AZAMAT MİN-KUTAS, YAŞADIĞI ZAMANIN ÖNDER KİŞİSİYDİ

DZEVUKOJ Nuriyet
Zekoşnığ dergisi 2023/1 sayısı
Çeviri: ÇETAO İbrahim

Kendisine olan saygısı, ülkesine olan sevgisi büyüktü. Adı ulusunun tarihinde yer almıştı. Yaşadığı çağın önder kişiliklerinden olabilmişti. Etnograf, tarihçi, sivil toplum çalışanı AZAMAT Min-Kutas’ın doğduğu 115 yıl oluyor.
Adığe halkının ilk eğitimli kişilerindendi. İkinci dünya savaşı sonrasında Adığe ulusal müzesinin yeniden kurulup geliştirilmesi için önemli çalışmalarda bulunmuş, 17 yıl müze müdürlüğü yapmıştı. Yaşadığı çağda Adığe kadınlarının en eğitimlilerinden, en ünlülerindendi. Yüksek morale, güzel zekaya, derin bilime sahipti. Tüm bu yeteneklerini mensup olduğu halkının daha iyi bir yaşama sahip olabilmesi için kullanmıştı.

AZAMAT sülalesi Abdzah boyundandı. Dedesi, babası Zeçeriya ve amcaları Abdzah bölgesindeki Bguaşehable köyünde doğup yaşamışlardı. Köyleri Kurcıps nehri kıyısında, bugünkü Tabaçna köyü yakınlarındaydı. Abdzahlar barış içerisinde, dağ yaşamına alışık vaziyette, çalışıp geçinen, çalışmayı seven bir topluluktu. XIX ncu yüzyılın ilk yarısında Rusya çarı belirli amaçlarla bu bölgeye gözünü dikmiş, bu yöredeki Abdzah köylerinin göçettirilmesini uygun bulmuştu. O yıllarda bu bölgeyi nasıl terketmiş olduklarını Min-Kutas kaleme almıştı. Dedeleri AZAMET-BĞUAŞE Mıhamet çocuklarına ve akrabalarına her ne olursa olsun vatanı terketmemelerini öğütlemişti.

Dünyanın en çalkantılı döneminde, 20 nci yüzyılın başlarında AZAMAT Zeçeriya’nın kalabalık ailesinde bir çocuk daha dünyaya gelmiş, yeni doğan çocuğa Min-Kutas adı verilmişti. AZAMATlar Abdzah bölgesinden göçettiklerinde Min-Kutas 11 yaşındaydı. Önce Rus köyü Proabjeronskaya’ya daha sonrada Ademey köyüne yerleşmişlerdi. Köyde kendi toprakları olmadığından başkalarından kiraladıkları toprakları elle işleyerek yaşamaktaydılar. Aile fertleri büyük küçük demeden her işi yapmış, bu sayede hayata tutunabilmişlerdi. Min-Kutas’ın babası Zeçeriy iyi bir at yetiştiricisiydi. At çiftliklerinde çalışarak ailesinin geçimini sağlamaktaydı. Annesi HUŞT Dışeçhan Ponejukay köyündeki soylu ailelerden Habahu’ların kızıydı. Gerçek bir soylu, becerikli bir kadın olduğu söylenir. Min-Kutas anne babalarının nasıl tanışıp evlendiklerini de kaleme almıştı.

Baba AZAMAT Zeçeriy Çerkes kıyafeti üzerine oturan, boylu poslu bir adammış. Atın üzerinde görkemli duran gerçek bir soylu gibiymiş. Gençliginde olan her at yarışına katılırmış ve birçok iyi derecelerinde sahibiymiş. Bir görüşte beğendiği HABAHUların güzel kızı Dışeçhan Rus ordusunda subay olan ÇESEBİY Şumaf’in sözlüsü imiş.

