EUSKADİ ve BASKLARIN SESİ: EGUNKARİA

Anıl Sevim

Euskal Herria, Baskların ülkesi… Doğrusu hepimize bir yerlerden tanıdık gelen ve bir şeyleri çağrıştıran, ancak herhangi birimizin ne kendilerini ne de ülkelerinin yerini adamakıllı kestirebildiği bir ulus-vatan bütünlüğü Basklar ve Baskların ülkesi Euskal Herria. “Hiç kimse bir Basklı çocuğu-meselâ bir Gipuzkoalı’yı-büyük İspanyol milletinin asil bir üyesi olduğuna inandıramaz. Çünkü, o, büyük babasının Franco’nun birliklerine karşı İrun’un kuşatması sırasında savaşarak şehit düştüğünü bilir.” Bu, Hakkı Açıkalın’ın Basklar hakkındaki bir değerlendirmesi. Demek ki Basklar İspanyol değil. Bask halkının Fransız kökenli olduğunu iddia eden ise hiç yok. Hoş, merhum Aydın Osman Erkan da bir makalesinde, “Basklar ırken ve lisanen Kafkasya’nın Abhaz-Abaza kavmine akrabadırlar. Tarihte Kafkasya isimli kitabında General Ismail Berkok, Baskların, Abask Abhaz halkı ile aynı soydan geldiklerini açıklayarak izah eder. Bunlara Kafkasya’da hala ‘Baskheg’ diye hitap edildiğinden bahseder.” tespitinde bulunuyor. Yani Bask deyince kafamızda şekillenen anlam biraz muğlak kalıyor her seferinde. Aynı bir İspanyol’un “Çerkes” dendiğinde zihnini bulandıran muğlaklık gibi.

Bask halkının yaşadığı coğrafyayla ilgili ‘bulanık olmayan’ bir açıklama yapmak mümkün: Basklar, İspanya’nın Pirene Dağları ve Atlas Okyanusu kıyıları ile Fransa sınırı yakınlarında yaşayan Avrupa’nın en eski kavimlerinden biri olarak ifade ediliyor.

Yıllardır medya organlarından takip ettiğimiz ve hakkında Baskların kendilerinden daha çok şey bildiğimiz ünlü terör örgütü ETA (kuruluş:31 Temmuz 1959) ise bu halkın İspanya’nın içindeki mevcut özerk statüden tam bağımsızlığa geçişini sağlamayı hedef edindiğini öne süren illegal kanadı. Ne Bask halkının, ne de İspanyol ya da Fransız vatandaşlarının istediği şiddetli sıcak çatışmalar, bugün de varlığını sürdürüyor ve İrlanda’nın IRA’sıyla eylemsel anlamda bir paralellik izliyor Bask bölgesinde. Ancak Bilbao sokaklarında yıllardır bitmeyen kanlı çatışmaların bölge insanına sonuçtan çok acı ve umutsuzluk getirdiğine Basklılar artık hüküm vermiş olacaklar ki, haklarını korumanın ve varlıklarını devam ettirmenin yolunu çağın en etkili silahı olan medya organlarını kullanarak bulma yoluna gitmişler zaman içinde. Bugün ETA terör örgütünü ve onun siyasi uzantısı olan Herri Batasuna’nın söylem ve eylemlerini mutlak olarak reddeden ve bölgede barışçıl ortamı koruyarak Bask halkının sesi olmaya çalışan bir günlük yayın organı var: Euskaldunon Egunkaria.

Euskaldunon Egunkaria, yani Türkçe’ye çevrildiğinde Baskların Gazetesi, 6 Aralık 1990 tarihinde yayın hayatına başlamış. Egunkaria şu anda Bask ülkesinde Bask halkı özelinde yayın yapan ve günlük olarak çıkan tek gazete. Bu nedenle de hatrı sayılır bir tirajı var.

Bölgede Baskların ana şehri diyebileceğimiz Bilbao’dan başka hem Iparralde hem de Hegoalde bölgesinde (Franco İspanyası’nın belirlediği sınırların hem kuzey hem de güney kesimlerinde) Egunkaria’nın dağıtımı yapılıyor. Salı gününden Pazar gününe kadar haftada altı gün baskı yapan gazetenin Internet ortamında da her gün o günün baskısına göre güncellenen ve interaktif iskeleti olan bir online versiyonu da mevcut (http://www.egunkaria.com).

Egunkaria, yayınlanmaya başladığı ilk dönemlerde otuz iki sayfalık bir mecmua formatındaymış. Günümüze gelene dek altmışa yükselen sayfa sayısı ve baskı-ajans kalitesiyle şimdiki görünümünü almış; böylece taşra gazetesi kimliğinden sıyrılıp daha profesyonel ve geniş okur kitlesine hitap edebilecek bir yapıya kavuşmuş. Bir günlük gazetenin hafta içinde okuruna sunabileceği ekleri de hesaba katarsanız, Egunkaria’nın sayfa sayısı ortalama olarak yetmiş altıyı buluyor. Gazete gerçekten de, Bask insanı için bir stand oluşturacak nitelikte bir içeriğe sahip. İçerik ve düzenlemesiyle herhangi bir İspanyol ya da Fransız gazetesinden geri kalır bir yanı yok: Makaleler, köşe yazıları, fikir yazıları, Bask bölgesindeki politik durum, Bask bölgesi halkının sorunları, ekonomi-finans, spor, bilim-sağlık-teknoloji, kültür, günün olayları ve televizyon bölümleri Egunkaria’nın ana başlıklarını oluşturuyor.

