BİR AKŞAMÜSTÜ BULUŞMASI / MAYKOP

Khalejj
06 Haziran 2008

Bir seferinde yıllar önce Kafkasya’daydım. Toplanmış ufak tefek yazar-çizer takımı. Ne olacak Adigey bir avuç, Kabardey bir karış yer. Toplanmış mühim zevat bende âcizane misafirim işte.

Takdim ettiler bir gurup insanı bunlar; Ş’enıghe Lej diye bilim adamımı ne işte, pek önemsemedim. Kimler mi vardı neler mi yaptılar kısaca anlatayım size. Önce gözüme Hançeriy çarptı şöyle kenarda oturuyordu. Çuyekho Yunus, Kırmızı Ev adlı romanından biraz okudu ama ben ağır geldi kes dedim. Peşinden Hadaghalhe Asker çok ciltli Nartlar dan birkaç hikaye okudu teşekkür ettim. Döndüm Çeraşe Tembota, şu ‘Kızlarımız’ adlı hikayenle şu ‘Tek Atlı’yı kısaca özetle dedim, kırmadı beni sağ olsun.

Baktım Şocentsıku Ali sus pus, ona da ‘Khambotre Latsere’yi özetlettim. Değişiklik olsun dedim Bitsu Anatole’ye rica ettim bir iki şiir okudu, fena değildi. Meşbeş’e o zamanlar bu kadar meşhur değildi, sen dedim sıranı bekle.

Khuyekho cahfere sen şu Adige -Tatar ilişkileri hakkında bir roman yaz, dedim olur dedi. ‘Blaner Zışalhfıghem Yekuıjı’ işte o zamandan sonra yazıldı. Bir ara Adığe devlet tiyatrosu geldi, Natxho Devlethan’dan Hatko Ahmet’ten Tsey İbrahim’den kısa parçalar sergiledi teşekkür ettim. Piposu elinden düşmeyen ince zayıf biri vardı, bu kim dedim. Bu Khuyekho Nalbiy dediler, iyi tamam dedim pek ilgilenmedim.

Kabardey gurubu ilerleyen saatlerde izin istedi müsaade ettim. Kişoko Alim, Teune Haçim, Nalo Ahmethan, Elgar Kaşif, Thaghezıt Zubeyr hatırladıklarım. Utıj Boris rahmetli ile Şorten Askerby onlar kaldı müsaade ettim.

Arada Anzerikho Çeslaw bir kısa konser verdi önemsemedim. Dimitri Kestan ,jane Kırımız’da ordaydılar ama biraz tutuk gibi geldiler bana. Bu arada Koşbeye Pşımaf ‘mefibl way’ ve ‘ççıfe’ adlı eserlerini bana sundu, güzel güzel böyle devam et dedim. Eşşıne Hazret le Khumpıl Kadirbeçi biraz onore ettim, misafirim hepte azarlamak olmaz ya. Abubeçir Şhalaho geldi ben Türkiye’den Ahmet Hağur’u, Hatko Ömer Seyfettin’i araştırıyorum dedi. Sinirlendim başka işin mi yok dedim, çok canım sıkıldı ama neyse dedim.

Arada, bir hikâyeci Adige halk hikâyelerinden örnekler okudu. Xhuçç Tıghujj dedi Yesemıkho Yesxot dedi Mafeko Wurusbiy dedi. Ya ne zaman biter bu dedim, arşivde dahası var ama bur da bir kaç bin sayfa hazırda var dediler. Yeter yevmiyecimi tuttunuz beni dedim.

Meşhur ekipler varmış Nalmes – Yislamey – Kabardinka falan, kalsın izleyemem dedim. Biraz kırıldılar ama renk vermediler. İşte okuma yazman var mı? Bilmiyoruz ama biraz kitap verelim dediler. Kaç tane kitabınız var dedim, abarttılar. Biraz milyonlarca kitap basıldı anadilimizde dediler, bende; ne buya ben kargo gemisi sahibi miyim? Nezaketen bir iki tane verin dedim, bir kaç alfabe kitabı verdiler.

Bir ara Zeramıku ,Tıghujj, Hapaçe, Peneşuı, Wutsujıkhu Aqile adını taşıyan yazar çizer takımı kendini tanıttı. Ne diyeyim mecburen katlandım. En çok köylü Lheptserıkho ismail’i tuttum. Garibandı ama kendi çapında mütevazı biriydi.

Bu ara Toluısten Yusuf gelmez mi, geç kaldım özür dilerim dedi. Neyse yaşına verdim dedim. Oda biraz edebiyattan söz etti fazla uzatmadım. Şeş’e Kazbek diye biri geldi eleştirmenmiş. Bana göre diye başlayınca, ben eleştirmeye değer yazar yok dedim konuyu kapattım. Mahcupça misafir bilir dedi, bende uzatmadım.

Arşivden sözlü arşivleri istettim, takdim ederiz dediler. Khızbeçin Destanını hazırlayın götüreceğim dedim hayhay dediler. Arşivleri de varmış pöh yani.

Şimdi bunlardan pek çoğu sağ değil biliyorum ama anısı kaldı bende, fenamı oldu işte. Bakın sizinle bile paylaştım. Bir gecelik anı bu kadar, ben ise orda bir hafta kalmıştım.

Sıkmayım diyorum artık sizi.