Anlatımlara göre Zeçeriy evlenmek için pek acele etmezmiş, arkadaşlarıda onun bu durumuna üzülürler, beğeneceği bir kız bulabilmek icin çaba gösterirlermiş. Yine bir gün Çemguy, Bjeduğ köylerini dolaşmışlar, Kazaneko kız kardeşleri, Şabanların iki kızını da Zeçeriy’e beğendiremeyerek geceyi geçirmek üzere Ponejukay köyüne gelmişler. Akşam yemeğini yerlerken arkadaşları Zeçeriy’in beğeneceği bir kızı henüz anaların doğurmadiğını şakayla dile getirmişler. Konuşulanları duyan ev sahibi Dışeçhan’ı bir görürse beğenmeden geçemeyeceğini ancak onun nikahlı olduğunü söylemiş.
Zeçeriy duyduklarından etkilenmis ama belli etmemiş. Sabahleyin bir bahane bulup kızı görmüş. Her iki genç ilk görüşte biribirlerini beğenmiş, daha sonrada hiç kimse beklemediği halde evlenmişler.

Resimleri büyük görmek isterseniz üzerine tıklayınız

Min-Kutas sahip olduğu bilimi ilk olarak babasının Haceşinde edinmiş. Akşamları konukevinde şarkı söyleyenler, besteleyenler, olayları anlatanlar toplanırmış. Baba Zeçeriy’de sözlü edebiyatı iyi bilirmiş. Konukevlerinde Nart şarkıları ve eski olaylar çokça dillendirilirmiş. Zeçeriy Arap alfabesi ile yazmayı bilir, kimi folklor ürünlerini de kaleme alırmış. 1925 yılında Moskova’da çıkan bir Sbornik’te Min-Kutas babası tarafından kaleme alınmış “Abazinler” adlı öyküyü Adığece yayınlatmıştı. Aynı Sbornikte Arabist NATHO Şalih’in “Adığeler Arabistan’dan nasıl çıktılar” adlı yazısıda yer alıyordu. Bu tür yazılar Adığelerin eski tarihlerine olan ilgiyi artırmış, önemli bilimsel çalışmalarında başlangıcı olmuştur.

Küçük bir kız çocuğu iken kapı kenarlarından konukevinde anlatılanları can kulağıyla dinliyordu. Henüz küçük yaştada olsa Adığelerin geçmiş tarihleri hakkında bu şekilde bilgilenmeye başlamış, ulusal bilinci oluşmuştu. İlk eğitimini köyünde iken almış, Don Sovyet Parti Okulu’nun ilk kız öğrencilerinden olmuştu. Bu okulu çok genç yaşta bitirmiş, cehaletle mücadele çalışmalarında aktif olarak yer almıştı. XX nci yüzyılın 20’li yıllarında devrim çalışmalarının içinde yeralmak, bu alanda iz bırakmak için çabalıyordu. Toplumsal politik çalışmaların içinde yer alıyordu. Yıllardır dar bir alana sıkışmış olarak zor şartlarda yaşamakta olan dağlı kadınların toplumsal yaşama kazandırmak için büyük bir dikkatle çalışmalarda bulunuyordu. Kuzey Kafkasyalı dağlı kadınların Pyatigorsk şehrinde yapılan kurultaylarına delege olarak katılmıştı. Min-Kutas kurultaydan sonra okul arkadaşı KUACE Halimet ile birlikte Adığe köylerine geziler düzenlemiş, kurultayda ele alınan konuları, alınan kararları, kadının yeni kurulan düzendeki önemini kadınlara anlatmışlardı.

Yıllardır baskı altında yaşamış ve ezilmiş dağlı kadını yeni yaşama kazandırmak, kadını yeni düzenin kuruluş çalışmalarına katmak, onların eğitim almalarını sağlamak, yeni hedeflere ulaşmada kadının da gücünden yararlanmak amacıyla önemli çalışmalarda bulunmuşlardı.