Euskaldunon Egunkaria’nın merkez binası Andoain (Gipuzkoa)’de bulunuyor. Ayrıca Irunea (Pamplona), Baiona (Bayonne), Bilbao (Bilbao) ve Gasteiz (Vitoria) şehirlerinde de lokal basım ofisleri mevcut. Yüz elli çalışanı bünyesinde barındıran Egunkaria’nın 2001 yılı bütçesinin ise 5.9 milyon dolar olduğunu öğreniyoruz.

Basklardan ve Baskların çıkarmakta olduğu günlük gazeteleri Euskaldunon Egunkaria’dan söz ettikten sonra gelelim aslında varılmak istenen konuya: Basklar İspanyollar ile Fransızlar arasında deyim yerindeyse sıkışıp kalmış, tam bağımsızlığını ilan edememiş, bu uğurda yıllarca sıcak savaşı yaşamış ve binlerce ölü vermiş istikrarsız bir bölge coğrafyasının halkı konumunda.

Yaşadığı bu çatışmalar, sürekli terör ve siyasi belirsizlikle bu bölge daha çok Kuzey İrlanda’yı, Çeçenya’yı ya da Kosova’yı andırıyor. Ancak sorunun özüne inersek, diasporik olarak yaşayan Çerkesler olarak Basklarla paylaştığımız pek çok ortak noktanın var olduğunu görüyoruz. Basklar iki büyük devlet arasında, kökenine bakıldığında onlarınkinden çok daha farklı bir kültür (dil, davranış, gelenek) ve yaşam tarzını lokal olarak devam ettirmeye ve asimile olmaktan korumaya çabalayan bir etnik kitle (genel bakışla ve Çerkes ağzıyla xhabze). Kültürlerini asimilasyona kurban vermemeye göz kırpmadan çalışmak zorunda olan bir diaspora toplumu olarak biz Çerkeslerin kaderi, bu noktada Basklarınkiyle örtüşüyor.

Bu nedenle Bask bölgesinde uygulanmakta olan günlük gazete modelinin Türkiye’de, Kuzey Kafkasya kurum ve kuruluşlarının ön ayak olmasıyla ya da bireysel girişimlerle Çerkesler adına uygulanabilir olup olmadığı sorusu söz konusu.

Cumhuriyet döneminden önce Türkiye’de bir grup Çerkes aydın tarafından yayınlanan Ğuaze Gazetesi de bu konuda ve olası bir girişimde örnek teşkil ediyor. Bu konuda ülkemizde denenecek böylesi bir girişimin karşısına çıkabilecek sosyal, hukuki ya da politik sorunlar göz önünde bulundurularak ve her gün baskıya veriliyor olmanın doğurabileceği içerik doldurma, devamlılığı sağlama, profesyonel çalışma gibi problemlerin üstesinden gelinerek, Türkiye’deki Çerkes kitlenin dinamik ve ‘her an duyulur’ sesinin meydana getirilmesi toplumumuz için önemli pozitif getirileri olan ve çok da uzak bir olasılık olarak görülmemesi gereken bir atılım olacaktır kanısındayız.

Türkiye’deki Çerkeslerin Egunkaria’sı kuşkusuz, dönemin “popüler ve etkin” silahı olan medyanın yerinde kullanımı ve gerekli altyapının oluşturulmasıyla yakın bir gelecekte hayat bulabilecektir. Ancak, günlük bir gazete çıkarmanın gerektirdiği sorumlulukları taşımak için çabalamanın ne kadar mantıklı olacağı ve ortaya çıkan sonucun bu gösterilen çabaya ne derece değeceği kafalarda soru işaretleri oluşturan bir başka önemli nokta.

Bask Özerk Bölgesi’nde bugün, ETA’nın küçük çaplı eylemci kanadını oluşturan ve kendilerine “Jarrai” adını veren gençler ellerinde taş, sopa ve molotof kokteylleriyle bölge dahilinde saldırı, gasp, haraç kesme ve tehdit gibi faaliyetleri gerçekleştiriyorlar. Umut ediyoruz ki, Türkiye’de baskıya girecek bir “Çerkes Egunkariası”, Kuzey Kafkasyalı gençlere Jarrai’den farklı olarak kültürlerini yaşatma ve iletişimi sağlama yolunda ‘kalem’ silahını hediye edecektir. Ama bir daha hatırlatmakta yarar var; gerçekten kararlı olduktan ve gerekli zemini ve ön hazırlığı tamamladıktan sonra.