ANKARA KUZEY KAFKASYA KÜLTÜR DERNEĞİ 25.YIL KUTLAMA PROGRAMI İÇİN NE DEDİLER?

Kafdağı
Kuzey Kafkasya Kültür Derneği, Aylık Kültür Sanat ve Haber Dergisi, Yıl: 1 Sayı: 1  Şubat 1987 Ankara

Değerli okuyucularımız, derginiz Kafdağı, 25. yıl kutlama programına izleyici olarak katılan değişik toplum kesimlerinden ve yaş gruplarından hemşehrilerimizle görüştü.

Şunları sorduk kısaca:
1) Bu programı izlemeden önce neler umuyor, bekliyordunuz?

2) Programı nasıl bir duygu içinde izlediniz?

3) Beğendiğiniz ve beğenmediğiniz yanlarıyla gecenin kısa bir değerlendirmesini yapar mısınız?

İşte aldığımız cevaplar:

Saime Bozkurt: (60 yaşlarında Uzunyaylalı bir annemiz) Genel olarak gece güzeldi. Yer darlığı vardı. Daha geniş bir yerde olabilirdi. Eski emeği geçen insanların adlarını duydukça anılarım tazelendi. Duygulandım, sevindim, gözlerim doldu. Çok güzel şeyler duydum, anlatamıyorum. Çalışma eksikliği olarak değil ama genel olarak eleştirebileceğim bir konu, eski adetlerimizin tam olarak uygulanmadığı. Özellikle gençlerin bu adetlere önem vermediğini gördüm. Örneğin eskiden küçükler büyüklere hep yer verirlerdi. Gecede büyükler ayakta dururken bazı gençlerin oturduğunu gördüm. Ama bunda kabahat herhalde görev alan kişilerde olmasa gerek. Gelecek nesiller şimdi yapılabilenleri de yapmayacaklar galiba. Zamana bağlıyorum. En azından aile içinde de çalışmıyoruz, gereken gayreti göstermiyoruz. Her şeye rağmen çok güzel bir geceydi.

Tahsin Dinç: (50 yaşlarında, Uzunyaylalı, emekli memur.) Böyle bir gece tüm hemşehrilerimiz gibi beni de memnun etti. Eksiklikler muhakkak her çalışmada olabilir ama bu memnuniyeti, olumluluğu etkilememen. Eleştirilerimi şöyle sıralayabilirim ; Yer davetlilere göre çok dardı ve ve düzensizdi. Gençler adetleri uygulamıyorlar. Mesele büyüklere yer vermiyorlar. Görevliler ya azdı veya görevlerini aksattılar. Kalabalık işine şöyle bir çözüm getirilebilir; her aileden bir veya iki kişi çağrılabilirdi. Benzer gecelerin eksiklikler giderilerek tekrarlanmasında yarar görüyorum.

Nahit Eruz: (1936 yılı Aksaray-Niğde doğumlu. Eski Gümrükler Genel Müdürü. Halen Maliye ve Gümrük Bakanlığı  Bakanlık Müşaviri.)

”Kafkas” kelimesi bende her zaman üçlü bir çağrışım yapar: Disiplin, saygı ve Kafkas Halk Dansları. Belki de bu, değişen toplumumuz karşısında bir özlem olarak belirir bende. Belki bu özlemimi gidermek, belki de bunları hala yaşatan insanları görmek için giderim bu gecelere. Derneğimizin 25  kuruluş yıldönümü nedeniyle yapılan geceden de beklentim bu özlemimdi.

Bu özlemi hemşehrilerle birlikte gidermek, sanırım doyumsuz bir zevk olmalı. Gecede bu zevki tattığımı söyleyebilirim.

Ne var ki, gecenin yapıldığı salon, gösterilen ilgi karşısında çok küçüktü. Bu hem oyunların gereği gibi izlenememesine neden oldu, hem de karmaşık bir hava yaratır gibi oldu. Bu düzenli ve anlamlı geceye uygun bir salon, sanırım gecenin havasını oldukça değiştirirdi.

Nuran Kantekin: (Uzunyaylalı Hatukuay ailesinden genç bir arkadaşımız.)

Bu kadar uzun konuşmalar beklemiyordum. Hemşehrilerimizle tanışıp kaynaşmak istedik. Kalabalıktan dolayı diğer misafirlerle tanışıp kaynaşamadık.

Geçmişte çalışanlarımızı anmak, düşünmek iyi bir şey. Bizde varız, yaşıyoruz demek sesimizi duyurmak çok sevindirici.

