Gant’a dönülecek, ağır bedel ödetmemesi için diz çöküp af dilenecek. Timberland yedekte tutulmaya devam edilecek. Ayakkabı-çorap için Clarks ve Burlington lüksü ne pahasına olursa olsun korunacak.
Yazmaya devam edilecek. Tema çeşitliliği artırılacak. Güncel durum tespitleri ve gelecek öngörüleri yanısıra, evvel zaman içindelerin derlenmesine devam edilecek. Üslup gözden geçirilecek, dil ıslah edilecek, kelime dağarcığı genişletilerek anlatıya derinlik kazandırılmaya çalışılacak. Sataşmanın dayanılmaz cazibesinden az-buçuk kurtulanacak…
Sağlığa biraz daha özen gösterilecek. Sigaranın etkisi hafifletilecek, az zifir-az nikotin yönelişi desteklenecek. Rakı yerine şaraba öncelik verilecek. Kırmızı et azaltılacak, kızartma yerine haşlama-buğulama tercih edilecek, lezzet eksilmesine karşı açıka ve sızbal (erik sosu) stokları daim kılınacak, bunun için Abhazya’dan daha çok yardım istenecek. En iyisi ‘evde yemek’ sloganı benimsenecek.
İzimizdeki akrep zaptedilecek, öfke ve saldırganlık dizginlenecek, hoşgörü şarkıları dillendirilecek. Kızmaca-küsmece durumları istisnai haller sınırında tutulacak, iftiralara ve faüllü sataşmalara karşı derin nefes alındıktan sonra, ez-göz-arpacık üzerinden nokta atış yapılacak.
Hafta içi öğlen-akşam yürümeleri aksatılmayacak, aheste-ehlikeyf sahil turu havasında çıkılacak tempolu bir yürüyüş tutturulacak. Haftasonları Hidiv Kasrı kulvarında tur sayısı ikiye-üçe çıkarılacak, hız artırılacak, diğer yürüyüşçülerin endamına kapılıp avallanmayacak.
Başkasına iğne batırmaya kalkmadan önce kendimize çuvaldız batırmayı deneyeceğiz. Kibir, ego, bireycilik vs. zaafiyetlerin en aza indirilmesi yolunda diş sıkılacak, ter dökülecek. Yetmezse profesyonel tıbbi, felsefi ve insani yardım aranacak. Snob hallerden çıkılacak, kendi kendiyle daha çok dalga geçebilen bir kompleksizliğe erilecek. Vallahi en zoru bu galiba…
Bahçedeki Apsua üzümü daha güneşli bir köşeye alınacak, incirlerin istilacı azgınlığı rehabilite edilecek, daha renkli bitkiler daha canlı çiçekler tercih edilecek. Arkadaki çitlenbik ağacının yanındaki boş alan minyatür ‘organik sebze bahçesi’ olarak düzenlenecek, ahushua, adzıbra, petruşka, bhut jolokia vs. ekilecek.
‘Birlikten kuvvet doğar’ ilkesine ve anavatanda-diyasporada ‘halleri bir olanlar’ın geleceklerinin de bir olduğu gerçeğine bağlı kalarak, birliğin korunması ve güçlendirilmesi için sürdürülen çabalara hız verilecek; bizi bölerek kendi hesaplarına basamak yapmak isteyen harici komploların ve bunlara hizmet edenlerin teşhiri için daha çok çaba gösterilecek.
Ev-ofis bitişik nizamının yarattığı rehavet bertaraf edilecek, yeniden iş ciddiyeti ve disiplini edinilecek, iş arkadaşlarına daha fazla destek olunacak. Çalışma masası yeniden düzenlenecek, bel ve boyun ağrılarını azaltıcı bir oturma konforu edinilecek.
Milliyetçiliği birbirimize karşı kullanacağımız bir silaha ya da sonunda hepimizi birden yakacak bir ateşe dönüştürmek isteyen anlayışlarla, başta Kabartay-Balkar olmak üzere anavatandaki cumhuriyetlerimizi tehdit eden radikal dinciliğe karşı mücadele yükseltilecek. Bugüne kadar olduğu üzere, tüm Kuzey Kafkasya’da demokrasiyi, barışı ve refahı öne koyan politikaları ve çözüm önerileri desteklenecek
Gözlük yenilenecek, televizyon- bilgisayar-internet bağımlılığı azaltılacak, kitap okumaya daha çok zaman ayrılacak; toplumbilim, siyaset ve uluslararası ilişkiler ağırlıklı bir okuma disiplini sağlanacak. Evvelden edinilmiş bilgileri satma hastalığından kurtulanacak, yeni bilgilere ulaşıp vizyon genişletme çabasına yönelinecek.
Diyasporanın, tarih boyunca en büyük kazanım olan Abhazya’nın bağımsızlığının korunup yaşatılmasında daha etkin destek vermesi için anavatan duygusunun ve aidiyetinin yükseltilmesine yönelik çabalara hız verilecek. Bu amaçla, 30 Eylül Zafer Günü’nün, diyasporada da geniş kitlelerin katılacağı coşkulu bir şenlikle kutlanmasına çalışılacak. Bunun, ödüllü at yarışı (zafer koşusu), ödüllü atış müsabakası, ödüllü dans yarışması vs. ile zenginleşmiş büyük bir etkinlik olması için mesai harcanacak.
Dostluklar ve yol arkadaşlıkları gözden geçirilecek. Samimiyete ve tevazuya öncelik verilecek. Fikri sabitlik kadar fikri oynaklığa da yüz verilmeyecek. Herşeyi bildiğini sananlara mesafe konulacak, bilmediğini bilecek denli bilge olanlara daha yakın durulacak ve örnek alınacak. ‘Eksik olsun, bizden olsun’ iyiniyetimizi suistimal edip tepemize çıkmaya heveslenen, sıfır akademik kariyerle ‘büyük akademisyen’ tafralı ‘ham’lara nanik yapılacak.
Geleceği inşaa etmenin güçlü bir irade ve güçlü bir örgütlenme ile mümkün olabileceği gerçeği daha çok dikkate alınacak ve bu uğurda çalışmalara hız verilecek. Diyasporada, yaşadığımız ülkenin bize benzer yaşayanlarıyla (yani diğer baskılanmış etnik-dini-kültürel kimliklerle) birlikte mücadele zemini yaratmak ve genişletmek için daha aktif çalışılacak. Ülkenin demokratikleşmesi yolunda verilen büyük mücadeleye daha etkin katılınacak ve toplumumuzun katılımını çoğaltmak için daha çok çaba gösterilecek.
İç barışı güçlendirmek üzere daha çok müzik dinlenecek, new age uğruna ihmal edilen klasiklere yeniden temenna edilecek; Bach’la gökyüzünde, Mozart ve Beethoven’la uygarlığın kentlerinde, Ravel’le sokaklarda, Stravinsky ve Korsakov’la karlı steplerde, Falla ve Albinoni ile çöllerde daha çok gezilecek.
Geleceğe daha güçlü tutunmanın geçmişi daha iyi bilmek ve bugünü daha iyi anlamaktan geçtiği gerçeğine binaen, tarihi öğrenmeye ve sahiplenmeye daha özen gösterilecek, bu amaçla ilk etapta Syanislav Lakoba’nın “Abhazya Tarihi” kitabının çevirisinin tamamlanarak yayınlanmasına öncelik verilecek. Diyaspora-anavatan işbirliği imkanlarını çoğaltmak için Abhazya’da daha çok mesai harcanacak.
Eh, siz de ufak tefek birşeyler yapsanız bu iş oldu demektir…
Sağlıcakla kalın…