İlk eğitimli Adığe kadınlarından biri olan Min-Kutas bu dönemde farklı alanlarda önemli işler başarmıştı. Eğitimli bir Adığe kadını olarak halkı ve ülkesi için var gücüyle çalışabileceğini yaptıklarıyla ortaya koymuştu. Kadınlara yönelik yaptığı bilimsel propaganda çalışmalarıyla, temiz kalbi ve dürüstlüğü ile, yorulmazlığı ile mensubu olduğu Adığe halkının saygı ve sevgisini kazanmıştı.

AZAMAT Min-Kutas fırsat bulduğunda eğitimine Moskova’daki Doğu Halklarının Komünist Üniversitesi’nde devam etmişti. Bu dönemde bilimin anlam ve önemini daha iyi anlayabilmişti. Yazısı ve okulu bulunmayan Adığe halkının katettiği tarihi yolu, Adığe dilinin gramatiğini bu okulda öğrenmişti.

Üniversiteyi bitirdiğinde yeni ve sağlam bir dünya görüşüne sahip olarak Adığe ülkesine dönmüştü. Bu yıllarda Sovyet sisteminin kuruluş çalışmaları yürütülüyordu. Kendisi de bu çalışmaların içerisinde yer almış, HAKURATE Şıhanceriy ve Navurza İbrahim’i kendine örnek almış, onların tavsiye ve düşüncelerine önem vermişti. En çokta müze çalışmalarına ilgi duymuş, halkının etnoğrafyasının öğrenilmesini önemsemişti.
İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması başlatılan tüm çalışmaları kesintiye ugratmıştı. 1942’de düşman Kafkasya’ya girmiş, Kuban yöresi ve Adığey’i işgal etmişti. Adığey altı ay düşman işgalinde kalmış olup insanlarımızın bu dönemde karşılaştıkları büyük sıkıntılar günümüzde de anlatılmaktadır. 1943 yılı ocak ayında faşistler Adığey’den kovulmuş, bozulan sistem onarılmaya başlanmıştı. Adığe Ulusal Müzesi’nin yeniden oluşturulması görevi AZAMAT Min-Kutas’a verilmişti. Arkeolojik, etnoğrafik araştırmalar yaparak halkımızın tarih mirasını eksiksiz toparlamak, ulusal müzeyi yeniden açmak o dönemde kolay olmasada AZAMAT Min-Kutas bunları başarmıştı.

Adığe Ulusal Müzesi yeni bulunan eserlerin düzenlenmesiyle 1954 yılında kapılarını açmıştı. Bu önemli görevi başaran Min-Kutas’a LUBOV İgnatevna Lebedenka, TUTEKO Bella, MAMRIKO Rim, HACEMIKO Han destek olmuşlardı. AZAMAT Min-Kutas müze çalışmaları ile birlikte halk bilimi dalında da önemli çalışmalarda bulunmuş, “Adığey’in Tarihi” adlı kitabın ilk cildinin çıkarılmasında görev almıştı. “Ponejukuay Köyünde Kültür ve Yaşam” adlı teziyle kandidat olmuştu. Etnoğrafya alanında “Adığe Süsleme Sanatı” adlı büyük albümünü yayınlamıştı. İlk olarak Adığelerin mutfak kültürlerini anlatan “Adığe Yemekleri” kitabını yayınlamış, daha sonra bu kitabın ikinci basımı yapılmıştı. AZAMAT Min-Kutas’ın insani yönlerini, çalışma yöntemlerini, örnek alınası bilim çalışmalarını kendise ile birlikte çalışmış olan A. Lebedenka ve 1964-83 yıllarında müze müdürlüğü yapan AŞHAMAF Luba çokça anlatmışlardır.

AZAMAT Min-Kutas Adığe Ulusal Müzesi’ni yeniden derleyip toparlamış, yüksek bir düzeye çıkarmıştı. Şimdilerde A. C. Ulusal Müzesi olarak yeni binasına kavuşmuştur ve gelişmesini sürdürmektedir. Bunların temelini atan bilim insanı ve etnoğraf AZAMAT Min-Kutas’tır. Doğumunun 115 nci yılında onun halkı için yaptıkları unutulmamıştır. Onun yaşamı günümüzde de hepimize örnek oluşturmaktadır.