AH BİR İNANSAK!

YEMUZ Nevzat Tarakçı
05.11.2012

Bir inansak zaman bitmeden, iş işten geçmeden.

Bir inansak bitip tükenmeden.

Bir inansak artık kültürümüz hızla eriyip yok olmadan.

Bir inansak, duyduğumuz seslerin yok oluşumuzun ayak sesleri olduğuna, geri sayımın “tik tak” larına.

Acı, hem de çok acı:

Gençliğimiz ilgisiz,

Büyüklerimiz ümitsiz,

Dilimiz mahzun, kültürümüz sahipsiz!

Acı ki ne acı:

Geri sayım başladı, saatler ilerliyor.

“Tik tak” lar inanmış yürekleri sızlatıyor, vicdanları kanatıyor.

Tepki yok, ilgisizler yine ilgisiz.

Ah bir inansak son bir gayretle küllerimizden doğabileceğimize!

Bir inansak samimiyete.

Bir inansak birlikteliğin gücüne.

Ah bir inansak kendimize!

Bir kerecik inansak kültürümüzün gücüne!

İnanmak, daha samimi olmayı gerektirmiyor mu?

İnanmak, daha fazla sevmek, yeri gelince uğrunda ölmek anlamına gelmiyor mu?

İnansaydık daha samimi olmaz mıydık?

İnansaydık yüreklerimiz kan ağlamaz mıydı?

İnansaydık huzurumuz kaçmaz mıydı bu erime, bu yok oluş karşısında?

İnansaydık yok oluşu, tükenişi durduramaz mıydık?

İnanmadık, inanmıyoruz!

Galiba inanıyor gibi yapıyoruz.

Çalışır gibi, uğraşır gibi, üzülür gibi, önemser gibi…

İnansaydık yüreklerimizi dağlamaz mıydık karşı karşıya olduğumuz garip manzara karşısında?

İnansaydık inancımızın gereğini yapmaz mıydık?

İnanmadık, inanmıyoruz!

İnanmalıyız, inanmak zorundayız.

Gençliğimiz ilgisiz, büyüklerimiz ümitsiz, dilimiz mahzun, kültürümüz sahipsizse.

Biz inanmak ve inancımızın gereğini yapmak zorundayız.

Ancak o zaman doğar bu toplum küllerinden.

O zaman birleşir kollar, o zaman kucaklaşır samimi yürekler.

O zaman ne Kafkasyalısı ne Anadolu’su kalır,  tek yürek olur gönüller.

O halde,

İnanmaktan, kendimizle yüzleşmekten başka çaremiz var mı?

İnanmak:

Dilimize,

Kimliğimize,

Benliğimize,

Yani güzel kültürümüze.

İnanmak:

Birbirimize,

İnanmak:

Bir gayretle Kafkasya’yla kucaklaşıp tek yürek olmaya.

İnanmak:

Birleşmiş kardeşlerle yok oluşla mücadeleye,

Direnişe,

İnanmak:

İnanmaya, yeniden doğmaya.