ANA DİLİ EN TEMEL HAKTIR SINIRLANDIRILAMAZ YASAKLANAMAZ

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Dün Kayseri’de yaşanan çirkin olay, ülkenin birlik ve bütünlüğünü düşünen herkesi ziyadesiyle üzmüştür.
Annesiyle telefonda ana diliyle (Çerkesçe) konuşan genç, aniden kara cahil şovenist bir ırkçının nefretini kusan ağır tahrikleriyle karşılaştı.

BELKİ BİR SOSYAL PATLAMA ÖNLENDİ
Genç, ağırbaşlı tavırlarıyla ırkçı, pespaye ifadeler kullanan muhatabını ciddiye almayarak belki bir sosyal patlamayı önledi.
Aslında delikanlının ses tonundaki “Bak sana uyarsam elimde kalırsın terbiyesiz adam!” ifade ve medenî tavır, asla korkaklık değil, sorumluluk bilincine sahip vakarlı bir Çerkes genci davranışıdır.
Bu olay kınamayla geçiştirilecek bir olay değil, elbette bu zorbalığın hukukî hesabı sorulmalıdır.

KARA CAHİL MUTLAKA HESAP VERMELİ
Provakatör kılıklı kişinin ısrarcı ağır tahriklerine rağmen soğukkanlılıkla duyarlı davranan adını ve kim olduğunu bilmediğim bu genci, bu sağlam duruşundan dolayı içtenlikle kutluyor, tebrik ediyorum.
Açık konuşalım, bu durum karşısında kaç kişi bu olgunluğu gösterebilirdi?
Kem söz sahibine aittir elbette ancak bu kara cahilin yaptıkları yanına asla kar kalmamalı, bu çirkinliğin hesabı mutlaka sorulmalı.

TOPUMU AYRIŞTIRANLAR ÖTEKİLEŞTİRENLER CEZASIZ KALMAMALI
Bu kişi ve bu kişi gibi düşünen herkes, bu güzel ülkede yaşayan tüm farklı renklerden özür dilemeli.
Yetmez, bu şahıs, mutlaka yargılanmalı, toplumu ayrıştırmanın, ötekileştirmenin, kin, haset ve nefretinin mutlaka cezasını çekmeli!

UMARIM BU OLAY BİREYSEL BİR DAVRANIŞTIR
Umarım bu şahıs, kendini bilmez bir şahıstır; umarım bu davranış bireysel bir davranıştır!
Değilse olay çok katmanlı, çok derin ve çok vahim bir hal alacak demektir.

BENLİĞİ, KÜLTÜRÜ ANA DİLİ OLUŞTURUR
Dil, şüphesiz bir milletin birlikteliğini sağlayan en güçlü bağdır.
Dil, bir toplumun ses bayrağıdır, parmak izidir.
Boşuna söylememiş Cemil MERİÇ “Kamus namustur!” diye.
Ana dili, bir insanın benliğini, kültürünü oluşturan en önemli unsurdur.

BU COĞRAFYA ÇOK RENGİ YOK ETMEDİ Mİ?
Ne yazık ki bu olay karşısında şaşırmadık.
Duyarlı kesim, bu bağnaz zihniyeti çok iyi tanır.
Bu bağnaz zihniyet her şeye düşman.
Bugüne kadar bu coğrafyada çok bağnazlık, çok tahammülsüzlük yaşandı, çok farklı renk bilinçli bir şekilde yok edildi.
Bu zihniyet değil mi güzel ülkeyi, köklü medeniyeti renksiz ve ahenksiz bırakan.
İşte bak zengin kültür dünyasını tek renge boyama gayretinin neticesi gün gibi ortada.
Bu zavallı kişiler, kendisi gibi düşünmeyen herkese düşman.
Farklı dile, farklı dine, farklı kültüre düşman… Hem de dünyanın bir köy haline geldiği günümüz dünyasında.

AFFET BENİ ANA DİLİM!
Sevgili ana dilim,
Farkındayım, çok mahcubum, seni gereği gibi sevemedim, sevginin gereğini yapamadım.
Biliyorum bana ve benim gibilere kırgınsın, küskünsün.
Güzel dilim, beni affedebilecek misin?
Hatırlıyorum, annem tanıştırmıştı beni seninle.
İlkokul çağında seni sevdim, seninle oldum hep.
Ne olduysa sonra oldu, bilmiyorum nasıl oldu, yeni sevgililer aramıza girdi, seni unutturdular bana.
Oysa sen, atamın, dedemin yadigârıydın…
“Seviyorum!” diyerek aldandım, sensiz de olabilir sandım.
Olmadı, şimdi aklım karmakarışık duygularım tarumar…
Oysa sen, benliğimin temeli, kültürümün gür sesisin.
Sen, tarihime köprü, atamdan armağansın.
Sen, ruhum, özüm, tutan elim, gören gözümsün.
Sen her şeyimsin.
Seninle olamadım, seninle konuşmadım, seni anlayamadım, ne olur beni affet!

HER DİL, HER KÜLTÜR SAYGIYA LAYIKTIR
Unutulmasın her dil, her kültür saygıya layıktır.
Topluma, kültüre duyarlı her birey bu konuda çok dakik olmalı.
Toplumsal barışa ve farklılıklara duyarlı her kurum, bu olay karşısında dik durmalı, olayı kınamalı ve gereğini yapmalı.
Özellikle Çerkes toplumunun kurumları, üst kurumları sorumluluklarının gereğini yerine getirmeli.
Farklı dillere, farklı dinlere, farklı kültürlere saygılı, toplumsal barışa inanan duyarlı, güzel insanlara binler selam.