6. GÜN

Thamadelerimizden gelen istek doğrultusunda okulumuzun açılışını Cuma günü yapacaktık. Bu yüzden zamanımız daralmıştı. Bu gün Perşembe ve acilen istediğimiz noktaya gelmemiz lazım. Bütün arkadaşlarım öğle yemeği için dahi ara vermek istemiyordu. O kadar seri bir çalışma vardı ki anlatamam.

Okulun içerisindeki çalışmalar bitmiş sayılırdı, şimdi okul dışındaki işlere ağırlık vermek gerekiyordu. Mesela, tuvaletin temizliği, çeşme etrafının düzeni, okulun dış duvarlarının beyaz kireç ile boyanması, bahçenin yabani otlardan temizlenmesi vs gibi.

Bu arada kaymakamlığın verdiği çok güzel destek ile bahçe kapısından okul girişine kadar yol üzerine, ertesi gün mucur getirtilecekti. Özellikle mucur ile geliş-gidiş yolunu kaplamak kış aylarında yağmurdan, çamurdan okulun kirlenmesini de engelleyecekti. Bunlar bence önemli detaylar. Tuvalette olsun bahçede, çeşmede olsun dış etkenlerin vereceği dağınıklık ve kirleri en aza indirmek çok önemli.

O kadar güzel bir çalışma ortamı vardı ki inanın bunu anlatmak çok zor. Makare Esra içimizde en genç olan ve en uzak yerden gelen kişi olarak, çalışmalar ve gece geç saatlere kadar sohbet ederek oturmalardan dolayı baya yorgun düşmüştü. Israrla dinlenmesini istedik ve eve gönderdik. İnanın 10 dakika sonra yanımızdaydı. “Rüyamda sizleri çalışırken gördüm yardım etmiyorum diye kendime kızıyordum” dedi. Bu davranışı hepimizi çok etkilemişti. O tatlı yüreği gruptaki ağabeyleri için onu bir ömür kız kardeş ilan ettirmişti. Hepsi “Esra sen benim küçük kız kardeşimsin, bir ömür bu böyle olacak tamam mı” diyorlardı. Evet, kısaca çok ama çok mutluyduk.

Bizim inanılmaz desteğimiz ve moral kaynağımız olan candan dostlarımız Wezirmes Hami bey, Haşeğ Metin bey, Zeruna Nafiz bey sizlere özellikle teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Not: Wezirmes Hami bey, neredeyse her gün Göksun’a gitti ve ne gibi ihtiyaçlar varsa anında yetiştirdi. Haşeğ Metin bey, bir eğitimci olarak Milli Eğitim’in okullarda ki yasal düzenlemesi konusunda sürekli bizlere yön verdi. Her gün yanımızda yer aldı.

Zeruna Nafiz bey, sıcak ve yakın ilgisi ile hem çalışmalarımıza katıldı hem de çay, kahve vb. ihtiyaçlarımızı bir an olsun eksiltmedi.

Köy halkı ve thamade’lerimiz her gün yanımıza kısa zamanda olsa gelerek, çalışmalarımıza baktılar ve olabilecek en güzel şekilde bizlere moral ve destek verdiler. Hepsine şükranlarımızı sunuyoruz.

Akşamüzeri Şıruh Habib Duman bey’lere akşam çayı için davet edildik. Güzel bir bahçede birbirinden güzel yapılmış pastalar ve börekler ile içilen çay çok iyi gelmişti. Kendilerine bir kez daha teşekkürler.

Okuldaki çalışmalarımızı olabildiğince hafifletmiştik ve biraz daha huzurlu olarak, her gün yanımızda bizlerle çalışmalara katılan çok değerli Engonay Erol bey’in davetlisi olarak Göksun’a bağlı Çeçen Köyü olan Çardak köyüne gittik. Orada Çeçenlere has (en sevdiğim yemeklerin başında geliyor) olan “Çırdıngiş” yemeğini yedik. Ev sahibimiz Engonay Erol bey’in sevgili annesinin ellerine sağlık. Bu kadar insana bu yemeği hazırlamak çokta kolay bir iş değil. Teşekkürler.

Engonay Erol bey’in birbirinden güzel çalışmalarını görme şansı bulduk. Engonay Mustafa bey ise tek kelime ile hepimizin kalbini feth etmişti. Bu güzel insanları tanımak hepimiz için onur ve gurur oldu. Bu proje de belki bir daha bu şekilde birlikte çalışma yapamayacağız fakat hepimiz biliyoruz ki bir ömür her şekilde yanında olabileceğimiz muhteşem dostlarımız olacaklardı. Mütevazilikleri ve içten dostluklarını unutmak mümkün değil.

Gece geç saatlerde aramıza katılacak olan Karaçay Ahmet bey’i otogardan alarak evimize döndük.

Evet gruba yeni bir Kafkas boyu daha katılmıştı. Bu çok güzel bir duygu.