KALMIK İbrahim
Adige Xeku Dergisi, Sayı: 1992/1
Çeviri: BABUG Ergün Yıldız
Eski Adigelerin yaşamında yıldızların önemli ve farklı bir yeri olduğunu biliyoruz.
Mesela yıldızlara verdikleri isimlerden yıldızların bu insanların yaşamındaki yeri hakkında bir fikir edinebiliyoruz.
Başka halkların dilinden alınmadığı belirgin bir şekilde görülmekte olan bu isimleri aşağıda sıralıyorum:
Dığe | дыгъэ | Güneş |
Maze | Мазэ | Ay |
Şıxulhağue | Шыхулъагъуэ | Samanyolu |
Vağuezeşibl | Вагъуэзэшибл | Büyükayı |
Yiş’herevağue | Ищхъэрэвагъуэ | Kutup Yıldızı |
Vağuekan | Вагъуэкъан | Mars, Jüpiter, Satürn |
Vağueabrec | Вагъуэабрэдж | ? |
Nehuş’vağue | Нэхущвагъуэ | Venüs (Zühre Yıldızı) |
Vağueyij | Вагъуэиж | Kayan Yıldız (Göktaşı) |
Hıeşh’ejvağue | – | 5 Yıldız (Akşam Yıldızı veya İftar Yıldızı olarak adlandırılır) Bunlar: Sirius – Cириус, Kemer – Aрктурэ, Kapelle – Kапэллэ, Alfa – Aлъфэ, Beta – бэтэ |
Vağueguşe | Вагъуэгущэ | ? |
Şogueğağevağue | Шогуэгъагъэвагъуэ | ? |
Vağuesogure | Вагъуэсокъурэ | ? |
Vağuegublaşxedec | Вагъуэгублащхьэдэс | ? |
Vağuebaş | Вагъуэбаш | Berenis takım yıldızı |
Vağueh’elıve | Вагъуэхьэлывэ | ? |
Vağueşelhakhe | Вагъуэщэлъахъэ | Lyra (Çalgı takımyıldızı) |
Vağuebe | Вагъуэбэ | Delfin takımyıldızı |
Vağuek’ıapse | Вагъуэк|апсэ | Andromeda takımyıldızı |
Vağueşığe | Вагъуэщыгъэ | ? |
Vağuedemekue | Вагъуэдэмэкъуэ | ? |
Dey jığ vağue | Дэй жыг вагъуэ | ? |
Temırkazakvağue | Тэмыркъэзакъвагъуэ | ? |
Yıldızları yukarıda sıraladığımız şekilde isimlendiren Adigeler, yıldızların durumuna göre yaşamlarını düzenler, çiftçiler yıldızların doğuşuna batışına göre işlerini düzenlerler, denizciler Azov denizine ve Karadeniz’e yıldızların durumuna göre açılırlardı.
Mesela avcılar ve savaşçılar yollarını yıldızların durumuna bakarak bulurlar, gidecekleri hedefe hiç şaşmadan ulaşırlardı.
Söylencelerde yerini almış şu kalıplaşmış ifade bunun en iyi göstergesidir. – Madem ava çıkıyorsunuz Şıxulhağue’yi (Samanyolu) izleyin, o sizi hiç şaşırtmaz.
Adigelerin astronomi bilgisinden istifade ile geleceğe dair tespitlerinde bahseden Hanceriy “Kutup Yıldızı, Büyükayı ve Samanyolu’nu sürekli yön belirlemek için kullandıklarını, yıldızlara bakarak doğada olabilecek önemli değişimlere dair tahminlerde bulunduklarını ve bu tür yetenekleri olan kişilerin Adigeler arasında çok itibar gördüklerini” anlatır bir yazısında.
Yeni doğan ayın durumundan ve hilalin uç kısımlarının kıvrılışından o ay iklimin ve havanın nasıl olacağına dair tahmin yürütülür günlük hava tahminleri ise güneşin doğuşuna batışına göre tahmin edilir tarım ve benzer işlerle uğraşanlar buna göre işlerini düzenlerlermiş.
Vağuebe (Delfin takımyıldızı) kuzey Kafkasya’nın gökyüzüne yerleştiğinde (Mart ayı içerisinde) bu ilkbaharın başlangıcı, bu yıldızın gökyüzünde görünmez oluşu ise sonbaharın başlangıcı olarak kabul edilirmiş.