Salon çok küçüktü. Daha büyük bir salon olmalıydı. Eğlence yönü daha ağırlıklı olabilirdi. Tanıtım daha iyi yapılabilirdi. Broşürler dağıtılabilirdi.

Gelmeyenlere anlattığımızda, gelmedikleri için çok üzüldüler. Sanki faaliyetler hep gençlere yönelikmiş gibi imaj var. Yaşlılarda katılmak istiyor.

25.yıl çalışanlarına katılan emeği geçen herkesi kutlarım. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Hacı Ahmet Bilgiç: (Uzunyaylalı Hatukuay bir aileden genç bir arkadaşımız) Bu seneye kadar böyle bir gece yapılmadı. Toplumun birbirleriyle daha çok kaynaşacağı ümidini taşıyarak geldim.

Ankara dışından gelen uzun süredir görmediğim arkadaşlarımla görüşmeyi bu anlamda bir kaynaşmayı bekliyordum. Salon uygun değildi. Herkes gerek sahneyi, gerek oyunu, düğünü izleyemedi. Çok kalabalıktı. Bu durum umduğumuz kaynaşmayı engelledi.

Konuşmalar çok uzundu. İsmi geçmesi gereken başka arkadaşlarımız, çalışanlarımız vardı.

Hatalarına rağmen şimdiye kadar yapılan gecelerin en anlamlısıydı. Bu kadar gencin, yaşlının, kardeşçe, arkadaşça birlikte olması övünülecek bir olay. Geceyi anlattığımızda yaşlılar gelmedikleri için üzüldüler.

Dernek geçmişte en azından bizim çevremizde hatalar yaptı. Bugünkü yönetim düşüncesini daha iyi anlatabilmen. Yanlış bilgilenmeler düzeltilmeli. Konuşmalar daha kısa tutulmalı.

Son olarak tüm emeği geçenlere teşekkür eder, tebrik ederiz.

Kazım Baştuğ: (Tokat, Güzelbeyli kasabasında doğdu. Halen şehirlerarası otobüs terminalinde müdür yardımcısı olarak görev yapmaktadır.) Her zaman büyüklere saygı gösteren, bunu gelenek haline getirmiş bir toplumun çocuklarıyız. Bu tür toplantılarda da beklentilerimizin başında bu geliyordu. Fakat göremedik. Gençlerin buna pek aldırmadıklarını gördük ya da iyi bir organize beklentimiz vardı. Orada da büyük diyebileceğimiz aksaklıklar oldu. Kapının girişinden, salondaki yerleşmeye kadar düzensizlik hakimdi. Video çekimleri kusurlu idi. Plaketlerin dağıtımı esnasında sunma eksikliklerini gördüm. Kısacası organizasyonda teknik anlamda kusurlar büyüktü. Dileğimiz bundan böyle yapılacak gecelerde bunlara dikkat edilerek aksaklıkların giderilmesi.

Mutlu oldum. Kendimi 25 yaşında gibi hissettim. Ancak bu sevinç demin belirttiğim nedenlerden ötürü pek uzun sürmedi. Bir diğer deyimle organizasyondaki eksiklikler mutluluğumuzu kursağımızda bıraktı.

Söz konusu organize bozukluklarına meydan vermeden bir gece yapılabilirdi. Bir albüm hazırlanabilir, Derneğe hizmeti geçen değerli hemşehrilerimize birer anı olarak verilebilirdi.

25.yıl kutlama programını izleyip döndükten sonra Burdur’dan mektup yazan Defterdarlık Kontrol Memuru Cevdet Soycan’ın mektubundan bu gece ile ilgili bölümleri sunuyoruz :

”(…) 25. yıl gecesi bizleri çok mutlu etti .Gayretleriniz sayesinde orada bulunan herkes bu mutluluğu tattı. (…) Şunu itiraf edeyim, o gece en az on kere gözlerim doldu. Etrafımdaki yaşlılardan ve kadınlardan utancıma ağlayamadım. Ağlamak için dudaklarımı kanarcasıya ısırmışım.

Heyecanlandık, duygulandık, gururlandık, özlemimin kabardı, acılarımız tazelendi, hepsi ayrı bir haz verdi. Bütün bu duyguların arasında içtiğim Maksıme otuz yedi yıllık hayatımda boğazımdan geçen en tatlı şeydi. (…)

Gecenin videoya çekilmesine çok sevindik. Burdur’dan çıkarken beraberimizde getiremediğimiz eş ve çocuklarımıza videoda seyrettireceğimize söz verdik. Sizden ricamız adresimize bir video kaset göndermenizdir. (…)