Akşamvağue (beşli yıldız grubu) ile iftar saatlerini, Nehuşvağue (zühre yıldızı) ile sahur saatlerini belirlerlermiş.
Vağuebe (Delfin takımyıldızı) ile yılın mevsimleri tayin edilirmiş, bu yıldızın Kafkas gökyüzünde görünmesi 21 Mart tarihine tekabül eder, bu aynı zamanda yeni yılın başlangıcı olarak da kabul edilirmiş.
İlk baharda bu yıldızın topraktan çıktığına, yazın tarım alanlarını, sonbahar da ormanları ve yüksek ağaç tepelerini aydınlattığına, kışın ise yine toprakta kaybolduğuna inanılırmış.
Yazın ve kışın en soğuk ve en sıcak günlerinin bu yıldız ile ilgisi olduğu düşünülür mevsim normalleri dışındaki havaların bu yıldızın konumundan kaynaklandığına inanılırmış.
Adigeler Ay’a ayrı bir önem verir ve saygı duyarlarmış.
Bu durum Kuzey Kafkasya’da yapılan kazılarda ve bulunan tarihi eserlerde net bir biçimde fark edilmektedir.
Hatta bu gün bile yeni ay yükseldiğinde üç adım atılarak dua edilmesi şeklinde bir inanç mevcuttur.
Ay’ın dolunay halinde, gümüş bir yüzüğün içerisinden bakarak geleceğe dair olayların görülebildiğine inanılır bu yöntem genç kızlar arasında (bu şekilde kısmetin görülebileceğine inanılarak) çok rağbet görürmüş.
Kafkas inancına göre Ay’ın Güneş’in kız kardeşi (bir kısmı tarafından da erkek kardeşi) olduğuna, Güneş’in büyük, Ay’ın küçük kardeş olduğuna ve ikisi arasında sonsuz bir sevgi bulunduğuna hatta zaman zaman karşılaştıklarında sıkı sıkı sarıldıklarına inanılırmış.
Oysa bu sımsıkı sarılmalar olarak nitelenen durum ortaya çıktığında yani Güneş veya Ay tutulması olduğunda da bunu pek istemezler, birinin diğerini serbest bırakması için şapkalarını çıkartarak dua ederlermiş.
Adigelerin bu inanışlarından 15.yy başlarında yaşayan Fransız Abri de la Motre bahsetmektedir.
James Bell 1837-1839 yıllarında Kafkasya’da bulunduğu sırada tuttuğu günlüğünde Adigelerin ay ve güneşle ilgili inanışlarından uzun uzun bahsetmektedir.
Adigeler Güneş’e de tıpkı Ay’a olduğu gibi pek çok inanış ile yaşamlarında yer vermişlerdir. Kafkasya’da yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkartılan taş oymaların ve pek çok eşyanın üzerinde güneş ve ay motiflerine çok sıklıkla rastlanır.
Bazı Adige boylarında son yüzyılın ilk yıllarına kadar güneşe ilahi bir özellik atfedilmiş, bu günkü tanrı inancının yerine konulmuştur.
Dığedışe (Altın Güneş) denilmiş, aileye giren yeni gelinlere değer verildiğini göstermek ve aileye uğur getirmesi için güneşle ilgili isimler Dığe, Dıpenehu, Dığeues, Dığedışe, Dığenur, Dığetsıuk vb. konulurmuş. Bu gelenek günümüzde de hala devam edegelmektedir
Sonuç olarak, gökyüzünün ve yıldızların Adige yaşamında çok önemli bir yeri olduğunu, yıldızların her birinin ayrı ayrı bu insanların yaşamında, günlük hayatlarını düzenlemede özel bir önem ve anlam taşıdığını söyleyebiliriz.
Adigeler yıldızların durumlarından kaynaklandığına inandıkları değişimleri ve tabiat olaylarını din ve tanrı inancı ile de ilişkilendirmişler zaman içerisinde bu iki inanış neredeyse birbirinin içerisine geçmiştir.
NOT: Bazı yıldızlara Adigeler tarafından verilen isimlerin Türkçe’de tam olarak hangi yıldızlara karşılık geldiği bilinemediğinden bu türden olan isimlerin karşılıkları boş bırakılmıştır.